|
Deneme & Düz Yazılar Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Deneme ve Düz Yazılara Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz... |
|
Seçenekler |
09 June 2006, 09:02 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
553
Üyelik T.:
07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
|
27 YILIN ÖYKÜSÜ
27 YILIN ÖYKÜSÜ 27 YILIN ÖYKÜSÜ 1. YIL: adam yüzüne baktı…aradığı çizgileri yoktu.yanı başında duran adama döndü ve " benimle çizgilerimi aramaya gelir misin? "dedi.yaşlı adam başını önüne eğdi biraz bekledi… " merhaba " dedi. Benim adım ölüm! ! ! adam etrafına bakındı ve yaşlıya dedi: " ne olur beni uzaklara götür…! ! ! " 2. YIL: adam ölmek istemiyordu.duvarda baş aşağı sallanan çocukluğuna baktı: "sana karanlık bir gelecek bırakıyorum " dedi.ağrıyan gözlerinden bir çift uğur böceği doğdu.sonsuz bakıyordu adam,süresiz ağlıyordu.adam ölmek istemiyordu.gölgesinin elinden tutup bir sığınak aramaya koyuldu….yürüdü…. 3. YIL: adam insanla barışmak için açtı karanlık kanatlarını.yükseklerden düşen adamdı.sahibiydi uçmanın,önündeydi rüzgarın.adam uçmak için yürüdü… 4. YIL: adam gözlerini uzaklara dikip şöyle seslendi: beni yürüten anlam! bak düştüm ve içimde sancı var.bırak boğazımı bir lokma zehir yutkunayım! ! ! 5. YIL: adam ne yapması gerektiğini düşünmeye başladı.beyninde ki çizgileri birleştirmeye koyuldu.yanında ki yaşlı adama sordu: söyle bana ey yaşlı! kimdir bu çizgilerin hırsızı? 6. YIL: adam karaya bürünmüş yüzünü ak bir sineye yaslamak için yaşlı adamın elini bıraktı.boşlukta ki sesin silueti adamın tarihinin değişeceğinin nesiydi ki? 7. YIL: adam taşıdığı ağrıya ve acıtan sızısına karşın, yüzüne çarpan aşk kokusuna, özgürlüğe koşan bir köle gibi sarıldı… 8. YIL: adamın boğazında ki kapanın dişleri gevşedi.nefes bir adadan bir yarımadaya geldi.adam beyaz anlara olan hasretiyle şöyle dedi: adanın nefesi içime gir. 9. YIL: adam yeşillenen dağların akşamını biliyordu, kesmek için arada ki mesafe çizgisini.toza yağmur değdirmenin zamanıdır dedi takvim işçisine…adam uzaklaşan yaşlı adamın torbasına baktı,torbadan mutsuzluk damlıyordu.adam anladı.kalbinde ki ağrının mana-ı emsali yoktu. 10. YIL: sarsılıyordu adam.çalkalanan bir şimdi vardı, boğulan bir geçmiş…periye gebe gözleri süt kusuyordu adamın.adam periye dedi: zamanımsın. 11. YIL: sihir adamın zamanıydı.kuruyan yüzüne sihriyle dokundu zaman ve adam yüzüne baktı.işte kaybettiği çizgileri geri gelmişti.adam zamanı yakaladı,alnından öpüp içine gönderdi.koşan şimdi adamdı.insan için elini yakan adam, bu büyük ve kutsal koşu için gözlerini dağladı… 12. YIL: adam kanatlanan düşünceyi durdurdu ve düşünceye dedi: bundan böyle iki solukluk zaman getir bana.çünkü sen hep beni yalnız yakaladın ey düşünce! ! ! 13. YIL: adam yüzüne bilinmezliğin balçığını sürdü.papatya kokan ağzıyla nefesini dünyaya armağan eden adanın perisine dedi: kutsal elini sürer misin yüzüme? 14. YIL: adam ayağında ki siyah-beyaz lekeleri sıyırıp attı, hafifledi.arkasında bir kaosun iniltileri ölüyordu.ayaklarının ucu şimdi yüksek sesle uçuşup duran bir kelebeğin izini gösteriyordu.adam kelebeğe dedi: söyle bana beş renkli kelebek, taşır mısın beni güldüğün yere? 15. YIL: Huzur gölü durulmuştu adamın.adam eğildi, bir avuç aldı ve içti.insan tadındaydı.birinin tadı vardı şimdi avuçlarında.yarattığı iblislerin kalbi durmuştu, çünkü tanrının armağanı periye şöyle dedi: beni senliyorum ey peri! uzandı adam…perinin teninde yüzdüğünü düşledi.. 16. YIL: adam ellerini açtı.kanatları kapalı yaklaştı periye.hızlanan diri bakışlarını adanın perisinin alnında birleştirdi.parmakları uyuştu,gönlü oynadı, kirpiklerine bir kelebeğin tozları kondu.dizleri takatini yitirdi. Adam perinin saç telini uyuşan parmak uçlarına aldı ve secde etti …adam dedi: peri… 17. YIL: adam kirpiğinde ki tozların kokusunu gözlerine doldurdu.inci tenli perinin sinesinde ki ize baktı…suretini gördü.aklından şu geçti: perideyim ben … 18. YIL: adam salınan bir iğdeydi şimdi rüzgarda.dünyanın ortasındaydı.adaya koşan görkemli bir yelkenliydi.perinin kokusu dalgalandırdı yelkenlerini. Arş-ı semaya baktı ve tanrıçalara seslendi: ey Atina 'nın ölümsüz güzelleri! kaynağınız bu beş renkli kelebektir! ! ! 19. YIL: adam diyar- ı perinin yoluna düştü.terlemiş tarlalardan, ıslak çayırlardan eski yaylalardan geçti.nefeslendi bir kayada..kelebeğe dedi: ne güzel! ! ! 20. YIL: adam ruhunu üfledi kanatlarına.parlayan bir vahşi at gibiydi koşmaları..nereye mi? kaynağına ışığın.yani bir kelebeğin uçuş rotasına..yani sona. 21. YIL: adam poseidon' a sordu: ey lacivert saçlı tanrı! üç yabalı sopayı saplar mısın bir kez daha toprağa? sapla ki buradan adaya yol olsun emrindeki dalgalar.. 22. YIL: adam göğsünde ki ayara baktı ve dedi: çeşm-i yardır bu ağzı açık yara.incidir yani bir öykünün ortasında.erkeklik öğrenmişti artık gebeliği.çünkü bir tutku doğdu adamın yarasından…adam dedi: elime el değsin…yüzüme yüz…aklıma sen değsin…dışıma biz… 23. YIL: adam genç gözleri tandır gibi yanarken, dönüp karalara baktı.kurtuluştan kopmuş bir adaydı kara kent.adam kelebeğin kokusunu taa tuşba 'dan alıyordu.adam dedi: emanetin göğsümdedir ey peri " adam yanan ciğerinden dedi: ey pegasus! ne olur kanatlarını ekle kanatlarıma… ver ki bir gece olsun huzurun koynunda uyuyayım… 24. YIL: adam yarasından bir parça kopardı, zamanın kartallarına yedirdi ve dedi: ey zeus ' un habercileri! ! alın beni..alın ve bir leb-i derya kelebeğine bahar edin artık ….. 25. YIL: adam inançla bekliyordu havanın durulmasını.tanrılar öfkeliydi bu akşam.birbirlerine ve dünyaya öfke kusuyorlardı.adam engin fırtınadan korunacağı yere yaklaşıyor muydu? yani bir kelebeğin beneklerine… adam fırtınadan ürkmüş kalbini kaldırıp bir ada perisinin pelerinine sardı ve dedi: kalbim emanetindir ey peri! ! ! 26. YIL: adam, bir kelebeğin el ayası gibi yumuşak kanatları olan kelebeğin iri ve derin gözlerine baktı.beşe bölünmüş kendini gördü ve çokluğuyla öldürdü kısalığını baharın…adam ifadesiydi şimdi, bir yüzün en rahat şeklinin..bir destanın en sır yerinin…bir uçuşun en yüksek yerinin…adam periye dedi: kalbim! ! ! 27. YIL: adam iki zirvenin arasından kutsal dramların doğduğu dağa baktı.birden irkildi! ! adam dedi: ey yüce Süphan..! sonumu eski öykülerin gibi kederli hazırlama….bu kez çok yorgunum çünkü. yazari bilinmiyor
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ
BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE[/size] |
09 June 2006, 16:06 | Mesaj No:2 |
Durumu:
Papatyam No :
882
Üyelik T.:
23 May 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
:)
ELİNE YÜREĞİNE SAĞLIK REHA ABİ
YİNE GÜZEL BİR YAZIYI PAYLAŞMIŞSIN ÇOK TEŞEKKÜRLER
__________________
SEVMEK GÜZEL ŞEY SEVİLMEKTE ONUN KADAR
SEVİPTE SEVİLMEMEK ACIDIR ÖLÜM KADAR YALNIZLIK ALLAHA MAHSUSTUR HER CANLI BİR DOST ARAR TAŞIN KALBİ YOK AMA ONU DA YOSUNLAR SARAR |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
DOSTLUĞUN ÖYKÜSÜ | umut | Öyküler & Hikayeler | 0 | 06 October 2013 13:30 |
Gerçek Bir AŞK Öyküsü | Papatyam | Öyküler & Hikayeler | 0 | 27 March 2012 15:38 |
İnCiNiN ÖyKüSü... | Papatyam | Öyküler & Hikayeler | 4 | 29 January 2008 12:44 |
]BiR MOTiVASYON ÖYKÜSÜ[ | REHA | Öyküler & Hikayeler | 1 | 29 March 2007 21:50 |
FARENİN ÖYKÜSÜ | Papatyam | Öyküler & Hikayeler | 3 | 31 May 2006 16:35 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |