|
Sağlık ve Hastalıklar Sağlığımız ve Hastalıklar İle İlgili Merak Ettiğiniz Herşeyi Burada Bulabilirsiniz... |
|
Seçenekler |
18 March 2008, 14:40 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
145
Üyelik T.:
16 February 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
Modern yaşamın tetiklediği hastalık "Damar sertliği"
Modern yaşamın tetiklediği hastalık "Damar sertliği" Modern yaşamın tetiklediği hastalık "Damar sertliği" Halk arasında damar sertliği olarak bilinen `ateroskleroz', Türkiye'de yaklaşık 4 - 5 milyon erişkini etkiliyor. Çok küçük yaşlarda başlayabilen bu sorun ilerledikçe kalp krizine ve felce yol açıyor. Son yıllarda Amerikan tarzı yaşamın benimsenmesi ile fast-food alışkanlığı uzun saatler çalışanların tercihi oluyor. Yoğun iş temposu nedeniyle sınırlı zamanı olanlar, sağlıklı bir öğünle beslenmek yerine ayak üstü bol kalorili yiyecekleri tüketiyor. Özellikle de genç nüfustaki hızlı tüketim besinlerine olan ilgi kalp hastalıklarına yeni jenerasyonda da rastlanmasına neden oluyor. Sigara içen, aşırı alkol kullanan ve fazla kilolu kişilerde de damar sertliğine yatkınlık bulunduğunu belirten Doç.Dr.Deniz Kumbasar stres, hipertansiyon ve diyabetin de bu hastalıkta bir risk faktörü olduğuna dikkat çekti... Türkiye’de yaklaşık 4-5 milyon kişinin kalp damar hastalığından etkilendiğini belirten Doç.Dr. Deniz Kumbasar, çok küçük yaşlarda başlayabilen bu sorunun ilerledikçe kalp kirizine ve felce yol açabileceğini söyledi. Kalbi besleyen damar duvarlarında yağ ve kireç birikimi ile oluşan damar sertliğinin, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, yüksek kollestrol, aşırı kilo, sigara ve kötü beslenme alışkanlıkları gibi faktörlerce tetiklendiğini belirten Kumbasar, “Son yıllarda kollestrolden zengin ‘fast food’ adı verilen beslenme şeklinin artışı, genç yaşta aşırı sigara içimi, obezite, egzersize zaman ayrılamaması gibi nedenlerle koroner kalp hastalığı artmakta ve daha erken yaşlarda görülmektedir.”dedi. Doç.Dr. Deniz Kumbasar, göğüs bölgesinde baskı hissi olan, özellikle egzersiz sırasında yanma, sıkışma hisseden kişileri hiç vakit geçirmeden doktora gitmeleri gerektiği konusunda uyarırken, yapılan incelemeler sonucunda herhangi bir tıkanıklığa rastlanırsa, kalpteki tıkalı veya daralmış bölgelere stent, balon veya pıhtılı tıkanıklıklarda pıhtıyı emen veya dağıtan cihazlarla açma gibi yöntemlerin uygulandığının söyledi. Son yıllarda balon uygulamaları giderek yerini stent tedavisine bırakmaya başladığını ifade eden Doç.Dr. Kumbasar,” Damarlar açıldıktan sonra tekrar daralmasını önlemede stentler çok etkilidir, ancak ilaçsız olan (diğer adı çıplak stent) stentlerin açılan damarın durumu ve hastanın yandaş hastalıklarına bağlı olarak ilk 6 ayda %30-50 oranında tekrar daralma riski mevcuttur ki bu da günümüze kadar stentlerin baypas cerrahisine kıyasla zayıf noktası idi. Günümüzde çıkan ilaçlı stentler ise %5-10 oranında daralmaktadır, bu oranlar bypass cerrahisi uygulanan hastalardaki daralma oranından daha da düşük olduğundan bypass’a karşı da bir üstünlük elde etme söz konusudur.”dedi. Stent uygulanması sonrasında tekrarlamaya yol açan en önemli faktörün damar duvarı yapısında bulunan kas hücrelerinin normalden fazla çoğalması olduğunu belirten Doç.Dr. Kumbasar, “İlaç salınımlı stentlerin üzerinde hücre üremesini önleyen ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçın etkisi 2-3 ay sürmekte ve hücre çoğalması en belirgin olan dönemde fayda sağlamaktadır. İlaç salınımlı stent normal stent uygulanan tüm hastalar uygulanabilir. İlaç salınımlı stent tek seferde uzun süreli çözüm sağladığı ve tekrar tekrar operasyona gerek duyulmasının önüne geçtiği için diğer tüm avantajlarının yanı sıra daha yararlı bir tedavi yöntemi olarak da dikkat çekiyor”. diye konuştu. Stent restenozu yani tekrar daralması ihtimalinin birçok faktöre bağlı olduğunu belirten Doç.Dr. Deniz Kumbasar, bunlardan en önemlilerini hastada şeker hastalığı olması, darlık bölgesinin uzun olması, damar çapının dar olması, işlemi yapan operatörün stent seçimini doğru yaparak, stenti doğru yere doğru basınçla yerleştirmemesi olarak sıraladı. Diğer faktörlerin ise hastanın kan şekerinin kontrolsüz olması, kolesterol ve homosistein değerlerinin kontrolsüz olması, hastanın ilaçlarını düzenli kullanmaması olarak sayılabileceğini ifade etti. Doç.Dr. Deniz Kumbasar, İlaç salınımlı stentlerin normal stentlerden farklı bir yöntemle takılmadığını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti “operasyon yaklaşık 30 dk ile 1 saat arasında sürer. ilaç salınımlı stentler diğer stentler gibi lokal anestezi ile takılır ve hasta 1,5 gün sonra hastaneden taburcu olabilir. ”7-10 gün istirahat evresinden sonra hastalar aşırı fizik zorlama yapmadan günlük işlerine dönebilirler, 4-6 hafta sonra hastanın kalp fonksiyonları da göz önüne alınarak tam fizik güçlerine kavuşurlar.” Türkiye genelinde yılda yaklaşık 35.000 stent takılmaktadır. Türkiye genelinde yılda yaklaşık 5000 adet ilaç salınımlı stent takılmaktadır. Her yıl 260 bin kişi kalp ve damar hastası oluyor
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
"Aziz "Cürmü Kadar Yer Yakar" | umut | Fenerbahçe | 0 | 13 November 2013 23:08 |
"HORMONLAR" DA TÜM VARLIKLAR GİBİ ALLAH'IN EMRİYLE HAREKET EDER | umut | İman Delilleri | 0 | 07 October 2008 17:27 |
GÖZÜNÜZDE "NEMLENDİRİCİ SİSTEM" OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUNUZ? | umut | İman Delilleri | 0 | 26 July 2008 15:45 |
"Damar sertliğine karşı" hintkeneviri! | PESTEMAL | Sağlık ve Hastalıklar | 0 | 18 March 2008 14:52 |
Modern sağlık sorunlarından biri: "Dikkat eksikliği" | PESTEMAL | Kadın ve Çocuk Sağlığı | 0 | 11 March 2008 13:49 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |