Fırat Aydunus Katliamı

[umut]

Fırat Aydunus Katliamı

Fırat Aydunus Katliamı
Özden Ayvaz

[email protected]28 Kasım 2011 Pazartesi 11:25

Şampiyonlar Ligi’nde iddialı konumda olan Trabzonspor, 3-4 günde bir maç oynamaya devam ediyor. Inter gibi bir devi Avni Aker’de kötü durumlara düşürmesine rağmen yenememesi, oynadığı güzel ve etkili futbolu göz ardı edeceğimiz anlamına hiç gelmez. Bölgenin tarzı olan hırçın ve ikinciliği başarı kabul etmeyen insanlar topluluğunun ruh yapısı, takımın üzerine de giderek daha da sirayet ediyor. Takım her geçen gün sanki daha da üzerine koyuyor, Şenol Güneş sanki takım oyununu ve oyuncuların sahadaki sorumluluk bilincini daha da oturtuyor. Didier Zokora, milli takımında olduğu gibi Trabzonspor’da da takımın beyni gibi hareket ederken Gustavo Colman’ın iyi oynadığı maçlarda Trabzonspor, takım olarak hem iyi oynuyor hem de sahadan istediğini alıyor. Tolga Zengin, her geçen gün üzerine onlarca koymaya devam ediyor. Son maçı baz alırsak takımda etkisiz oynayan birkaç kişi dışında gözle görülür bir ilerleme kendisini gösteriyor.
Beşiktaş bu anlattıklarımızın üzerine Avni Aker’e konuk oluyordu. Veli Kavlak ve Necip Uysal gibi orta sahayı diri tutan iki ismin yanında, Simao Sabrosa gibi bir dünya yıldızından yoksun Siyah-Beyazlılar’ın işi maçtan evvel pek kolay görünmüyordu. Fakat, 4 büyükler arasındaki maçlar ne yıldız oyunculara ne de başka bir etkene körü körüne bağlıydı. “Herkes, herkesi her yerde yenebilir” felsefesi büyük maçların tek gerçeğidir. Maç öncesi görüşüm, Trabzonspor’da Burak Yılmaz ve Gustavo Colman misafir Beşiktaş’ta ise Ernst ve Quaresma’nın maçın kader adamları olacağıydı. Trabzonspor taraftarlarının TFF’nin deplasman yasağı kararına karşılık, rakip takımın taraftarlarını Trabzon’a davet etmesi, son sözleri “adil yarışma” olmayanlara umarım faydalı bir örnek olur!
Maça geçersek, karşılaşma çok hızlı başladı. Beşiktaş’ın savunma ağırlıklı kadrosuna karşı Şenol Güneş, ideale yakın bir kadroyla sahadaydı. Maçın başında Alanzinho net pozisyonda takımını öne geçiremeyince Beşiktaş’ta rakibine nazire yaparcasına net pozisyonlardan yararlanamadı. İlk yarıda topla daha çok oynayan Trabzonspor gibi göründüyse de, maç Carvalhal’ın istediği gibi şekilleniyordu. Trabzonspor üçüncü bölgede pek etkili olamadı. Bunun nedeni ise, rakibin arkayı sağlama alan bir anlayışta olmasıydı.
İkinci yarıda aynen ilk yarını benzeri gibi geçti. Trabzonspor, orta sahası üretkenlikten çok uzaktı. Alanzinho ve Halil takımlarının el freni gibiydiler. İkisini de hiç beğenmedim. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, özellikle maçın ikinci yarısındaki yönetimiyle FİFA kokartlı hakem Fırat Aydınus, maça damgasını vurdu. Fernandes ve Ernst’e bariz sarı kartlarını göstermeyen Aydınus, Beşiktaş lehine çaldığı penaltı düdüğü ve Trabzonspor’un son dakikadaki bariz golünü vermeyişi maçı katletmesine fazlaca yetti. Suçu hakemlere atmak gibi bir tarzım olmamasına rağmen maalesef dün gece skorun en büyük mimarı Fırat Aydınus’tu. Trabzonspor’u sahada 10 kişi bırakan ve net golünü vermeyen Aydınus, Beşiktaş’ın bu zorlu maçında ilacı oldu. Korkak oyun yapısıyla sahada mücadele eden Beşiktaş, hakem sayesinde 3 puanın sahibi oldu. Bu arada şunu da belirtmek isterim; Trabzonspor, büyük maçlarda dün geceki oyunundan daha iyisini oynamalı. (Maçın galibi Fırat Aydınus’a bundan sonraki maçlarında başarılar diliyorum!)

[rainman]

2 senedir aleyhinize ilkkez penaltı çalındı ayıp ya biiraz insaflı olun