|
Öyküler & Hikayeler Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Öykülere, Hikayelere Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz... |
|
Seçenekler |
10 May 2006, 13:01 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
834
Üyelik T.:
11 April 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:39
|
BİR DAMLA SEN...
BİR DAMLA SEN... Gökyüzü ağlıyordu. Bir damla sen istedim kül rengi bulutlardan... Sen, geldin. Sana ait olan bende ki seni bıraktın da, bana ait olan duygularla beraber yok olup gittin. Geldiğine sevinmediğim gibi gittiğine de üzülmemiştim. Bu gelişin aslında bir gidiş olduğunu biliyordum. Konuşuyorduk, üstü kapalı cümleler altında. Bu aşkın imkânsız olduğunu söyledikten sonra neler konuştuk bilmiyorum. Gözlerimden iki bülbül yavrusu kanatlanıp omuzlarına kondu. Duygularımda sendeydi artık, kalbim gibi... Başlamadan bitmişti her şey... Güneşe özlem duyan bir tohum gibi gece toprağı delmiş, sabaha çürüyüp gitmişti sevgim. Tek suçu bir damla sen istemekti, ayrılığı anlatan gözlerinden. Şaraptan tatlı gözlerinden bir yudum ayrılık içti gönlüm ve... Yok etti bendeki beni, ayrılığın sarhoşluğuyla... Sensizliğin kırbacı ile yaralanan yüreğimin acısını her attığım adımda yeniden hissediyorum. Yıldızları saymaktan usandım; gelmeyeceğini bile bile, belki gelirsin diye. Hayallerimi yıldızlara veriyorum, çünkü sen gittin... Gitmene karışamam da, neden duygularımı da götürdün? Sana bir daha yazmamam için mi? Eğer öyle ise bendeki seni almalıydın. Yanıldın...! Yoksa seni daha rahat unutmam için mi? Unutmamı istiyorsan, duygularımı gönder bana yağmurlarınla. Sana yazmayacağım, gönlümde yeni bir sen yarattığımda. Unutmama yardımcı olmak istiyorsan eğer çıkma karşıma yağmurlarla, gezme sokaklarda rüzgarlarla! Duygularımı bana geri ver! Senden ayrılmanın acısı ile yanarken yüreğim, birde duygularımdan ayırarak yok etme benliğimi. Bilsen ne kadar ağladı bu yürek, gözlerinin ardından; ne kadar uğraştı unutmak için. Söyleyeceklerini anlatmaya yetmedi sözleri. Belki bir gizdi kapının arkasında saklanan, belki gözlerin hapsetti gözlerimi parmakların ardına. Belki bir oyundu perdenin kapanmasını bekleyen. Ama sadece seni sevdi ayrılığın acısıyla yanarken bile. Senden duygularımı istiyorum sadece,. Dönmeyeceğini bildiğim için seni istemiyorum. Her yağmurda gökten bir damla sen beklesem de, her rüzgarda seni arasam da... Gidişinle volkanlar patladı içimde. Sensiz yağmurlarda yetmiyor söndürmeye. Bir tek seni kurtarabildim gönlümdeki felaketten. Ne kadar iyi bilsem de dönmeyeceğini, bir damla sen yeterdi gönlümün ateşini yok etmeye. Ayrılığın verdiği sarhoşluk geçmedi hâlen. Herkesi sen sanıyorum. Her gece gökyüzüne resmini çiziyorum yıldızlarla. Seni sensizliğin ile yaşıyorum. Dön sevgilim bile diyemiyorum, bir gün sensizlikte bırakıp gider diye. Her gece dualar ediyorum, bir damla sen göndersin diye gökler. Yıldızlar bile diyor ayrılığın eşiğindeki gönlüme. Onlar bile anlamıyorlar artık beni. Her gece haykırmak geliyor içimden diye. Duymayacağını, duysan bile dönmeyeceğini biliyorum; vazgeçiyorum. Sen yoksun, duygularım yok... Bir ben varım senden uzakta... Sana yazdığım son yazımı, son bir şiirle aşkım gibi noktalıyorum. Ve ayrılık uzayan yolda tek sırdaşım. Bu oyunun son sahnesi olacak; Perde kapandıktan sonra, Ne sen beni bir daha göreceksin, Nede ben seni... Bu birlikte son oyunumuz. Son kez gülümse, Son kez tut ellerimden. Sonra düşeceğim dipsiz karanlıklara... Alkışlarla beraber göz yaşlarımı duyacaksın. Bir gün Anlayacaksın bir damla sen isteyişimin sebebini. İşte o zaman; sende ağlayacaksın!
__________________
[url=http://imageshack.us]http://img208.imageshack.us/img208/1...ooooooojl5.gif |
10 May 2006, 13:05 | Mesaj No:2 |
Durumu:
Papatyam No :
810
Üyelik T.:
29 March 2006
|
tşk
Ve ayrılık uzayan yolda tek sırdaşım.
Bu oyunun son sahnesi olacak; Perde kapandıktan sonra, Ne sen beni bir daha göreceksin, Nede ben seni... Bu birlikte son oyunumuz. Son kez gülümse, Son kez tut ellerimden. Sonra düşeceğim dipsiz karanlıklara... Alkışlarla beraber göz yaşlarımı duyacaksın. Bir gün Anlayacaksın bir damla sen isteyişimin sebebini. İşte o zaman; sende ağlayacaksın! çok teşekkür ederim. Tertemiz kalbine sağlık..
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
10 May 2006, 13:09 | Mesaj No:3 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
Aşklar ve Kuşlar Göçerken...
[size=18px]Aşklar Ve Kuşlar Göçerken...[/size]
Dönüyorum düşümden. Gerçeğime, kendime. İçim bomboş. Bu sabah bütün insanlar gibi asık suratlı yürüdüm kentte. Ayaklarım yolunu bulamadı, iki külçe beton yığını gibi sürükledi beni. Hayır! Gitmek istediğim yer orası değil... Gittim yine de. Bütün zorunluluklarını yutkunarak hayatın gittim. Her zaman ki devinimlerini yapıp sabahın gittim. Ordaydım. "Kuşları anlatacak mısın bana?" Hangi sazın telinden sökeyim, hangi şiirin mısralarını kanatayım, hangi bilgiç araştırmalardan, hangi resmin suyundan uçurayım sana kuşları? Bana özgürlüğü anımsatır, tutsaklığı esir tutarak karnında. Herkes gibi, her şey gibi, yığınaklarını çelişkiye yapmış kuşlar da... Kuşların, göç yollarını buluyorlar. Her ilkbahar, her sonbahar, her olmayan bahar... Aşkların göç yollarını da bulabilirler mi? Bütün iklimlerinden yonta yonta, bütün ülkelerinden dünyanın, bütün evrene sığdırabilirler mi bu yolların göçünü? Aşkın göçünü... Hey! Göğün nazlı gelinleri, vahşi kanatları; uysal, asi bağırtkanları. Beni de alın, beni de alın geçerken. Siz sıcağına ben ayazına düşeyim köhne memleketlerin. Beni de halkalatın ayaklarınıza. Yurdum kanatlarınız olsun artık. Ayaklarım basmasın yere, sürün benim sicilimi de en ıssız maviliğe... Bir güvercinin ayağında umut olurum belki, jurnal bekleyen devletlere; bir martının ayağında deniz olurum, kimse çıkaramaz beni derinliklerinden; bir yalıçapkını olurum. Şalvarlı, mintanlı kızlara ıslık çalarım, sevgililerinden yadigar. Bir kartal olurum, bir şahin, atmaca ya da. Özlemlerin, gidenlerin, sevdanın başını koparan cellatların, şehir basan, köy yakan eşkıyaların, bencillerin, sahte suratların, meşakkatli dünyanın, hepsinin hepsinin gözünü oyayım diye... Boğsunlar diye beni yalın bir uçurumun kenarında, çatlasın diye bütün isyanlar gölgelerime, heybetime yanaşmasın diye hiç bir cümle bile... Leylek leylek havada... Yumurtası bende. Çaldım onu. Bir çingenenin aya'ma baktığı yerle, sürü gibi çoğalan yalanlarıyla oynaşan zaman gibi. Çaldım onu. Onlar beni nasıl çaldıysa anamım rahminden bende... çaldım. Hep onlar getirir ya bebelerin süt kokusunu eşiğime, bu sefer ben götüreyim için bir anneye, bu sefer ben salayım için gözlerini göğe, yüreğimden söküp atarak. Bir serçe gibiyim şimdi. Tüm ayrıntılarıyla mekandan, tüm açlığıyla üzerimden gelip geçenlerden, bir kırıntı yerine boğazıma dolan egzozlardan, ürperiyorum şimdi. Küçücüğüm. Elimden bir şey gelmez ki... Ben bir 'toy'um. Adımı bile bilmez kimse, neslimi, nerden gelip nereye gittiğimi. Ömrüm benim kaç bin yıllık ve kaç bin yılını tükettiniz, göz görmeye görmeye? Gözlerime bakın! Gözlerimdeki yanılgı dehşete düşürür, yok olma ihtimali yeniden bağlar hayata. Hayat mı? O da ne? Bana yaşamamam için vermediniz mi onu? Bana hiç gözlerim gibi derinden akmadınız. Bakmadınız bana. Ezildim, parçalandım, yandım... Herkes gibi salınacak göğüm yok benim, herkes gibi konacağım toprak... Bacaklarım bile yetişmez sizin kilometre taşlarınızı adımlamaya. Hayat mı? O da ne? Doğarken belli olan sonum. Sonumdan sonraki 'son'um. Ben bir toyum. Aşklar ve kuşlar göçerken, Aşklar ve kuşlar yaşarken, Aşklar ve kuşlar çoğalırken, Ben yükünü omuzlayan yolcuyum. Aşklar ve kuşlar göçerken, kaybolurum. Gözlerim bütün dünyaya kapalı... Emine Tansu
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
10 May 2006, 13:50 | Mesaj No:4 |
Durumu:
Papatyam No :
834
Üyelik T.:
11 April 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:39
|
BİR DAMLA SEN...
ABLACIM SAĞOL TEŞEKÜR EDERİM SANA...
GEBZELİM SENDE SAĞOL... Daha düne kadar sensiz olamam, Ben senin gölgende varım diyordun. Sensiz okuyamam ,sensiz yazamam, Sensiz aklım bile yarım diyordun. Sen beni en zayıf anımda vurdun. Şarapla tütünle açtım arayı, Bir de sen terk ettin bahtı karayı, Bir seni düşündüm bir sigarayı, Demek ki şeytanca bir tuzak kurdun. Sen beni en zayıf anımda vurdun. Bir yandan gönlümün işret çağrısı, Bir yandan midemin ince sancısı, Tetiği vaktinde çektin doğrusu, Demek ki aylarca pusuda durdun, Sen beni en zayıf anımda vurdun. Övgüye değerdi oyun takatin, Alkışlık bir roldü her hareketin, Giderken vicdanın ve sadakatin, Lügatçe manası ne diye sordun, Sen beni en zayıf anımda vurdun. Hayrını umsan da hain kararın, Eyvah’la telafi olmaz zararın, Yarama tuz bastı ani firarın, Düşerken tuttuğum son dalı kırdın. Sen beni en zayıf anımda vurdun...
__________________
[url=http://imageshack.us]http://img208.imageshack.us/img208/1...ooooooojl5.gif |
10 May 2006, 14:12 | Mesaj No:5 |
Durumu:
Papatyam No :
792
Üyelik T.:
24 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
BİR DAMLA SEN...
Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım Senin için görülen bir düş de ben olsaydım Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım Damar damar seninYağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım Senin için görülen bir düş de ben olsaydım Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım Batılı yıkmak için hep seninle dolsaydım
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
17 May 2006, 12:06 | Mesaj No:6 |
Durumu:
Papatyam No :
834
Üyelik T.:
11 April 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:39
|
BİR DAMLA SEN...
SABIR
Sabrın kendisi acıdır ama meyvesi tatlı mı tatlıdır İnsanı kederden koruyan sabırla süslü aklıdır Bu bekleyişlerde kim bilir ne hikmetler saklıdır Her şey ALLAH'ın takdiri O her zaman haklı mı haklıdır Zorluklara sabreden yiğit kişi mahşerde koşan bir atlıdır Cennet semâlarında uçan
__________________
[url=http://imageshack.us]http://img208.imageshack.us/img208/1...ooooooojl5.gif |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
Damla Damla Sen | YakupEMİR | Şiir Bahçesi | 0 | 19 March 2008 10:42 |
İKİ DAMLA ELVEDA | igzuma | Şiir Bahçesi | 0 | 04 February 2007 17:50 |
BİR DAMLA SEN... | ceylan | Deneme & Düz Yazılar | 3 | 26 July 2006 17:49 |
DAMLA DAMLA... | cerenimo | Deneme & Düz Yazılar | 8 | 05 June 2006 17:24 |
BİR DAMLA SEN | cerenimo | Öyküler & Hikayeler | 0 | 29 May 2006 16:53 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |