KUPA ONLARDA KALSIN!

[umut]

KUPA ONLARDA KALSIN!

KUPA ONLARDA KALSIN!

Hırsızlığın tanımını her yerde aynı bilirdim. Yani bir başkasına ait şeyi o kişinin haberi olmadan alıkoymak. Buna her yerde hırsızlık denir sanıyordum.
Ve dahası hırsızlık utanç verici ve gayri ahlaki bir durumdu sanırdım. Bizim oralarda hırsızlık yapana onurunu çalmış aslında derlerdi. Hey hat! Şimdi hırsızlık itibar gören, savunulan, arkasında durulan yüce bir meziyet halini aldı.
Sözü fazlaca uzatmadan ana meseleye gelelim.
Şikeye!

Şike: Maddi ya da manevi bir çıkar karşılığı anlaşma ile bir müsabakanın sonucunu değiştirme, uzlaşmalı spor karşılaşması yapma. Hak hukuk gözetmeksizin bir çıkar karşılığı, uzlaşarak bir iş yapma, aldatma, danışıklı dövüş. Yani hırsızlık ile şikenin ne farkı var. İki tanımda birbirine uyuyor. Haksız kazanç, hile, haksızlık, hukuksuzluk…

Benim derdim şike yaparak elimizden alınan kupa ya da şampiyonluk değildir.
Ben şike yaptığı gerekçesiyle gözaltına alınarak tutuklanan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile koca Fenerbahçe’yi asla bir tutmuyorum. Her zaman dediğim gibi kişilerin hataları koca bir camiaya mal edilemez.
Peygamber Efendimizin Veda Hutbesindeki ‘Bir babanın suçundan oğlu, evladın suçundan da baba sorumlu tutulamaz’ sözü gibi.
Biz bu anlayıştayız. Aziz Yıldırım ve şikecilerinden Fenerbahçe camiası derhal arındırılmalıdır. İşin bu tarafı dursun.
Bizi asıl üzen mesele şudur. Anadolu topraklarında binlerce yıldır yaşayan insanımız tarihin ve zamanın her diliminde hırsızlığı gayri ahlaki, utanç verici bir durum olarak görmüş, bu suça bulaşanları da bırak savunmayı toplumun dışına itmiştir, dışlamıştır.
Ama gelin görün ki, günümüzde hırsızlık yapan veya bu suça meyledenler her gün el üstünde tutulur, savunulur oldu.
TV ekranlarında, gazetelerde şike ve şikecilere öyle kalkan olanlar görürsünüz ki Aman Allah’ım! dedirten cinsten.
Bu anlayış dürüst bir insanın anlayışı olamaz. Bu anlayış, büyük denizlerde gemileri basan Karayip Korsanlarının anlayışıdır. Güçlü olan zayıf düşenin malına el koyar anlayışı…
Bu anlayış nasıl savunulur Allah aşkına…

***a
Trabzon’da Trabzonspor’umuzun UEFA eliyle şampiyonlar ligine gönderildiği günden bu yana sorulan soru şu: “Madem şampiyonlar ligindeyiz neden kupamız iade edilmiyor?”

Karşımıza çıkan herkes bunu soruyor.

Cevabını benimde bilemediğim bu soruya bakış açım şudur: Bırakın o kupa Fenerbahçe’nin şerefli müzesinde kalsın.

Baktıkça Trabzonspor’u hatırlasınlar…

Eee bu da güzel değil mi?

Neyse konu hırsızlık, dolandırıcılık, haksızlık, hukuksuzluk oldu mu elim yazmaya dilim söylemeye varmıyor.
Koca Fenerbahçe camiasına ihanet eden bu yöneticilerden eminim torunları gururla, onurla, şerefle ve şanla bahsedecektir!
O torunlar onursuzca alınan bu kupayla ikinci ligde alınan şampiyonluk kupasını takas etmek için dünyalarını vermek isteyecekler ama nafile…
Çünkü tarih yeniden yazılır ama asla silinip düzeltilmez…
Onursuz ömür boyu yaşamaktansa onurlu bir gün yaşamayı yeğleyenlerin duası üzerinize olsun.
10/10/2011