Yaralar Nasıl İyileşir? - Papatyam Forum

Papatyam Forum

Go Back   Papatyam Forum > ..::.DİNİ KONULAR.::. > Dini Sohbetler

Dini Sohbetler Bütün Merak Ettikleriniz, Öğrenmek İstediğiniz Tüm Konuları ve Sohbetleri Bu Bölümde Bulabilirsiniz...

Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Alt 15 January 2009, 15:46   Mesaj No:1

REHA

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:REHA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 553
Üyelik T.: 07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
Mesaj: 1.867
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Yaralar Nasıl İyileşir?

Yaralar Nasıl İyileşir?


"Ben yarayı tanzim ederim, Onu Allah iyileştirir." (Dr. Ambroise Paré)

Günlük hayatımızda oraya buraya çarparız, elimiz kesilir, ayağımıza diken batar yahut ameliyat olur, ya da yanarız. Bütün bunların hepsinin neticesi birdir: Yara. Bir müddet sızlar, kanar, şişer, iltihaplanır, sonra da iyileşir.
Yara iyileşir, ama nasıl?

Bir yarada gelişmekte olan Fizyolojik biokimyasal ve histolojik hâdiseler, neden sağlam bir yerimizde olmaz?

Yaralayıcı âlet yaraladığı organımızda hangi şifreleri çözmekte, hangi kapıları açmakta ki bu muntazam ve muazzam değişmeler vukua gelmektedir. Vücudumuzda bulunan trilyonlarca hücre nasıl bu şekilde kodlanmış ki ayağımızın ucu da, başımızın üstü de yaralanmaya aynı cevabı veriyor.

Bir kol saatinin birkaç marifeti olması karşısında hayretimizi ifade ediyor, bu kadar küçük bir kutuya, bu kadar marifetin yerleştirilmesini takdir edip, teknolojiye hayranlığımızı ifade ediyoruz. Bir milimetrenin yüzde biri kadar çapta olan bir hücreye binlerce marifeti kodlayan, kaydeden, yerleştiren ilim sahibinin, ilmî kudreti ve kuvveti hayret ve hayranlık ifadelerinin ne kadar ötesindedir!?..

Kaza ile ya da cerrahın neşteri ile doku bütünlüğü bozulduğu yani yaralanma meydana geldiği zaman bir seri çarpıcı değişiklikler başlar. Önce kılcal ve daha büyük damarların çapları geçici olarak daralır. Böylece kan kaybı asgarî seviyeye inmiş olur. Sonra bütün o bölgenin damarları alabildiğince genişler. Yara içine kan hücreleri ve serum hücum eder. Yara içerisinde birkaç saat içinde proteinden müteşekkil gevşek bir bağ oluşur. Bu ağın boşluklarını kan serumu alyuvarlar ve akyuvarlar doldurur. Akyuvarlar yara içinde aktif olarak hareket ederler. Yara içindeki ölü doku ve hücreleri, artık ve yabancı maddeleri sarıp yutarlar, parçalarlar. Akyuvarlar, lökosit, monosit, lenfosit v.s. olarak isimlendirilen çeşitli kan hücreleridir. Yara iyileşmesinde bunlardan herbirinin ayrı bir görevi vardır. Ancak bu görevler kısmen bilinmekle birlikte büyük kısmı henüz karanlık kalmaktadır.

Yaralanan bölgedeki diğer değişmeler ise şunlardır: Kılcal damarlar yara içine doğru uzamaya başlarlar ve yaranın karşı duvarından gelen kılcal damarla uçuca birleşirler.

Derinin üst tabakalarında gevşeme meydana gelip deri hücreler hızla bölünmeye ve çoğalmaya başlarlar ve yara üstünü örtecek şekilde yara üzerine doğru göç ederler. Böylece yara üzeri ikinci gün taze deri ile örtülmüş olur.
Yara içinde hücrelerin ilerlemesi rastgele olmayıp “temas yönelimi” ve “temas inhibisyonu” adı verilen kanunlara tâbidir. Göç eden hücreler, yara içindeki protein ağını bir platform olarak kullanırlar.

Yaralanan doku içerisinde bu bahsettiğimiz “yara iyileşmesi mekanizması”nı çalışmaya başlatan ve devamında vazife alan bir sürü kimyasal olaylar ve kimyasal maddelerin rolü olduğu bilinmekte, çoğu ise sır olarak kalmaktadır.

Yara içinde üçüncü gün kollagen adı verilen bir protein görülmeye başlar. Kollagen lifler şeklindedir. Kollagen liflerinin örgüleri ve istikametleri san’atkârane bir intizam gösterirler.

Bundan 300 sene kadar önce yaşamış bir hekim olan Ambroise Paré “Ben yarayı tanzim ederim, onu Allah iyileştirir” demiştir. Günümüzde de 300 sene öncesine göre hiçbir şey değişmemiştir. Bütün cerrahî müdahalelerin temeli, yaranın iki dudağını karşı karşıya getirmek esasına dayanır. Bizim karşı karşıya getirdiğimiz iki yara dudağını birleştirip kaynaştıran Allah’tır.

Eğer Cenâb-ı Hak dokularımıza yarayı tamir edip iyileştirme hassasını vermeseydi bugün cerrahların elinden ne gelirdi acaba? Şurası bir gerçektir ki; kalb nakli ameliyatları ile meşhur Dr. Barnard’ın mahareti ve ilmi herhangi bir iltihap hücresinden fazla değildir.

Bozulan bir arabanın, bir uçağın veya robotun kendi kendini tamir ettiğini henüz duymadık. İnsanlığın ilmi henüz bu seviyeye gelmedi.

Şu kâinatta hiçbir şey başıboş ve tesadüfî değildir. Bir dershanedeki sıraların ardarda dizilmesi, pencerelerin salona değil bahçeye açılması, kara tahtanın ön duvara asılması, lâmbaların tabana değil tavana asılması o dershaneyi akıl sahibi bir elin düzenlediğini gösterir. Elbette vücudumuzdaki düzen ve intizam da o vücudu yaratan Hâlik’ımızı bize işaret eder.

ALINTI
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ

BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE
[/size]
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları

Cevaplar Son Mesajlar
Nasıl Bir Eş İstersiniz? PESTEMAL Deneme & Düz Yazılar 0 11 April 2012 09:25
Çay nasıl saklanır. SUYUNGIZEMI Pratik Bilgiler 0 09 May 2009 02:07
Aşk nasıl yaşanır? PESTEMAL Deneme & Düz Yazılar 0 12 March 2008 11:36
Gizli Yaralar Papatyam Deneme & Düz Yazılar 1 10 July 2006 10:01

Yeni Sayfa 1

www.papatyam.org Ana Sayfa

Tefekküre Davet Köşesi

Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın

                       Instagram         

Papatyam alemdarhost.com sunucularında barındırılmaktadır.