19 April 2006, 13:13 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
792
Üyelik T.:
24 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
DERDİMİ KİME DÖKEM
DERDİMİ KİME DÖKEM [size=18px]Sis var sokaklarda yine gözgözü görmüyor Üç günlük dünyaya beş günlük işler sığmıyor Heyecan, samimiyet kolkola bomboş geçiyor İnsanlar ne kadar döner benin etrafında, bu da bilinmiyor Aklım karışık, beynim çatlayacak gibi Dilsizem, sağıram gardaş derdimi kime dökem Döksem ne fayda, dökmesem ne fayda Allahım canımı alsan da kurtulsam bu dünyada Yapraklar dökülüyor, ağaçlar çırılçıplak Hayat merhaba diyor ölüme, gözler ıpıslak Alsam da başımı gitsem ta uzaklara diyorum. Uzaklarda seni bulsam, canımı alsan diyorum. [/size]
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
19 April 2006, 13:15 | Mesaj No:2 |
Guest
Durumu:
Papatyam No :
Arkadaşları:
Cinsiyet:
|
DERDİMİ KİME DÖKEM
Çepeçevre kuşatıp her yanı sardığında
Bağrımda hiç sönmeyen ateşler yaktığında Kurşun olup sineme gözlerin yağdığında Ecel olup sürekli öldürüyor yokluğun... Geceler azap olup üstüme aktığında Koca dünya daralıp ruhumu sıktığında Hayalin boyun büküp öylece baktığında Damla damla gözümden boşalıyor yokluğun... Hatıralar dirilip karşıma çıktığında Yalnızlık kemendini boynuma taktığında Sürükleyip tenhada sorgusuz astığında Urgan olup boynuma dolanıyor yokluğun... |
19 April 2006, 13:51 | Mesaj No:3 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
DERDİMİ KİME DÖKEM
[size=18px]Destina Aşklara vurur bülbülüm, yuvalanır gönlümün gülüstanına gülüşün can sıcaklığımdır üşüdüğümde, soluğun ateş yak savur küllerimi çölüme döneyim. orman fısıltıları kulağımda, rüzgar ıslıkları yağmur tutuşmaları, sevgi buluşmaları aşkın düştüğü yer… yangın yalnızca nefesin dindirebilir volkanımı rüzgarın merhem olur yarama süründüğüm bilki derin kuyularında hasretimin suyu sensin ve nasılsan öylece gel salınışın rüzgarıyla ırmakların sesiyle ay serenatları dökülsün kulağıma dudağıma işlesin meltem meltem seher yağmurları gözlerinin içinde sönmüş bir tutam yıldız gibi kalayım uçurumlara tutsak bir rüzgarım, yağmurlarla yaralı sesim fırtınalarda çırpınan suyum, hıçkıran ışık karlı dağlarda uzak bir ses gibi solgun bir anıyım şimdi bu uzak kentte kuşların göçüp gittiği mevsimlere benziyor yüzüm ömrümün bütün dallarını silkeledi hayat umudun bütün bahçelerinden kovuldum bir acıyı aşmak için, bin acıyı sırtıma vurdum uzak düştüm saçlarıma karanfil eken yıldızlardan sahipsiz mezarlıklar ülkesinde çıplak dolaşıyorum şimdi içinden kırılmış bir gölge başka hangi duvara yaslanabilirki aşktan öte ve nasıl dayanabilirki sevinçler yoksa terkisinde çekilen acıların Ah Destina yaralı kızım, utangaç yıldızım yaslı gelinim, anadolum, sarı sızım, sorma beni baktığım her pencerede doğulu ezikliğim yurdundan kovulmuş bir coğrafyasızım çıktığım her yolculukta türküler tutuşur içimde şimdi uzak bir sızıda nar ile közlenip çoğalan yalnızlıklarla yeryüzüne dağılıyor kalbim kalbimki, zemherinin ortasında kanatları üşümüş yavru bir kuş nereye uçsun, bir umut yoksa kanadında esen yellerin bırak bende başlasın bu ateş sende bitsin aşktan öte ne varsa kalbimde savur gitsin gecelerin uzun kirpiklerine yalnızlığımı iliştirip ağlayayım ey göğsümde nar sıcağı, çığlığıma sinen duman içime soğurmuş küllerini bırak kızıl bir sabahın bırak ki, dağılsın ıstırap yüklü bulutlar ateş oflayan ormanında bu ahın gün ışığıyla işlenmiş bir çiçeği koparıp göğsümün üstüne bastırıyorum her akşam dindirsin diye yüreğimdeki sızıyı tam da usumun ortasına düşerken gülbaharülkem Ah Destina’m, kara kızım, uzun saçlı hasretim kül rengi kirpiklerinde nehirler yürüyenim gelirsen sevdiğim çiçekleri getir gönlünün güneşli bahçelerinden, nilüferlerin zülüflerinden ve derin kuyularından hasretin, su getir koca İstanbulu getir bana gelirken mis sokağını, karanfil konağı, kitapçı dükkanlarını üç beş dergi, diline dolanan bir şarkıyı, bir çınar altını mor salkımlı düşlerini getir istiklal caddesinde el ele dolaşan yeniyetme sevdalıları yıldızlarını getir bana kaygısız bir gecenin ayışığı gülüşünle sarıl içimdeki feryada aşkın ateşlerinde sınanmış bir semenderim ben. düşsüzüm düşlerine al beni, soluksuz sevişmelerine sakla dudaklarınla kapat dudaklarımı, soluduğumda uyuduğumda, alnımdan öperek uyandır beni ki, denizlerin sevgiyle köpürdüğü saatlerde şiirin yedirenk çakılları vursun kıyılarıma aşk bir yanımı alıp götürsün, özlem bir yanımı bir ömür sevgi yağmurunla ıslanayım şimdi ayışığıyla süslenmiş penceremde sen gecegözlü güvercinimsin, özlem yüklü şiir’im bırak güllere vursun gülüşün, harelensin denizlerin yüreğine yanaklarında aşkın solmayan rengi saklayıp gecelere gizini, yıldızlara uzansın mavi düşlerin Bense çevire çevire dört duvarımı, bir ömür aşkınla böyle yanar kalayım [/size]Nuri Can
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
Juventus: Fener Neden Küme Düşürülmüyor? | umut | Fenerbahçe | 0 | 16 October 2014 23:42 |
buda cezamı küme düşürün küme | rainman | Trabzonspor | 0 | 14 March 2014 09:49 |
ŞİKE YAPAN KÜME DÜŞECEK!!! | umut | Trabzonspor | 0 | 13 November 2013 16:01 |
“Trabzonspor’un kupasını verin, şikecileri küme düşürün” | umut | Trabzonspor | 0 | 16 July 2013 21:55 |
Alp: Fener küme düşmeliydi | umut | Diğer Futbol Haberleri | 0 | 08 May 2012 23:13 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |