LAF DEĞİL İCRAATINIZI GÖRELİM SAYIN ÖZAK!

[umut]

LAF DEĞİL İCRAATINIZI GÖRELİM SAYIN ÖZAK!

LAF DEĞİL İCRAATINIZI GÖRELİM SAYIN ÖZAK!

Halil ŞANLI: Spor Yazarı

Yapmayın Sayın Özak!

Yıllarca oturduğunuz devlet adamlığı makamına yakışmıyor.

Trabzonspor'un size kattıklarının hatırına;

Fanatik gazetesine yaptığınız açıklamaların kendinizi kurtarma hamlesinden başka bir şey olmadığını,

Mimarı olduğunuz Şener yönetimlerinin enkazı altında kalmama maksadı hasıl olduğundan böylesi bir açıklama yaptığınızı,

Aslında kendi söylemlerinize, yine kendinizin de inanmadığınızı itiraf etmeniz, inanın ki çok daha yakışık alır!

Gerçekten 'Derin Trabzonspor'un başı siz değil misiniz?

Kadim dostunuz Ali Zafer Özdemir Beyefendiye bir sorun!

Sahi siz, kongrelere ve kulüp içi yapılanmalara hiç müdahil olmadınız mı?

Bu kadar etiketi beraberinde taşınan Sayın Özak, yakışıyor mu size?

Herkesin şahitliği bir tarafa, siz 'inançlı' bir insansınız,

Acaba Allah’ın şahitliği yetmez mi yaptıklarınıza?

1996 yılında Sayın Onursal Başkan'a kulübü teslim edip, sonra aleyhinde faaliyet gösteren siz olmadınız mı?

Özkan Sümer’i başkan olarak çıkaran, o yönetimi şekillendiren, altı ay sonra da 'yıkılsın' diyerek desteğini çeken yoksa başka birisi miydi?

Ya Aktuğ yönetimini dışlayan,

Albayrak yönetimini ise İsrail'den gelmiş bir heyet gibi görüp ince faaliyetlerde bulunan, 'Derin Trabzonsporluların' başı siz değil miydiniz?

Necmettin Aytekin ve Bahri Köse’nin bürosunda bakanlık görevini bir kenara itercesine, haftalar süren çalışma ve pazarlıklarla Şener yönetiminin temellerini atan ve o binaya şekil veren zat-ı aliniz değil miydi?

Size 'biat' etmeyen başkanları, gazetecilere; 'Yazsanıza kardeşim' telkinleri ile kışkırtan ama pazarlıklar neticesinde kendinize 'biat' ettirdiğiniz Şener yönetimini korumaya alan da siz değil misiniz?

Lütfen söyleyin!

İnandığınız Allah’ın adına...

Örnek devlet adamı Hz. Ömer adına... (siz de devlet adamlığı yaptınız)

Lütfen doğruları söyleyin!

Korkmayın, doğruları söyleyin Sayın Özak!

Deyin ki;

"Trabzonspor başkanları arasında çifte standart politikalar icra ederek bölünmelere sebep olduk.

Tüm Trabzonsporlulardan özür diliyorum. Hizmet etmek isterken 'adamcılık' anlayışını yerleştirdik. Nefsimize yenik düştük. Meğerse biz Trabzonspor'da herkesi birbirine düşman ettik..."

Deyin ki;

"Sayın Nuri Albayrak’ın yönetimine girmesinler ve o yönetim zayıf düşsün diye etrafımıza, 'Kimse o yönetime girmeyecek' talimatları veren de, Albayrak yönetimine her fırsatta tepki dolu açıklamalarla reaksiyon gösteren de, onları ‘hayalci’ olarak nitelendiren, 37 milyon borcu ‘felaket’ ve ‘tükeniş’ olarak yorumlayan da bizdik."

Susmayın Sayın Özak, ne olur Trabzonspor aşkına susmayın.

Deyin ki;

"Biz, birçok başkan için 'Trabzonspor’u çökerttiler, mahvettiler, batırdılar' şeklinde feryat figanlarla ağıtlar yakarken, önceki gün bile bir gazeteye demeç vererek, 'Tüm sorumluluğu bu yönetime yüklemek olmaz. Madem aileyiz, faturalarda da beraber olmalıyız. Yeter ki ortak akılla hareket edelim' diyerek yine çifte standart ve ayırımcılık yaptım!"

Yani Trabzonspor’u gerçekte felakete sürükleyenleri, sırf size ‘biat’ ettikleri için korumaya aldığınızı itiraf edin lütfen!

Söyleyin Sayın Özak; sizin için Trabzonspor eskiden bir oyuncak mıydı?

Son on yıldır ise bu oyuncak yine sizin için siyasi gücünüzü aldığınız bir araç haline mi dönüştü?

Aile, Trabzonspor ailesinden söz ediyorsunuz Sayın Özak!

Sahi, hangi aileden!

Baba ile oğulun, kardeş ile kardeşin arasına kutup buzullarını yerleştirdiğiniz aileden mi söz ediyorsunuz?

Lütfen çıkıp deyin ki;

"Aslında benim için 'Trabzonspor ailesi' diye bir mefhum hiç olmamıştır ve olmayacaktır da!
Benim için 'biat edenler' ailesi vardır, gerisi hikaye."

Susmayın ne olur, bir defa olsun Trabzonspor’a kalıcı bir hizmet edin ve "Gerçekte benim için ortak akıl da yoktur! Bakmayın siz benim öyle demeç verdiğime... Benim için ortak akıl yine benim aklımla yürümektir" deyin geçin...

Mesela başkan olduğunuz dönemde kendinize yakın gördüğünüz yöneticilere, yönetim toplantılarından evvel şahsi fikrinizi nasıl empoze edip, "Bunu toplantıda kendi fikriniz olarak yönetime sunun" dediğinizi, fikrinizi cümlesi cümlesine toplantıda gündeme getirenleri baş tacı yapıp, 'işte ortak akıl bu' dediğinizi de lütfen topluma anlatın...

Söze karnımız tok Sayın Özak. Trabzonspor'umuza gerçek bir hizmet için şimdi icraat zamanı.
Samimi olduğunuzu; süslemeli, nakışlı, yaldızlı laflarla değil, icraatınızla gösterin.

Bunun tek bir yolu vardır:

Sayın Onursal Başkan’dan, Sayın Salih Erdem’den, Sayın Atay Aktuğ’dan, Sayın Nuri Albayrak’tan helallik isteyeceksiniz.

Eğer o değerli başkanlar size helallik verirse, Trabzonspor’a o zaman hizmet etmiş olacaksınız.

Trabzonspor adına helallik almayı başarabilirseniz, o zaman dediğiniz gibi bir aile yeniden meydana gelecektir. Haydi bakalım Sayın Özak, görev sizde! Geri kalan söylemleriniz maalesef hikaye...

UMARIZ YANILMAYIZ

Trabzonspor ve siyaset dünyasının son dönemlerdeki renkli isimlerinden birisi de Sevgili Yılmaz Büyükaydın. Gıyaben tanıdığımız ve icraatlarından haberdar olduğumuz Yılmaz Büyükaydın'la kısa bir süre de olsa tanışma şansımız oldu. Duruşunu, beyefendiliğini takdir ettiğimiz Yılmaz Beyin sohbetimiz esnasındaki olaylara yaklaşımı, fikirleri, saygın yaklaşımlarından etkilendiğimizi söylemeden geçemeyeceğiz. Spor ve siyaset dünyasında merdivenleri sağlam adımlarla tırmanan Büyükaydın’ı, Trabzon ve Trabzonspor’a hizmette çok daha iyi noktalarda görmek bizleri mutlu edecektir.

TAV'A TAV OLANLAR…

Trabzonspor'un içinde bulunduğu tarihi çöküntünün arkasında yer alanları dikkatli izleyin. Dikkatli izleyin, çünkü onların bir kısmı siyasete tav olurken, önemli bir kısmının da 'TAV'a tav olduklarını göreceksiniz. Fenerbahçeli eski yönetici Hamdi Akın’ın şirketinin CEO’sunun, mühendislerinden bazılarının, mimarlarından birkaçının Trabzonspor’un başındakilerin oğul, torun torbası olduğunu gördüğünüzde, girift ilişkinin Trabzonspor çıkarlarından çok daha önde geldiğini anlamakta hiçbir sıkıntı çekmeyeceksiniz.