04 January 2010, 00:49 | Mesaj No:1 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Tepemdeki Güneş…
Tepemdeki Güneş… Tepemdeki Güneş… Hasan Keskin tarafından yazıldı. Kardeş sitelerimizden ağasar.net’te, Milli Takımımızın Avrupa Kupasından elenmesinden sonra yazdıklarımı hatırladım bugün. Dönüp baktım, işi nerden nereye bağlamışım meğersem. Bu Şenol Güneş hastalığı beni ne yollara saptırmış, O’na yapılan haksızlığa öyle içerlemişim ki, bir gün geri gelecek ve bende bundan büyük keyif alacağım diye o günü beklemişim. Önce , bir buçuk sene evvel ne gevelemişim nacizane, onu paylaşayım sizlerle….. *********** Bitti artık... Benim stres katsayımda normale döndü gene. Hepsine şükran borcumuz var. Milli Takımımız, uzun seneler sonra, iz bırakıp veda etti bir turnuvaya. Hep son dakikalarda hatta son saniyelerde attığımız mucize gollerle, adımızı duyan çok oldu dünyada. Gazetelerimiz, TVlerimiz hep en heyecanlı taraflarını bulup yazdı kafilemizin. Ama bir şeye gene takıldı benim 70 IQ'luk beynim:Basın öyle bir pişkinlik sergiledi ki bu turnuvada, Terimin hakaretlerini hiç kimse üzerine almadı, durmadan Terim pohpohculuğu yaptı üstelik. Başka bir ülkede olsa, mesela İngiltere'de, basın bu hoşgörüyü göstermezdi. Ama burası Türkiye; yalaka, yardakçı, yandaş medya kültürü, sporda da vaz geçmiyor huyundan. Koca koca yazarlar, ağzında gevelediklerinden başka, hiçbir net tavır koyamadılar Terim'e. Takımımızın başarısını asla küçümsemem, Terim'inde. Ancak, Şenol Güneş'e yapılanları yakından bilen dimağım, beni bir yerlere zorla saptırıyor; "hayır, gerçekleri göz ardı etme, önce kendin anla ve unutma, sonra olaylara öylece bak. İşte o zaman objektif olursun, beynini kemiren kurt ölür" diyor içimdeki ses bana. Hafızam haklı, Avrupa bir vilayet, dünya ise adı üstünde Dünya. Avrupa şampiyonası, altı kıtanın birinde yapılan bir yarış. Dünya Kupası ise altı kıtadan katılanların yarışı, dünya yarışı yani. Dünya'nın yarışına damga vuran benim Güneş'im. Avrupa ilinde yarışan da Terim. Güneş'i balçıkla sıvamaya kalkıp, O'nu dünyanın öbür ucuna atan basın ve basından tırsan Trabzonlu Federasyon başkanı. Diğerinin küfürlerine ve hakaretlerine katlanıp, altında ısındığımız güneş yapan da "Yalaka Basın" ve basının yalaka yaptığı, karısıyla nasıl da sevindi diye köşelerde methiye düzdüğü yandaş federasyon başkanı.... Bu işlerde ne fırıldaklar dönüyor da, Şenol Güneş'in aldığı maaş manşletlerdeyken, Güneş ağzını açmadan, konuşmadan tukaka edilirken, " milletvekillerinden 550, benden bir tane var" diyen Terim onurlandırılıyor. Trabzon’lu diye Şenol Hoca’ya reva görülen yanlışlara kim dur diyecek. Trabzon'lu ve Karadeniz'li pırlanta beyinlerin örselenip safdışı bırakılmasına kim mani olacak. Terim'in soyunma odasında vedasından sonra, ona yalvaran federasyon başkanı mı? Bakan Özak mı?... Türk siyasetinde, karadenizi dışlayan süreç, şimdi Türk spor kamuoyunda kıyıma dönüştü; adam Trabzon'lu ise, başarısı önemli değil, karizması yok çünkü!. Milan başkanı, zamanında Terim'i kovdu. Sonra dedi ki; "biz edep ve muhaşerete, görgüye önem veririz. Başarılı bir camia olmamızın altında bu yatar. Sportif başarı, bizim centilmenliğimizle, sosyal çekiciliğimle var olmalıdır" Yani, Terimin kravat takmaması, sosyal ortamlarda centilmence duruşa sahip olmaması, maç esnasında el kol hareketleriye ağzından salyalar saçan heyecanını bastıramaması, Milan'ın asabını bozdu. ……… Şenol Güneş'e de, "çok centilmensin, hatta kız gibisin, hiç sevinmeyi ve fırça atmayı bilmiyorsun, üstelik sen hakaret ve küfür erbabı da değilsin. O nedenle hem takımı hem de basını motive edemiyorsun. Bu yüzden ancak ve ancak dünya üçüncüsü(!) olabildin, biz ilk turda elenmeni bekliyorduk.." diyerek yol verildi.İşte İtalya ile Türkiye arasında sporda mantalite farkı!. ……… Ben bu turnuvada iki şeyi hatırlarım ileride; son saniyelerde gelen sevinç zıplamalarımı, milli topçularımın şaha kalkışını, bir de Terim- medya - Federasyon triosunda yapılan yalakalığı... Burdan bana ekmek çıkmaz, biliyorum. Ama buradan benim şafağım atar; gün gelir, Güneş'im doğudan yükselir, tepemde olur. Yani şafakla doğanı severim, Terim'le doğanı da, asla!.. **************** Evet, bugün 1 aralık 2009…Güneş’im doğudan yükseliyor. Tam tepemde. Hiç üşümüyorum, yanmıyorum da. Ben O’nun doğuşunu seviyorum. Belki de battığını görmediğimden…
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
Güneş’in TFF'ye tepkisi! | umut | Trabzonspor | 0 | 15 November 2012 23:00 |
GERİ DURAN HAYAT(LAR)…… | hasankeskin | Öyküler & Hikayeler | 0 | 04 June 2008 10:04 |
Yazın güneş ve çocuğunuz | PESTEMAL | Kadın ve Çocuk Sağlığı | 0 | 11 March 2008 15:27 |
Güneş tutulması türkiye | mirim61 | Dini Sohbetler | 2 | 02 June 2006 09:28 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |