Tıkanıp Kaldığında Hayat... - Papatyam Forum

Papatyam Forum

Go Back   Papatyam Forum > ..::.ÖYKÜLER & HİKAYELER.::. > Deneme & Düz Yazılar

Deneme & Düz Yazılar Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Deneme ve Düz Yazılara Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz...

Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Alt 09 May 2006, 09:52   Mesaj No:1

Papatyam

Papatyam Site Yöneticisi
Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:Papatyam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1546
Üyelik T.: 11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Mesaj: 1.864
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Tıkanıp Kaldığında Hayat...

Tıkanıp Kaldığında Hayat...

[size=18px]Tıkanıp Kaldığında Hayat[/size]

Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde,

Yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını,

Dağlara dönmeli yüzünü insan.

Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak;

Yeni insanlarla "tanışmalı", yeni keşifler yapacak....

Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa,

Gerçekleştirmeyi denemeli!

Her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; zamanın bir nehir,

Kendisinin bir sal olup da, o dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı.

Baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler,

Her akşam aynı can sıkıntısıyla eve giriliyorsa,

Değiştirmeye çalışmalı bir şeyleri;

Küçük şeylerle başlamalı belki; örneğin, bir kaç durak önce inip

Servisten, otobüsten; yürümeli eve kadar, yüreğine takmalı güneş gözlüklerini;

Gördüğünü hissedebilmeli!

Sağlığını kaybedip, ölümle yüz yüze gelmeden önce,

Değerli olabilmeli hayat!

İlla büyük acılar çekmemeli, küçük mutlulukları fark etmek için!

Başkasının yerine koyabilmeli kendini;

Ağlayan birine "gül", inleyen birine "sus" dememeli!

Ağlayana omuz, inleyene çare olabilmeli!

Şu adaletsiz, merhametsiz dünyaya ayak uydurmamalı; Sevgisiz, soysuz kalarak!

Dikeni yüzünden hesap sormak yerine gülden,

Derin bir soluk alıp, hapsetmeli kokusunu içine...

Güneşin doğuşunu seyretmeli arada bir, seher yeli okşamalı saçlarını...

Karda, yağmurda; sevincine, coşkusuna; fırtınada boranda; Öfkesine, isyanına ortak olabilmeli doğanın!

Bir çocuğun ilk adımlarında umudu; bir gencin düşlerinde geleceği;

Bir yaşlının hatıralarında geçmişi görebilmeli! Çalışmadan başarmayı, sevmeden sevilmeyi, mutlu etmeden mutlu Olmayı beklememeli!

Ama küçük, ama büyük; her hayal kırıklığı, her acı; Bir fırsat yaşamdan yeni bir şeyler öğrenebilmek için; kaçırmamalı!

Çünkü; hiç düşmemişsen, el vermezsin kimseye kalkması için, hiç çaresiz kalmamışsan, dermanı olamazsın dertlerin; ağlamayı bilmiyorsan, neşesizdir kahkahaların;

Merhaba dememişsen, anlamsızdır elvedaların...

Ne, herkesi düşünmekten kendini, ne; kendini düşünmekten herkesi unutmamalı!

Bilmeli; çok kısa olduğunu hayatın; hep vermek ya da hep almak için...

Sadece, anlatacak bir şeyleri olduğunda değil, söyleyecek bir şey bulamadığında da dinleyebilmeli!

Aklı ve kalbiyle katılabilmeli sohbetlere...

Hafızası olmalı insanın; hiç değilse, aynı hataları, aynı bahanelerle tekrarlamaması için!

Soruları olmalı, yanıtları bulmak için bir ömür harcayacak! Dostları olmalı, ruhunun ve zihninin sınırlarını zorlayacak!

Herkese yetecek kadar büyük olmalı sevgisi; Ama, kapasitesi sınırlı olmalı yüreğinin ki, hakkını verebilsin sevdiklerinin;

Zaman bulabilsin; Bir teşekkür, bir elveda için...

Yaşam dedikleri bir sınavsa eğer; Asla vazgeçmemeli sevmek ve öğrenmekten;

Ama, herkesi sevemeyeceğini de her şeyi bilemeyeceğini de fark edebilmeli insan!

Tıpkı, her şeye sahip olamayacağı gibi...

Zamanın ninnisiyle, uykuda geçirmemeli hayatı...!
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır"
Alıntı ile Cevapla
Alt 09 May 2006, 11:08   Mesaj No:2

beliz

Papatyam Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:beliz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 792
Üyelik T.: 24 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 421
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Tıkanıp Kaldığında Hayat...

Kendini kabul ettiğin anda açılırsın, incinebilir olursun, alabilir duruma gelirsin. Kendini kabul ettiğin anda, geleceğe ihtiyacın kalmaz; çünkü herhangi bir şeyi geliştirmeye ihtiyaç yoktur. O zaman her şey iyidir, her şey olduğu gibi iyidir. İşte o deneyimin içinde, hayat yeni bir renk alır; yeni bir müzik yükselir.

Eğer kendini kabul edersen, bu her şeyi kabul etmenin başlangıcı olur. Kendini reddediyorsan, aslında evreni reddediyorsun demektir; kendini reddediyorsan, varoluşu reddediyorsun demektir. Kendini kabul ediyorsan, o zaman varoluşu da kabul ettin; o zaman tadını çıkarmaktan, kutlamaktan başka yapacak bir şey yok. Şikayet yok artık, içerleme yok; şükran duyuyorsun. O zaman yaşam iyi, ölüm de iyi; neşe iyi, keder de iyi; sevgilinle olmak iyi, yalnız olmak da iyi. O zaman ne olursa olsun, iyi, çünkü hepsi bütünün içinden çıkıyor.

Ama yüzyıllardır kendini kabul etmemeye koşullandın. Dünyanın bütün kültürleri insan zihnini zehirledi, çünkü hepsi tek bir şeye dayanıyordu: Kendini geliştir. Hepsi senin içinde bir endişe yaratır; endişe, olduğun şeyle olman gereken şey arasındaki gergin durumdur. Hayatta bir gereklilik olduğu sürece, insan endişeli kalmaya mahkum. Gerçekleştirilmesi gereken bir ideal varsa, nasıl rahat olabilirsin? Nasıl evinde hissedebilirsin kendini? Bir şeyi tam olarak yaşamak mümkün değil; çünkü zihin sürekli geleceğin peşinde. Ve o gelecek hiç gelmiyor; gelemez. Arzunun doğası gereği, bu mümkün değil. Geldiği zaman, yeni şeyler hayal etmeye başlayacaksın, başka şeyler arzulamaya başlayacaksın. Her zaman daha iyi bir durum hayal edebilirsin. Her zaman endişeli, gergin kalabilirsin; insanlar yüzyıllardır böyle yaşadı.

Sadece çok ender olarak, çok nadiren, bir insan bu tuzaktan kurtuldu. Uyanmış insan, toplumun tuzağından kayıp çıkabilmiş, bunun bir saçmalık olduğunu görebilmiş olan insandır. Kendini geliştiremezsin. Ve gelişmenin olmadığını söylüyor değilim, unutma; ama sen kendini geliştiremezsin. Kendini geliştirmeyi bıraktığın zaman, hayat seni geliştirir. O rahatlıkta, o kabullenmede, hayat seni okşamaya başlar, hayat senin içinden akmaya başlar. Ve içerlemediğin, şikayet etmediğin zaman, büyürsün, çiçeklenirsin.

O yüzden, şunu söylemek istiyorum: Kendini olduğun gibi kabul et. Ve bu dünyadaki en zor şeydir, çünkü eğitimine, kültürüne ters düşüyor. En başından beri nasıl olman gerektiği söylendi sana. Kimse sana olduğun gibi iyi olduğunu söylemedi; hepsi zihnine programlar yerleştirdi. Ailen, din adamları, politikacılar, öğretmenler tarafından programlandın; tek şey için programlandın: Kendini geliştirmeye devam et. Nerde olursan ol, başka bir şey için koş. Hiç dinlenme. Ölene kadar çalış.

Benim öğrettiğim şey basit: Hayatı erteleme. Yarını bekleme, asla gelmez. Bugün yaşa!
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları

Cevaplar Son Mesajlar
Hayat mirim61 Deneme & Düz Yazılar 3 29 January 2008 14:51
Hayat... nihale Deneme & Düz Yazılar 2 03 December 2006 00:24
Hayat ve Ben igzuma Şiir Bahçesi 0 25 November 2006 19:04
EY Hayat PESTEMAL Şiir Bahçesi 3 12 June 2006 16:39
Bir Yerlerde Tıkanıp Kaldıysa Hayat... Papatyam Deneme & Düz Yazılar 0 28 March 2006 18:11

Yeni Sayfa 1

www.papatyam.org Ana Sayfa

Tefekküre Davet Köşesi

Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın

                       Instagram         

Papatyam alemdarhost.com sunucularında barındırılmaktadır.