İSTİSNÂSI YOK BUNUN - Papatyam Forum

Papatyam Forum

Go Back   Papatyam Forum > ..::.DİNİ KONULAR.::. > Dini Sohbetler

Dini Sohbetler Bütün Merak Ettikleriniz, Öğrenmek İstediğiniz Tüm Konuları ve Sohbetleri Bu Bölümde Bulabilirsiniz...

Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Alt 12 April 2007, 13:37   Mesaj No:1

Atmaca

Papatyam Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Atmaca isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1093
Üyelik T.: 02 March 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 22
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart İSTİSNÂSI YOK BUNUN

İSTİSNÂSI YOK BUNUN

İSTİSNÂSI YOK BUNUN



Ömer ibnil Hattâb’ın, "Adli"ni ölçmek için,

Toplandı yehûdîler, bir yere hepsi bir gün.



Bir tânesi dedi ki: (Bana verin bu işi.

Bakalım, bu kadar çok âdil midir bu kişi?)



Bir plân hazırlayıp, girdi “doktor” şekline,

Geldi Ömer Fârûk’un mübârek hânesine.



Zayıf bir oğlu vardı evinde Halîfenin.

Dedi ki: (Ben hekîmim, neyin var böyle senin?)



Çocuk, pırlanta gibi, temiz ve saftı gâyet.

Dedi ki: (Bedenimde, var birazcık zâfiyet.)



Yehûdî, şeytân gibi, dedi ki: (Peki, hay hay!

Üzülme, bu illetin tedâvîsi çok kolay.



Bizim evde, bu derde var ki öyle bir ilâç,

Onu iç, başka şeye kalmaz artık ihtiyâç.)



Götürdü böylelikle, onu kendi evine.

“Şarab”ı, ilâç diye, tutuşturdu eline.



Saf, temiz kalpli çocuk, aldanıp yehûdîye,

İçti o gün şarabı, “şifâlı şerbet” diye.



Tabii biraz sonra, kaybetti kendisini.

Yehûdî bunu görüp, sürdürdü hîlesini.



Gönderip "genç kızı"nı, hemen onun yanına,

Şarabın te'sîriyle, günâh işletti ona.



Az sonra, kendisine gelince çocuk birden,

Tövbe etti ise de, geçmiş idi iş işten.



O alçak yehûdîyse, Halîfeye gelerek,

İstedi cezâsını, bunu ihbâr ederek.



Halîfe, çok üzüldü olan bu hâdiseye.

Suâl etti oğlundan: (Doğru mudur bu?) diye.



Hakîkat olduğunu anlayınca o hemen,

Derhâl verdi hükmünü, hiç tereddüt etmeden.



Buyurdu: (Yüz sopadır, cezâsı işbu suçun.

Derhâl infâz edilsin, istisnâsı yok bunun.)



Sahâbe, dediler ki o zaman Halîfeye:

(Mâzur görün çocuğu, kurbân gitti hîleye.



Zayıftır, dayanamaz, ne olur acıyınız.

Suçunu, bu seferlik bize bağışlayınız.)



Lâkin o, affetmeye etmedi hiç temâyül.

Buyurdu: (Din işinde, olur mu hatır gönül?)



Sonra da celâllendi, onlar ısrâr edince,

Dedi: (Bu teklîfiniz, sığar mı adâlete?



Cezâsını çeksin ki, bu günâhın peşinden,

Kurtulsun âhirette, Cehennem ateşinden.)



Başladılar vurmaya iknâ edemeyince.

Bayıldı acısından, sopa "kırk"a erince.



Devâm ettilerse de, bîtâb düştü be gâyet.

"Seksen"inci sopada, vefât etti nihâyet.



Çok üzüldü, ağladı oğlunun öldüğüne.

Fakat dînin emriydi, pişmân olmadı yine.

www.huzurpinari.net
__________________
ana bir rüzgar getireceğim
Dağlardan, tepelerden
Gitme, sana zamanı getireceğim
Zamanın bittiği yerden
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yeni Sayfa 1

www.papatyam.org Ana Sayfa

Tefekküre Davet Köşesi

Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın

                       Instagram         

Papatyam alemdarhost.com sunucularında barındırılmaktadır.