|
Deneme & Düz Yazılar Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Deneme ve Düz Yazılara Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz... |
|
Seçenekler |
10 December 2006, 14:18 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
543
Üyelik T.:
21 September 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:ELAZIĞ
|
Kadına'a dair Bir Yazı
Kadına'a dair Bir Yazı KÖRLEŞME'den/Elias Canetti Gerçek büyük düşünürler, kadının değersiz bir yaratık olduğuna inanmışlardır. :!: Konfüçyüs’ün konuşmalarını araştır bir kez; gerek günlük yaşamın konuları, gerekse günlük yaşamın sınırlarını aşan konular üzerine belki bin görüş ve yargı vardır; ama bak bakalım, kadınları uzaktan yakından ilgilendiren bir tek cümle bulabilir misin! Suskunluğun ustası, kadınlar üzerine susar ve konuyu böyle geçiştirir. Biçim kurallarının aynı zamanda içerik açısından da bir değer taşıdığına inanmasına karşın, ölen kadınların arkasından, matem tutulmasını bile uygunsuz ve rahatsız edici bulur. Konfüçyüs çok genç evlenmişti. Bunu da inandığından ve aşık olduğu için değil, ama törelerin gereğini yerine getirmek için yapmıştı. Karısı uzun süren bir evlilik yaşamından sonra öldü. Oğlu, ölünün başında yüksek sesle yakınmaya başladı. Ağladı, kendini yerden yere attı ve bu kadın, bir rastlantı sonucu annesi olduğu için, yerini hiçbirşeyin dolduramayacağını sandı. Bunun üzerine Konfüçyüs, üzüldüğü için, oğlunu sert sözlerle azarladı. İşte, erkek diye buna denir. :!: Buda’nın en sevdiği öğrencisi olan Ananda, bir defasında, Buda’ya şu soruyu sormuştu: "Yüce efendim, kadınların toplantılara katılamamaları, ticaret yapamamaları ve ekmeklerini kendi uğraşlarıyla kazanamamaları nedendir, söyler misiniz?" - Kadınlar, hemen öfkelenirler, Ananda, kadınlar, kıskançtır, Ananda, kadınlar aptaldır Ananda, işte Ananda, kadınların toplantılara katılamamaları, ticaret yapamamaları ve ekmeklerini kendi uğraşlarıyla kazanamamaları bundandır. Kadınlar, tarikata girmek için yalvarmışlardı. Buda’nın öğrencileri de onların yanını tutmuşlardı. Ama Buda, uzun süre onlara karşı koydu. Onyıllar sonra, yufka yürekliliğinin ve acıma duygusunun tutsağı olarak kendi doğru düşüncelerine karşı çıktı; rahibeler için bir tarikat kurdu. Rahibeler için kurmuş olduğu sekiz katı kuralın ilki şöyleydi: "Bir rahibe, tarikata girişinin üzerinden, isterse yüzyıl geçmiş olsun, henüz o gün tarikata girmiş bir rahiple bile karşılaşsa, onu saygıyla selamlamak, önünde ayağa kalkmak, ellerini kavuşturmak ve onu gerektiği gibi onurlandırmak zorundadır. Rahibe, bu kurala saygı göstermek, uymak, kutsal saymak ve yaşamı boyunca karşı gelmemek yükümü altındadır. Bunun gibi, rahibelerden kesinlikle kutsal saymalarının istendiği yedinci kural da şöyledir: "Bir rahibe, hiçbir koşul altında, bir rahibi aşağılayıcı davranışlarda bulunamaz ve onu azarlayamaz. Sekizinci kural: "Bugünden başlamak üzere, rahibelere erkekler karşısında konuşma yolu kapanmıştır. Ama rahiplere, rahibeler karşısında konuşma yolu açıktır." Bir ağaç kadar sert, Nehirler gibi kıvrımlı, Bir kadın kadar kötü, Bunca kötü ve aptal. Der, Hintlilerin en eski özdeyişlerinden biri. Dile getirilmek istenen konunun korkunçluğu karşısında, özdeyişlerin çoğu gibi bu da sertlikten kaçınan bir özdeyiş. Ama Hindistan halkının duyguları açısından iyi bir gösterge! Ölüm, evliliğe son verir, ölümün yaptığını, ben yapmak hakkına sahip değil miyim? Nedir ki ölüm dedikleri. İşlevlerin durması, bir olumsuzluk, bir hiçlik. Böyle bir hiçliği mi beklemeliydin. Dirençli, yaşlanmış bir bedenin keyfini mi beklemeliydin. Çalışmasına, yaşamasına, kitaplarına, kast edildiği zaman, kim eli kolu bağlı bekler. O kadından nefret ediyorum. Şimdi de ediyorum. Ölmüş olmasına karşın nefret ediyorum. Nefret etmeye hakkım var. Bütün kadınların nefreti hakkettiklerini kanıtlayacağım sana Karısı tarafından öldürülen, yeraltı dünyasında artık salt donuk, mavi bir gölge gibi var olan Agamemnon’un, Odyseus’a, söyledikleri, bence Homeros’un, bize bırakmış olduğu en değerli ve en özgün mirastır: Sen de ders al bundan, Yumuşak olma karına, Güvenip ona açma tekmil düşüncelerini, Ara sıra açıl ona, Ara sıra fikrini sakla, Çok gizli yanaştır gemini, sevgili baba toprağına, Görünme kimseye sakın, güven olmaz, kadın milletine. Acımasızlık, Yunan tanrıçalarının başlıca özelliklerinden biridir. Tanrılar ise daha bir insana yakındır. Hera’nın korkunç öfkesinin kurbanı olan, Herakles kadar, acımasızca işkence görmüş ve amansızca izlenmiş bir başka yaratık daha var mıdır şu yeryüzünde. Akino’lu Aziz Thomas "Kadın hızla büyüyüp, yayılan yabani otlar gibidir. Eksik gelişmiş bir insandır." demişti. Bedeni ise, değersiz olduğu ve doğa bu nedenle fazla ilgilenmediği için, erken gelişir. Ya ilk modern komünest olarak değerlendirilebilecek Thomas Morus. Ütopya’da yaşayanlara ilişkin, evlilik yasalarına nerede yer vermişti? Köleliğe ve suçlara ayırdığı bölümde! |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
Yazı Tura | YakupEMİR | Fıkra Diyarı | 0 | 02 January 2010 13:44 |
Mouseu takip eden yazı | agasarlinuris | java script | 0 | 21 January 2009 23:18 |
Kadına yönelik şiddet uygulayanlar tedavi edilmeli | PESTEMAL | Bayanlara Özel (Erkeklerin Girmesi Yasaktır :-)) | 0 | 31 December 2008 13:17 |
İbretlik bir yazı | REHA | Deneme & Düz Yazılar | 2 | 28 March 2007 15:36 |
Güzel Bir Yazı... | Papatyam | Deneme & Düz Yazılar | 0 | 09 February 2006 09:28 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |