Yalancı şahitliği - Papatyam Forum

Papatyam Forum

Go Back   Papatyam Forum > ..::.DİNİ KONULAR.::. > Cuma Sohbeti

Cuma Sohbeti Hayırlı Cumalar, Bütün Cuma Mesajlarınıza Bu Bölümde Yer Verebilirsiniz...

Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Alt 01 June 2013, 11:01   Mesaj No:1

umut

Papatyam Editörü
Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:umut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1242
Üyelik T.: 19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:61
Mesaj: 13.567
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Yalancı şahitliği

Yalancı şahitliği

Yalancı şahitliği

Muhterem Müslümanlar!

Doğruluk, iman sahibinin şiarıdır. Yalancılık ise nifak alâmetle-rindendir. İnsan her türlü davranışında doğru olacak, asla yalana te-nez2ül etmeyecektir. Pusulanın ibresi, belirli bir istikameti gösterir. İman ibresinin ucu da dâima doğruluğu gösterir.
islâm, doğruluk dinidir. Bir mü'minin içi dışı, özü sözü, işi ve gü*cü hep doğru olacaktır.
Ashab-ı kiramdan Abdullah oğlu Süfyan (r.a.)

Peygamber Efen*dimize:
İslâm (dini) hakkında bana bir söz söyleyiniz ki senden başka*sına o hususta hiçbir şey sormaya (ihtiyaç duymaya) yım». dedi. Re-sûluliah:
«İman ettim, de; sonra doğru ol,» buyurdular (1).
Doğruluk, sahibini her sahada aziz kılar. Kendi aleyhine bile ol*sa insan doğru olmalıdır.
İstikâmet, müstekinıü'1-hâle dininden gelir,

Müştekim ol, Hazret-i Allah utandırmaz seni.
Doğruluk, iyi insan olmanın ayrılmaz bir lâzımıdır.
Doğruluk, cennet yolunu bulmanın ilk şartıdır.
Yalancılık ise sahibine iki cihanda yüz karasıdır. Yalancı, foyası, meydana çıkasıya kadar, birkaç kişiyi kandırır. Fakat ikbalinin mu*mu yatsıya varmadan söner. Resûl-i Ekrem'in en çok buğz ettiği kö*tülük yalancılık idi.

Yalancı, maşerî vicdanda öyle bir mahkûmiyete uğrar ki, artık doğru söylese de inanan olmaz.
Yalancı, iki yüzlülük ve yalan sözlülükle hem Hakkın hem de hal*kın gözünden düşer. Zira, yılan kadar soğuktur.
Söz, özün tercümanıdır. Kişi yalan sözle içinin murdarlığını orta*ya koyar. Cenab-ı Hak, okumuş olduğum âyet-i kerimede buyuruyor ki:

«Ey iman edenler, Allah'tan korkun ve sözü doğru söyleyin» (2).
Yalancılıktan kaçmak isteyen bir kimse, konuşulan her sözün doğruluğuna hüküm vermemelidir. Sonra bilmeyerek yalan haberi yaymış olur. «Her işittiğini haber vermesi, bir şahsa yalan olarak ye*ter» (3), hadîs-i şerifi ne kadar uyarıcıdır!
İman, yalanı reddeder. İman ile yalan bir arada duramaz. Kâmil bir iman sahibinde, yalancılık asla barınamaz. Müslümanm yolu, ya*lana kapalıdır.

Peygamber Efendimize:

«Ey Allah'ın Resulü, mü'min (ler içinde) korkak bulunabilir mi?»
denildi.
Resûl-i Ekrem:
«Evet» buyurdu. Yine soruldu:
«Mü'min (ler arasında) • cimrilik yapan olur mu?» denildi.
Resûrullah:
«Evet» cevabım verdi. Tekrar soruldu: «Mü'min yalancı olabilir mi?». Fahr-i Kâinat: «Kayır! (Mü'min yalancı olamaz)» buyurdular (Sözün mefhum-i muhalifi düşünülürse yalancılık yapanın mü'-min olmayacağı ortaya çıkar.
Yalancılık; insanın dünyada özünü, âhirette yüzünü karartır. As-habtan Esma bint-i Yezid,

Peygamber Efendimize:
«Birimiz canının istediği bir şeye davet olunduğunda «İştiham yok» dese yalan sayılır mı?».

Resûl-i Ekrem;
«Hiç şüphesiz yalan, yalan olarak yazılır. Hattâ küçücük yalan bile!» (5), cevabını verdiler.
«Bir kimse çocuğuna: Gel şunu (sana vereceğim) al, dese de son*ra vermese bu bile yalandır» (6).
Bir hadîs-i şerifte şöyle buyrulmaktadır:
«Bir kul yalan söylediği vakit (yanındaki) melek, onun getirdiği (işlediği) şey'in kokusundan bir mil uzaklaşır» (7).

Akılların muallimi, vicdanların mürebbisi ve Hak emirlerinin hal*ka mübelliği bulunan Peygamber Efendimiz ihtar ederek buyuruyor ki:
«Halkı güldürmek için yalan söyleyenin vay hâline! Vay ona, vay onun hâline!» (8).

Bu hadîs-i şerifler, iman ehlinin yalandan ne kadar uzak durma*sı gerektiğini ortaya koymaktadır.
Yalan; imanı pörsüten, meleği küstüren bir ahlâksızlıktır.
Kizbi terket, bulmak istersen cihanda ihtiram, Subh-i sâdık gibi ol kim, halk ede sana kıyam.
Resûlullah Efendimiz buyuruyorlar ki:

«Üç şey kimde bulunursa o kimse oruç tutsa, namaz kılsa, hac ve umre yapsa ve ben Müslümanım dese de münafıktır. Bir haber verdi* ğinde yalan söyler, vâ'd ettiğinde (sözünden) döner, (bir şey) emânet
olunsa hiyanet eder» (9). insan, tehlike görse bile doğru olmalıdır.Zira kurtuluş doğruluktur.

Peygamber Efendimiz: :
«Ben, saka da olsa, yalanı bırakan kimse için cennetin ortasında bir evin muhafazasına kefilim» buyurdular (10).

Aziz mü'minler!

Söz, yalandan açılınca yalancı şahidlik hemen akla gelir. Bir mahkemede haklıyı haksız; haksızı haklı çıkarmak için sözüne yalan karıştırmak, en çirkin bir harekettir.

Şahidlik, cemiyet hayatının "kaçınılmaz icaplarmdandır. Medenî ve tarihî birtakım muamelelerin yapılışında bazan anlaşmazlıklar çı*kar ve is mahkemeye dökülür. Dâvanın hallolunabilmesi için şahide ihtiyaç ve lüzum görülür. Şahidlik olmazsa iş münakaşaya dökülür. Kavga ve gürültünün önü alınmaz, toplulukta huzur kalmaz."
Bir kimse, gerektiğinde şahidlik yapmaktan çekinmemelidir. Bir âyet-i celilede:

«...Şahidler, (şehadeti edaya) çağrıldıkları vakit kaçınmasın» (11) buyrulmuştur. Şahidlikten kaçmak, cemiyetin zararına sebep olur. Bu hususta diğer bir âyet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır:
«Şahidliği gizlemeyin. Kim onu gizlerse hakıykat şudur ki onun kalbi bir günahkârdır. Allah ne yaparsanız hakkıyle bilendir» (12).

Resûlullah Efendimiz de bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmak*tadır:
«Şahidliğe çıkarıldığı vakit onu gizleyen, yalan şahidliği yapmış gibidir» (13).

Şahidlik yaparken hakdan ve adaletten ayrılmamalıdır. Bildiğini ve gördüğünü olduğu gibi ifade etmeli, adaleti yerine getirmeye ça*lışmalıdır. Ne hatır, ne para ne de herhangi bir endişe insanı yalan şahidliğine sevketmemelidir.

Bir hadîs-i şerifte:
«Yalan şahidinin ayağı yerinden ayrılmadan Allah ona cehennem azabını vacip" kılar» (14), buyrulmuştur.
Bu ne şeni bir iştir ki suçlu, hayatta iken ateşi haketmektedir! Peygamber Efendimiz bir sabah namazını kıldırıp (halka yüzünü) döndüğünde, doğrularak ayağa kalktı ve üç defa:

«Yalan şahidliği (Allah'a) şirk koşmaya denk sayıldı» buyurdu ve sonra şu âyeti okudu: «O halde murdardan, putlardan kaçının, ya*lan sözden çekinin» (15).

Milletlerin ayakta durabilmesi, doğruluk ve adaletledir. Uzun yılr lar payidar olmuş milletlerin tarihleri tedkik edilirse adalete riayet ederek haşmetlerini korudukları görülür.

Verilecek hükümde şahidlerin ifadesinin büyük bir tesiri vardır. Şayet yalan şahidiiğine tenezzül edilecek olursa hükümde adalet ola*maz. Yalan yere şahidlik, adalet binasını temelden sarsan bir davra*nıştır

--------------------------------------------------------------------------------

Eserin yazarı: Mehmed Emre Eser: Yeni Hutbe Kitabi
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR **********
KALEGÜNEY
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları

Cevaplar Son Mesajlar
GERÇEK AKASYA (Yalancı Mimoza) umut Bitkiler ve Özellikleri 0 23 October 2011 12:51
AKÇAKESME (Yalancı Ihlamur, Taş Ihlamuru) umut Bitkiler ve Özellikleri 0 18 September 2011 14:57
mevsimler yalancı, sen yalancısın gozdem Şiir Bahçesi 0 11 April 2006 14:43

Yeni Sayfa 1

www.papatyam.org Ana Sayfa

Tefekküre Davet Köşesi

Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın

                       Instagram         

Papatyam alemdarhost.com sunucularında barındırılmaktadır.