S.E.R.A.P - Papatyam Forum

Papatyam Forum

Go Back   Papatyam Forum > ..::.ÖYKÜLER & HİKAYELER.::. > Öyküler & Hikayeler

Öyküler & Hikayeler Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Öykülere, Hikayelere Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz...

Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Alt 16 March 2006, 17:24   Mesaj No:1

sanal

Papatyam Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:sanal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 762
Üyelik T.: 13 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 18
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart S.E.R.A.P

S.E.R.A.P

S E R A P

Ben, 40 yıllık bir kanser uzmanı olarak maddeyi aşan sayısız olayla karşılaştım ve bunları, o olaya şahit olanlarla birlikte belgeleyerek özel bir arşiv yaptım. Bunlardan 1976 yılında yaşanmış bir olayı size nakletmek istiyorum.

Kanser hastanesinde başhekimken Serap adında genç bir hanım hastam vardı. Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi için yurt dışına gitmek istemesine rağmen, bazı formaliteler sebebiyle o imkanı bulamamıştı. Serap'ı özel bir ilgiyle bizzat ben tedavi altına aldım. Ve kısa bir süre sonra da Allah’ın izniyle iyileştiğini gördüm. Ancak Serap'ın da bütün diğer kanserliler gibi ilk 5 yıllık süreyi çok dikkatli geçirmesi gerekiyordu.

Bir iş kadını olan Serap, 4 yıl kadar sonra bir ihale için İzmir’e gitmek istedi. Kış aylarında olduğumuz için uçakla gitmesi şartıyla kabul ettim. Maalesef bilet bulamamış ve benden habersiz bindiği otobüsün kaza geçirmesi üzerine 6 saat kadar mahsur kalmış.

Dönüşünden kısa bir süre sonra kanser, kemik ve akciğerine yayıldı. Serap çok kemiklerindeki metasaz nedeniyle yürüyemez hale gelirken, hastalığın akciğerdeki tezahürü sebebiyle de devamlı olarak oksijen cihazı kullanıyor ve söylediği her kelimeden sonra ağzını o cihaza yapıştırarak nefes almak zorunda kalıyordu.

Evine gittiğim gün, yine güçlükle konuşarak :

Doktor bey, dedi. Ben size...dargınım.

"Niçin?" diye sordum.

"Siz... Dindar... Bir... İnsanmışsınız... Niçin... Banada... Allah’ı.... Ahreti... anlatmıyorsunuz?"

Dini inançlarının çok zayıf olduğunu bildiğim için bu teklifi karşısında oldukça şaşırdım.

Onu üzmemeye çalışarak :

"Doktora ulaşmak kolaydır dedim. Parayı bastırdın mi istediğine tedavi olursun. Ancak iman tedavisi için gönülden istek duymalısın..."

Konuşmaya mecali olmadığından "ben o isteği duyuyorum" manasında başını salladı. Artık ümitsiz bir tıbbi tedavinin yanısıra, ebedi hayatın ve saadetin reçetesi olan iman derslerimiz başlamış ve son günlerini yaşayan Serap için bu dersler "hızlandırılmalı öğretime" dönmüştü.

Anlattığım iman hakikatlerini bütün ruhuyla meczediyor ve arada bir soru soruyordu.

Vefatına bir hafta kala :

"Doktor bey, dedi. Ben... Ölürken... Ne... Söylemeliyim?"

"Senin durumun çok özel" dedim.

"Kelime-i Şehadet sana uzun gelir. O anı fark edince Muhammed (s.a.v) sana yeter."

O, haliyle tebessüm ederek yine başını salladı. Çok ıstırabı olduğu için Serap'a sürekli morfin yapıyor ve o'nu uyutmaya çalışıyorduk.

Ben, bir iş seyahati sebebiyle bir müddet ziyaretine gidemedim.

Dönüşümde annesi telefon ederek :

"Serap, bir haftadır morfin yaptırmıyor" dedi.

"Sabahlara kadar inliyor ve çok ıstırap çekiyor."

Hemen eve gittim ve iğne yaptırmamasının sebebini sordum. Aldığım cevabı hala unutamıyor ve hatırladıkça ürperiyorum.

"Ya morfinin tesiriyle ölüme uykuda yakalanır ve son nefeste Muhammed.(s.a.v) diyemezsem?"

İşte Serap, böyle bir hanımdı. Bu arada benden istihareye yatmamı ve eğer bir kaç gün daha ömrü varsa , son günü uyanık kalacak şekilde morfin yaptırılmasını rica etti.

Ben hiç adetim olmadığı halde cuma gününe rastlayan o gece istihareye yattım ve Serap'ın acizliği hürmetine olacak ki salı gününe kadar yaşayacağına dair işaret sezdim.

Ertesi gün O'na :

"Hiç korkma!" dedim.

"İğneyi vurdurabilirsin."

Ve Serap bir veda niteliği taşıyan bu görüşmemizde son sorusunu da sordu :

"Doktor bey... Azrail... Bana... Nasıl... Görü... Necek?"

"Kızım" dedim.

"O bir melek değil mi? Hiç merak etme, sana yakışıklı bir prens gibi gelecektir."

Salı günü Serap'ın ağırlaştığı haberini alınca hemen eve gittim.

Ancak vefatına yetişememiştim. Ailesi tam manasıyla perişandı. Sadece kendisine uzun müddet bakan dindar bir hanım akrabası ayaktaydı ve beni görünce yanıma gelerek :

"Doktor bey, biliyor musunuz , bu evde biraz önce bir mucize yaşandı!" dedi ve devam etti :

Serap, bir saat kadar önce oksijen cihazını attı ve "yataktan kalkması imkansız" denmesine rağmen kalkarak abdest aldı, iki rekat namaz kıldı. Bütün ev halkı hayretten donup kaldık.

Ve kelime-i şehadet getirerek vefat etmeden biraz önce de :

Doktor bey'e söyleyin, dedi.

Azrail, o'nun söylediğinden de güzelmiş!!!

Onk. Dr. Haluk Nurbaki
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz
Alıntı ile Cevapla
Alt 16 March 2006, 18:36   Mesaj No:2

Papatyam

Papatyam Site Yöneticisi
Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:Papatyam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1546
Üyelik T.: 11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Mesaj: 1.864
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart S.E.R.A.P

[size=18px]sanalcım gerçekten çok etkilendim okurken bile tüylerim diken diken oldu allah senden razı olsun böyle bir yazıyı bizlerle paylaştığın için...[/size]
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır"
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yeni Sayfa 1

www.papatyam.org Ana Sayfa

Tefekküre Davet Köşesi

Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın

                       Instagram         

Papatyam alemdarhost.com sunucularında barındırılmaktadır.