UZAY ÇAĞI TEKNOLOJİSİNİN TAKLİT EDEMEDİĞİ BESİN: ANNE SÜTÜ

[umut]

UZAY ÇAĞI TEKNOLOJİSİNİN TAKLİT EDEMEDİĞİ BESİN: ANNE SÜTÜ

UZAY ÇAĞI TEKNOLOJİSİNİN TAKLİT EDEMEDİĞİ BESİN: ANNE SÜTÜ



Anne sütü, dünyaya yeni gelen bebeğin ihtiyaç duyduğu en mükemmel besindir. Bu bileşim, içerdiği maddeler dolayısıyla bebeği enfeksiyonlara karşı koruma özelliğine sahip olağanüstü bir karışımdır.

Günümüz teknolojisinde yeni yeni keşfedilen bu sütün özellikleri şu şekildedir:

Anne sütünün içindeki koruyucu antikorlar bebeğin gereksinimine göre ayarlanmıştır.
Anne sütünün bileşim oranları sabit değildir; bebeğin ihtiyacına göre değişim gösterir. Örneğin, eğer bebek erken doğmuşsa besleneceği sütün miktarı ve muhtevası ona göre ayarlanır.
Anne sütü antibakteriyeldir. Normal sütte 6 saatte bakteri oluştuğu halde anne sütünde bakteri oluşmaz.
Anne sütü bebek tarafından çok kolay sindirilir.
Bebek büyüdükçe ihtiyaca yönelik olarak anne sütünün muhtevası da değişir.
Tüm bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak, doğduğu andan itibaren bebeğin en önemli besini olan bu yaratılış mucizesi karşısında insanın kendisine şu soruları sorması gerekir:

Acaba günümüzde en modern laboratuarlarda bile oluşturulamayan, yeni doğmuş bir insan için yeryüzündeki en mükemmel besin kaynağı olan bu bileşimin formülünü annenin kendisi mi icat etmiştir?
Bebek büyüdükçe, bebeğin ihtiyacına yönelik olarak sütün içeriğini anne kendisi mi ayarlamaktadır?
Anne kendi iradesi dışında vücudunda üretilen bu besinde bakterilerin oluşmasını kendisi mi engellemektedir?
Yoksa bütün bu mucizevi olaylar, materyalistlerin iddia ettiği gibi, şuursuz atomların ve kör tesadüflerin eseri midir?
Bütün bu sorulara aklını ve vicdanını kullanabilen herkesin verebileceği tek cevap kuşkusuz "HAYIR" dır.

Alemlerin Rabbi olan Allah bu olaylarla yaratılış sanatının delillerini biz kullarına göstermektedir. Siz de bu yaratılış delillerine daha yakından şahit olmak istiyorsanız Harun Yahya'nın DÜŞÜNEN İNSANLAR İÇİN adlı eserini mutlaka okuyun.