Sen Uyurken - Papatyam Forum

Papatyam Forum

Go Back   Papatyam Forum > ..::.ÖYKÜLER & HİKAYELER.::. > Deneme & Düz Yazılar

Deneme & Düz Yazılar Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Deneme ve Düz Yazılara Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz...

Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Alt 08 September 2006, 23:42   Mesaj No:1

igzuma

Papatyam Kıdemli Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:igzuma isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 778
Üyelik T.: 16 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Kastamonu
Mesaj: 505
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Sen Uyurken

Sen Uyurken

"BÜTÜN bunları, ancak sen uyurken yazabiliyorum.

Az önce oturmuş tek başıma kitabımı okuyordum. Birden içimi bir pişmanlık dalgası kapladı. Kendimi çok suçlu hissediyordum. Kalkıp odana, senin yanına geldim. Küçük ellerinden biri yanağına dayanmış ve bukleli saçların terle ıslanan alnına yapışmıştı.



Bu sabah, sen okula gitmek için giyinirken, yine seni azarlamıştım. Yüzünü iyi yıkamamıştın, ayakkabıların da kir pas içindeydi! Bir de yerlere eşyalarını atıp ortalığı dağıtman var ya, büsbütün sinirlendirmişti beni. Kahvaltı masasında da seni azarladım. Masanın üzerine birşey devirdin, dirseklerini masaya dayadın ve ekmeğine gereğinden çok tereyağı sürdün. Bu davranışlar beni çileden çıkarmıştı.

Ben işe, sen okula gitmek üzere evden çıktık. Sen bana “Güle güle babacığım” diyerek el salladın. Ben karşılık bile vermedim ve sana “Omuzlarını dik tut, kambur yürüme!” diye çıkıştım.

Akşam işten eve gelirken, seni sokakta dizlerini yere dayamış halde, toz toprak içinde çocuklarla oynarken gördüm. Ayakkabıların perişan haldeydi. Önüme katıp seni eve getirdim, arkadaşlarının yanında küçük düşürdüm. Sonra, “Bu ayakkabıların parasını sen kazansaydın, bakalım böyle kullanır mıydın?” diye azarladım. Akşam yemekten sonra ben çalışma odama çekilince, sen ürke ürke odama geldin. Ben ise, gazetemin üzerinden sana sert bir bakış fırlatarak, “Gene ne istiyorsun?” diye sordum.

Sen hiçbir şey söylemedin, koşarak yanıma geldin ve kollarını boynuma dolayıp, beni öptün. Allah’ın kalbine verdiği sevgiyi, benim ilgisizliğim solduramamıştı. Sen, bu sevgi ile, o küçücük kollarınla beni sarıp sarmalamıştın.

İşte böyle, yavrum. Sen yattıktan az sonra gazetem ellerimden kaydı. İçimi bir pişmanlık sardı. Sana karşı yaptığım hataları görmek, beni tarifi imkânsız bir şekilde üzdü. Galiba kusur aramak, azarlamak alışkanlık haline gelmişti bende. Seni seviyordum. Fakat, senin küçük bir çocuk olduğunu unutup, büyük insan davranışları bekliyordum senden. Ancak uzun yıllar sonunda biriktirilebilecek bir yığın hayat tecrübesine şimdiden sahipmişsin gibi davranmanı istiyordum. Oysa, senin ruhunda ne kadar gerçek, ne kadar doğru, ne kadar temiz şeyler var! Küçücük kalbin ne kadar da büyük! Benden yüz bulamadığın halde beni gelip öpmenle, bunu öyle güzel açıkladın ki...

Korkarım ki, seni kocaman bir adam sandım bugüne kadar. Şimdi sana bakıyorum da, ne kadar küçüksün! Bebeğim bunu ancak şimdi anlıyorum.

Meğer senden çok fazla şey istemişim oğlum!. Çok fazla şey...
__________________
[size=10pt]Nice insanlar gördüm üstlerinde elbise yok...
Nice elbiseler gördüm içlerinde insan yok...
[/size]

http://img208.imageshack.us/img208/2...msultanub8.gif
Alıntı ile Cevapla
Alt 09 September 2006, 22:57   Mesaj No:2

igzuma

Papatyam Kıdemli Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:igzuma isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 778
Üyelik T.: 16 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Kastamonu
Mesaj: 505
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Sen Uyurken

Aşk gider,acısı kalır..
Aşk için bahar.Tehlike her yerdedir...Vuruluverirsin hiç ummadığın birine.Ama öyle çarpar ki kalbin, duracak gibi aldatır seni.Bahardan sonra yaz gelir...Hepimiz biliriz, sabun köpüğü gibidir yaz aşkları.Bence öyle basit değil.Henüz silinmedi hiçbirinin yarası benden.Aşk gitti ama acısını bıraktı, iz kaldı.Güz aşkları mevsimine dönünce dönence, pencereye sinmiş insanlar gelir gözümün önüne.Ve yavaş yavaş görünürler etrafta.Kimi yaza girerken terk ettiği aşkını, kimi yaz aşkını düşünür.Kimi ayrılık planlar ama hala yüreği yanar.Kimi terk edilmişliği sindirmeye çalışır.Çok azdır taze aşk yakalayan. Sanki bir doğum öncesi ölüm gibidir.Sonra kış gelir.Kimi yüzsüzler yazın hiç aldatmamış gibi eski sevgilisine döner;kimi sadıklar kavuşur...Kimi yalnızdır, kimi yorgun...O yorgunlar için kış uykusu başlar...Belki de taze baharlara, taze aşklara enerji depolarlar...Aşk dört mevsimdir herkesin sözlüğünde.Ama nedense bana bu anlattıklarımı çağrıştırmaz.Saçmaladım belki de bir paragraf boyu.Yalan attım.Aslında doğru olsalar bile yalanlardı çünkü, hissetmediklerimi yazdım.Ezbere konuştum.Aşk , kelimesi içimde gebe olduğum bir kelimedir.Her duyuşumda doğum sancısı çeker, doğuramam.Ama gözlerimin önüne o gelir.Sadece bir bakışına karın ağrıları, suyla yatışmalar.Bir tebessüme ömür bulmak.İtiraf.Saatler süren telefon konuşmaları.İlk duygular, çocuksu güzellikler.Ve sonra..... Nefessiz kalmacasına ağlamalar.Izdırap çığlıkları...Kış..Kış..Kış..... Azap....Ve sonunda doğan gün....Hemen her mevsim aşık olmuşumdur birilerine....Hatta sonbaharda bile...Ama onca ufaklı büyüklü sevda içinde, böylesine derinde var olan,böyle yaktı mı iz bırakan, bu kadar çaresiz bırakan,bu kadar arzu illetine hasta eden, bu kadar dizginsiz, sorgusuz,başına buyruk, acımasız, bu kadar bugünsüz sevda görmedim.Ve işte hiç biri böyle koyup, böyle yıkıp gitmedi.Ondan önce hiç biri içimden bir şey götürmemişti.Ondan sonrası zaten götüremez çünkü, götürülecek bir şey kalmadı..İşte o insan, beni aşka karşı böyle kelimesiz böyle hayretli, böyle çaresiz, isteksiz bırakıp gitti..Şimdi ben nefretten bile aciz isem bana bir şeyler borçlu.İçimden söküp aldığı bir şeyleri.Bana beni borçlu.Herkesi seven o sersem yüreğimi..Benden alıp kaçtığı o masum kızı borçlu.Bana bir dün, birde yarın borçlu.Benim ne günahım vardı da aşk için üç kelime etmekten aciz kalacaktım.Benim ne günahım vardı da her mevsim başka meyve yemek varken iştahsız kalacaktım.Yoktu elbet günahım..Onunda yoktu ya..Öfkem susmama engel...Ama ikimizin de suçu yoktu...Suçlu yoktu..Benim mevsimim sonbaharsa, yaza, kışa, bahara dönmez...Benim gibilerin nasibi pencere önüne sinip, mazide yaşamak,kendinle kanlı bıçaklı düellolar yapmak...Kendinle savaşmak , hırpalamak...Yaptığının farkına varıp ,bir de üstüne onun için cezalandırmaktır.
__________________
[size=10pt]Nice insanlar gördüm üstlerinde elbise yok...
Nice elbiseler gördüm içlerinde insan yok...
[/size]

http://img208.imageshack.us/img208/2...msultanub8.gif
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yeni Sayfa 1

www.papatyam.org Ana Sayfa

Tefekküre Davet Köşesi

Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın

                       Instagram         

Papatyam alemdarhost.com sunucularında barındırılmaktadır.