İÇİMİZDEKİ BIÇAK - Papatyam Forum

Papatyam Forum

Go Back   Papatyam Forum > ..::.ÖYKÜLER & HİKAYELER.::. > Deneme & Düz Yazılar

Deneme & Düz Yazılar Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Deneme ve Düz Yazılara Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz...

Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Alt 26 May 2006, 09:22   Mesaj No:1

PESTEMAL

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:PESTEMAL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 145
Üyelik T.: 16 February 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 3.815
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart İÇİMİZDEKİ BIÇAK

İÇİMİZDEKİ BIÇAK

Bıçağı saplayan çıkarsın isteriz. Kuşkunun yada kaybetme endişesinin hançerini kim içimize sapladıysa, onu oradan çıkarma ve yaramızı iyi etme kudreti de yalnızca ondadır çünkü.

İçimize yerleştiği andan itibaren sivri pençeli bir kuş gibi bizi didikleyen kıskançlığı, insanoğlunun en çözümsüz dertlerinden biri haline getiren de, çareyi o kara kuşu içimize yerleştirip bizi çaresiz bırakanda aramak zorunda kalmamızdır. O kara kuş sanki boynuna takılı gizli bir iple onu oraya yerleştiren sahibine bağlıdır, o uzaklaştığında kuşun pençeleri dahada keskinleşir, gagası değdiği her yeri dağlayan zehirli bir diken gibidaha derina batar ; sahibine yaklaştıkça vahşeti azalır. Ve biz acımızı hafifletebilmek için o kara kuşun sahibinin peşinden sürüklenir gideriz. Bütün istediğimiz kuşun sahibine kimsenin dokunmaması, onun kimeye yaklaşmamasıdır. O birinden hoşlandığında veya dokunduğu zaman içimizdeki bıçak kımıldar, kuş canavarlaşır.

Şeytanın yarattığı bir gökkuşağı gibidir kıskançlık. İçinde siyahtan mora doğru her türlü karanlık rengin kıpraştırdığı bir gökkuşağı; sevdiğin tarafından sevilmediğin endişesinin yarattığı keder, istediğine dokunamamanın getirdiği huzursuzluk yalnızlık duygusu, beğenilmediğine inanmanın yarattığı aşağılanma, bir başkasının sana tercih edildiğini düşünmenin getirdiği eziklik ve öfke, alay edilme korkusu, benliğine olan güvenini kaybetme sonucunda kendini değersiz görme, bir başkasının beğenisine muhtaç olduğunu hissetmenin zavallılığı. Bütün bu karanlık, bu yok edici duygular demirden bir kapak gibi kapanır üstüne. Kendini tutsak, kıskandığını özgür görürsün... Sen kımıldayamazken onun her an başka biriyle oynaştığını hayal edersin. Şüphelerin bilenir. Hayaller uydurursun. Belki de kendini çok aşağılanmış bulduğundan, kendinden intikam almak ister gibi, canını en çok yakacak hayalleri yaratırsın zihninde, onun bir başkasıyla nasıl seviştiğini, neler fısıldadığını, neler yaptığını en ince ayrıntısına kadar canlandırırsın aklında. İyi haberlere inanmakta güçlük çekersin, kötü haberlere ise inanmaya hemen hazırsındır.

Kıskançlık başladıktan sonra kuşku keskin güçleriyle öyle bir kemirirki içini, içinde herhangi bir şeye inanabilecek sağlam tek bir yapı bile kalmaz, uçurumlarla dolar zihnin, inanmak istediğin, inanmaktan duyacağın her haber, her bakış, her söz, her gülümseme, aynı kuyruklu yıldızlar gibi , bir anlık ışıkla parladıktan sonra o uçurumlara doğru kayıp yok olur. Ne gariptir, seni sevindiren o gülümseyişi görüp o sözü duyduktan sonra, o bir anlık sevinci yaşayıp da ardından kaybedince kuşkuların eksileceğine dahada artar, o gülümseyişin seni aldatmak için olduğunu düşünürsün, bu sefer kuşkularına düşmanlık karışır. Ve bir insanın birini hem sevip hem de ona düşmanlık duyması kadar zor bir duygu ikiliği, inanın az bulunur.

Bu hal, bıçağın artık iyice saplandığı, kuşun kanatlarını açarak çılgınca çırpındığı bir andır. Bıçağı sokanın bile acıyı yatıştırmakta zorlanacağı bir hal. Yine onun peşindesindir, onun yanında olmak, onu görmek, onun bir başkasına dokunmadığından emin olmak istersin ama, ama artık acı sahibinden bile kopmuş, bozulmuş bir ordu gibi denetimden çıkmıştır. Kıskandığın her kıpırdandığında bıçak derine girer kuş canavarlaşır. Acıyı iliklerine kadar hissedersin. Bu acıdan kurulmak için ölmeyi ve öldürmeyi bile düşünürsün. Othello, böyle bir durumdayken karısının değil de düşamanının sözlerine inanır, o iri ve siyah elleriyle okşamaya kıyamadığı o beyaz boynu sıkar.

Shekespeare, bir insanın içinde sevdiğinden kuşkulanmak için ekilecek kötü tohum bekleyen uğursuz bir toprak olduğunu anlatır piyesinde. O tohumun nasıl büyüdüğünü, kıskançlığın her duygudan daha büyük ve daha geniş bir ağaç haline gelip bütün duyguları gölgesiyle örtebileceğini gösterir. Artık her baktığında, eskiden sevgiyi, neşeyi, sevinci gördüğün yerlerde ihaneti ve aşağılanmayı görürsün. Birisini istemenin ağır bir zincir gibi bütün ruhuna dolandığını, seni güçsüzleştirdiğini, seni senden çaldığını hissedersin. Bir yandan zinciri biraz gevşetsin, bıçağını biraz çeksin diye yalvarır, bir yandan da seni yakıştıracak her sözü kıskandıracak bir tuzak gibi görürsün. Çırpınmaya başlarsın. Acıklı ve zavallı bir çırpınıştır bu. Sesin değişir, bakışların değişir, konuşman değişir. Daha önceleri seni güldüren bir şaka şmdi yaralayan bir alay olarak çarpar kulaklarına. Öfkelenirsin, kabalaşırsın; çaresizliğin acıklı çirkinliğ yerleşir davranışlarına. Sevilecek yanlarını kaybedersin. Artık iyileşmek bile değildir istediğin, zaten iyileşbileceğine olan inancını da elden kaçırmışsındır, istediğin kıskandığının canını acıtmak, onu cezalandırmak, senin çektiğini onunda çekmesini sağlamaktır. Ama bunu pek başaramassın... Onun ne canını yakmayı başarabilirsin, ne onu güldürmeyi başarabilirsin. Sıkılır ve sıkarsın... Acı dayanılmaz hale geldiğinde, bir gün kendini aniden kurtulmuş, özgürleşmiş, iyileşmiş hissedersin; yalancı bir duygudur bu, sevinçle sarılırsın ama, ama aynı kabuslarda olduğu gibi sarıldığın o sevincin kısa bir sürede ellerinin arasında bir kedere dönüştüğünü farkedersin. Bu kısa sevincin ardından gelen sarsıntı ise büyük bir şaşkınlık yaratır. Ama bu sarsıntı iyileşmenin ilk işaretidir. Altında ezildiğin, seni sen yapan ve ruhsal mimarini ayakta tutan bütün sutunları birer birer kırıp çökerten o acılara, şüphelere, aşağılanmalara daha fazla dayanamayan varlığın, neredeyse senden bağımsız bir şekilde hayvansı bir içgüdüyle kurtulmak için silkinmeye başlamıştır.

Kurtuluş anları daha sık yaşanır olur. Ancak kıskançlıktan ve acıdan kurtulurken sevgidende kurtulduğunu, sevdiğine duyduğun sevginin azaldığını başladığını hissedersin ki, buda başka bir acı yaratır, çünkü insan birini severken onu sevmekten vazgeçme ihtimalini düşünmeye bile tahamül edemez. Üstelik ortada kapanmamış bir hesap vardır. Sen acı çekmişsindir; sevdiğini sevmekten, kıskandığını kıskanmaktan vazgeçtiğinde çektiğin acının intikamındanda vazgeçeceksin demektir. Hayat gariptir, kıskançlık yeni başladığında cılgınca kurtulmak ve sevmekten vazgeçmek istediğinde değil de, kurtulma duygusunun seni üzdüğü, vazgeçmek ihtimalinin seni tedirgin ettiğinde vazgeçmeye başlarsın. Bir mecare bitmektedir.

Bir zaman sonra tümüyle kurtulur ve özgürleşirsin. Ama bir vakitler köle olduğunu gösteren o damga vurulmuştur ruhuna. Sapı kırık bir bıçak, ölü bir kuş iskeleti kalır içinde. Bıçağı sokan çıkarır çünkü; o çıkarmadıkça, keskinliğini kaybetmişte olsa o bıcak orada durur. Bazı sabahlar için titreyerek, özleyerek, özlemle ve kederle uaynırsın; o bıçağın ruhuna saplandığı anki ateşi hissedersin içinde ama o ateş yüzünde tuhaf bir gülümseme bırakarak çabuk söner. Bıçağı sokanın çıkarmadığı, kapanmamış bir hesabı taşıdığını hatırlarsın sadece...


Ahmet Altan
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 May 2006, 09:31   Mesaj No:2

mirim61

Papatyam Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:mirim61 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 127
Üyelik T.: 17 January 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 310
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart İÇİMİZDEKİ BIÇAK

[size=18px]Şeytanın yarattığı bir gökkuşağı gibidir kıskançlık. İçinde siyahtan mora doğru her türlü karanlık rengin kıpraştırdığı bir gökkuşağı; [/size]

[size=12px]yüreğine sağlık arkadaşım
ben bu kıskançlığı çok gördüm
hele birisi vardıki (adı kalsın) hem kendine hemde çevresine çok zarar verdi........................
[/size]
__________________
img]http://img464.imageshack.us/img464/6025/gaffurkv7.jpg[/img]
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 May 2006, 11:47   Mesaj No:3

PESTEMAL

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:PESTEMAL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 145
Üyelik T.: 16 February 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 3.815
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart İÇİMİZDEKİ BIÇAK

[size=24px]Shekespeare, bir insanın içinde sevdiğinden kuşkulanmak için ekilecek kötü tohum bekleyen uğursuz bir toprak olduğunu anlatır [/size]
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 May 2006, 11:55   Mesaj No:4

pamukKALE

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:pamukKALE isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 882
Üyelik T.: 23 May 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 900
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart :)

ELİNE YÜREĞİNE SAĞLIK ŞAHİKA



***
ÖNEMLİ OLAN NİYETTİR BENİM NAZARIMDA
İZİ KALIR BİLİRİZ YERİNDE ÇİVİ ÇIKINCA
YÜREĞİMİZE NE BIÇAKLAR SAPLANSADA
ÖNEMLİ OLAN YAPTIĞIMIZLA KALBİMİZ FERAHLIYORSA

NE VARKİ BU DÜNYADA KAZANINCA GÖTÜRECEĞİMİZ
ESKİ BİR ÇİFT ÇORAPTI BİKAÇ GÜN ÖNCE HİKAYEMİZ
KAYBETMEK ÇOK KOLAYDIR HANİ KAZANMA MÜCADELEMİZ
YAŞANMIŞLAR DERS VERMELİ AYNIYI YAŞAMAK GEREKSİZ

ÖNÜMÜZDE ZAMAN AKIP GİDİYOR SINAVDAYIZ
SEVGİYİ İYİLİĞİ DOSTLUĞU HEP PAYLAŞMALIYIZ
PAYLAŞTIKÇA ACIYI AZALTIR GÜZELLİĞİ ARTTIRIRIZ
ELİNE SAĞLIK ŞAHİKA BU YAZIYI AYAKTA ALKIŞLARIZ

pamukKALE

26/05/2006 12,01
__________________
SEVMEK GÜZEL ŞEY SEVİLMEKTE ONUN KADAR
SEVİPTE SEVİLMEMEK ACIDIR ÖLÜM KADAR

YALNIZLIK ALLAHA MAHSUSTUR
HER CANLI BİR DOST ARAR
TAŞIN KALBİ YOK AMA
ONU DA YOSUNLAR SARAR
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yeni Sayfa 1

www.papatyam.org Ana Sayfa

Tefekküre Davet Köşesi

Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın

                       Instagram         

Papatyam alemdarhost.com sunucularında barındırılmaktadır.