Migren hayatı çekilmez kılıyor

[PESTEMAL]

Migren hayatı çekilmez kılıyor

Migren hayatı çekilmez kılıyor
İnsan sağlığını olumsuz etkileyen, hayatı çekilmez hale getiren, ancak insanları öldürmeyen, fakat yaşam boyu insanları huzursuz eden migren hastalığının Türkiye'de her 100 kişiden 16'sında görüldüğü bildirildi.

Yaygın bir baş ağrısı olarak bilinen migren, genellikle 25-54 yaşları arasında daha çok görülen fiziksel bir hastalık olarak biliniyor. Migren, hastaları öldürmüyor ama yıllar boyu yaşamı çekilmez bir hale getiriyor. Migren hastasının, psikolojik olarak etkilenmesinden kaynaklanan maddi kaybı da son derece önemli. Yapılan hesaplamalara göre, migrenli bir hastanın yıllık ekonomik kaybı 7 bin 500 dolar civarında. Türkiye'de migrenin insanlarda meydana getirdiği yıllık ekonomik kayıp ise 5 trilyon lira.

Türkiye'de her 100 kişiden 16'sında görülen migren, kadınları daha çok seviyor. Çünkü kadınların yüzde 60'ı bu hastalıktan şikayetçi. Menopoz döneminde ise bu rahatsızlık kadınları daha fazla etkiliyor.

Migren türleri ve etkileri

Bilim adamları, baş ağrılarının 150 türü olduğunu söylüyorlar. Uzmanlar, migreni özgül (primer) ve sendromatik (sekonder) olarak değerlendiriyorlar. Sekonder ağrılar, genellikle bir olaya bağlı olarak ortaya çıkan ağrılar; primer baş ağrıları ise çoğunluğu en etkili bir baş ağrısı ve en sık görülen türü olarak biliniyor.

Halk arasında ise migren; auralı ve aurasız olarak da bilinir. Aura tipi, migren nöbetinin başka bulgularla ağrı öncesinde ortaya çıkıyor. Görme bozukluğu, odaklama güçlüğü, sersemleme hissi, aşırı huzursuzluk gibi rahatsızlıklar migren nöbetinin geleceğini gösteriyor. Belirtileri ise ellerde, kollarda, ağız etrafında uyuşma, karıncalaşma, baş dönmesi, hapşırık, cümle kurmada zorluk çekme gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtiler baş ağrısı başlamadan 15-20 dakika öncesinden hissedilir.

Aurasız migren vakalarında ise ağrı aniden kusma, ışığa ve sese hassasiyet, başta zonklama ile başlıyor. Kişilerin yüzde 60'ında kriz 4 saat ile 24 saat arasında değişiyor, bazen de üç gün devam ediyor, birkaç defa da tekrarlanabiliyor.

Migren, genellikle başın iki tarafından şakaklarda sınırlı kalıyor. Önce hafif olarak başlıyor, daha sonra etkisini artırıyor.

Migrenin sebebi

Uzmanlar, migrenin kesin olarak sebebinin belli olmadığını belirtiyorlar. Ancak kan damarlarının çapındaki değişiklerin migrene sebep olduğu fikri ağrılık kazanıyor. Bu damarların belli olmayan sebeplerle kasılması, daha sonra genişlemesi, sinirlerle çevrili damar duvarlarının esnetmesi ağrılara sebep oluyor. Bu esnemeye sebep olan fiziksel faaliyet eğilme, öksürme gibi hareketler baş ağrısının başlamasına ya da daha fazla artmasına yol açıyor.

Uzmanlar, migrenin kaynağının nörolojik olduğunu da ileri sürüyorlar. Bu görüşe göre, merkezi sinir sisteminin gönderdiği sinyaller ve cevaplar vücudun faaliyetlerini düzenliyor. Buradaki aksaklık da ağrıların ortaya çıkmasına yol açıyor.

Ayrıca migrenin genetik olduğu, hastaların üçte ikisinin ailelerinden kaynaklanarak geldiği belirtiliyor.

Teşhis ve tedavi

Migrende önemli olan teşhistir. Teşhisin tam olarak yapılmasından sonra migreni tedavi etmek için yapılacak iş koruyucu tedavi ve ağrı kesici ilaçların alınmasıdır. İlaçların mutlaka uzman bir doktorun tavsiyesinden sonra kullanılması gerekiyor. Rastgele ağrı kesici kullanmak fayda yerine zarar verebiliyor.

Uzmanlara göre, herkesteki migren farklı olarak görülüyor. Bir hastada görülen migren bir başka hastada başka türlü görülebiliyor. Bu sebeple ilaçları da ayrı ayrı oluyor.

Uzman hekimler, uykusuzluk, güneşli hava, hormonsal ve duygusal uyarılar ile doğum kontrol haplarının migreni etkileyen faktörler olarak bildiriyorlar. Bazı gıdaların, bazı migren hastalarını da olumsuz etkilediğini belirtiyorlar. Bu gıdalar arasında çikolata, eski peynir, çerez, kahve, yumurta, kabuklu deniz ürünleri, süt, sosis, soğan yer alıyor.