NAZAR - Papatyam Forum

Papatyam Forum

Go Back   Papatyam Forum > ..::.DİNİ KONULAR.::. > Dini Sohbetler

Dini Sohbetler Bütün Merak Ettikleriniz, Öğrenmek İstediğiniz Tüm Konuları ve Sohbetleri Bu Bölümde Bulabilirsiniz...

Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Alt 19 April 2006, 09:50   Mesaj No:1

REHA

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:REHA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 553
Üyelik T.: 07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
Mesaj: 1.867
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart NAZAR

NAZAR

Nazar, bugün için henüz pozitif ilimlerin ilgi alanına girmemiştir. Girip girmeyeceği ya da ne zaman gireceği belli değildir. Zira pozitif diye tanınan bilimlerin kendilerine mahsus bir takım metodları ve bazı kuralları vardır. Olayları bu metodlarla inceler ve bir sonuca varmaya çalışırlar. Nazar ise şu aşamada, fizik ya da kimya laboratuarında incelenip deneye tabi tutulacak durumda değildir. Aksine bugün, bu ilimlerle uğraşanların ekseriyeti -bilhassa doktorlar- nazarın fizik etkisini kabul etmemektedirler.

Her ne olursa olsun bilhassa halk arasında bazı kimselerin sebebi bilinmeyen olağanüstü nazar (göz değmesi) güçleri olduğuna inanılır. Bu güce sahip bir kimsenin, bir insana, bir hayvana ve özellikle bir çocuğa bakmakla durup dururken hastalık, sakatlık, ölüm gibi bir olayın meydana gelmesine yol açacağı sanılır. Her hangi bir olay böyle bir sebebe bağlandığı zaman "nazar değdi”, nazara geldi”, "nazara uğradı" denilir. "Kem göz" tâbiri de, nazarı değen kimseler için kullanılır.

Diğer taraftan Resulullah (s.a.s); "Göz değmesi gerçektir" (Buhârî, Tıb, 36; Müslim, Selâm, 41) buyurmak suretiyle bir mânevî faktöre işaret etmişlerdir. Şu halde İslâmda göz değmesi (nazar) vardır. Ancak, nazar boncuğu takmak vs. bâtıl inançlardan sayılmıştır.
Öyle anlaşılıyor ki göz değmesinin temelinde yatan esas sebep kişinin kıskançlık duygusudur. Ve bu duygunun, baktığı kimseye yansıması ve onu te'sir altında bırakmasıdır. Nazar boncuğu takmakla bu kıskançlık dolu bakışların tesirinin azaltılması veya başka yönlere yansıtılması amaçlanmaktadır.
Esma bint Umeys (r.a)'den rivayet edildiğine göre kendisi: "Ya Resulullah! Cafer'in oğullarına cidden nazar değiyor, ben onlar için şifa dileğiyle okutturayım mı?" demiş. Resulu Ekrem (s.a.s) de: "Evet, lakin kader ile yarışan bir şey olsaydı nazar değme işi onu geçerdi" buyurmuştur (İbn Mace, Tıb, 33; Muvatta, Ayn, 3).

Nazarın gerçek olduğunu kabul edince, ondan korunma yollarını da öğrenmek gerekir. Bunun için de, dinimizin bize müsaade ettiği yollara baş vurmak, sakındırdığı yollardan da kaçınmak durumundayız. Bu konudaki rehberimiz yine Allah'ın Resulu'dür. Ebû Said el-Hudrî (r.a)'den rivayet olunduğuna göre: "Resulullah (s.a.s), "Cinlerin ve insanların nazarından Allah'a sığınırım"gibi dualarla cinlerin ve insanların nazarından Allah'a sığınırdı. Sonra Muavvezatân nazil olunca bu sureleri okumaya başladı diğer duaları terketti" (İbn Mace, Tıb, 34).

Hz. Peygamberin kötülüklerden ve kötü kimselerin şerrinden emin olabilmek için sık sık okumuş olduğu duâ ve surelerden bazıları şunlardır: Enes b. Mâlik'ten rivayete göre Resulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Evinden çıkarken şu duâyı okuyan kişiye bu duâ kâfidir. O adam muhafaza altına alınır, şeytan da o adamdan uzaklaşıp bir kenara çekilir: Bismillâhi tevekkeltü alellâhi lâ havle velâ kuvvete illâ billâh ". Manası: "Allah Teâlâ'nın ism-i şerifini zikrederek evimden çıkarım. Ben Allah'a tevekkül ettim, güç ve kuvvet sadece Allah'ın lütuf ve ihsânıyladır" (Tirmizî, Deavât, 34). Ümmü Seleme'nin rivayetine göre Resulullah (s.a.s) evinden çıkarken şöyle derdi: "Allah'ın ismini zikrederek çıkarım. Ben Allah'a tevekkül ettim. Allah'ım hata yapmaktan, yolumu şaşırmaktan, zulmetmekten, zulme uğramaktan, cahillikle başkasına bela olmaktan ve başkasının cahilce davranışıyla karşılaşmaktan sana sığınırım” (Tirmizî, Deavat, 35): Osman b. Affan'ın rivayetine göre Resulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Bir kul her günün sabahında, her gecenin akşamında üç defa şu şekilde duâ ederse, o kişiye hiç bir şey zarar veremez. Bu: Bismillâhi lâ yedurru me'asmihi şey'in fıl'ardı vela fı'ssemâi ve huve's-semiul-alîm"duâsıdır.

Anlamı: "İsmiyle beraber bulundukça yerde ve gökte hiç bir şeyin zarar veremeyeceği Allah'ın ismiyle (sabaha erdim, akşamladım). O her şeyi işiten ve bilendir" (İbni Mace, Duâ, 14).

Hz. Âişe (r.a) da Resulullah (s.a.s)'ın yatağına girdiğinde iki eline üfleyip muavvizât (İhlâs, Felâk ve Nâs) surelerini okuduğu ve vücuduna sürdüğünü rivayet etmiştir (Buhârî, Deavât, 12).

Bütün bu nasslara göre nazardan korunmak için, "nazarlık" denilen; mavi boncuk, sarımsak, at nalı, minyatür süpürge vb. nesnelerle, içinde ne yazılı olduğu bilinmeyen ya da acaip bir takım şifrelerle yazılmış bulunan muskaları, -nereye olursa olsun- takmak şirktir. Zira bu tür davrânışlarda, Allah'dan başka birinden veya bir nesneden, zararı defetmesini istemek vardır. Halbuki Allah (c.c.), şöyle buyurur; "Eğer Allah, sana bir zarar dokundurursa; hiç kimse onu gideremez ve eğer sana bir hayır ihsan ederse, zaten O, herşeye kadirdir" (el-En'am, 6/ 17).

İmam Ahmed, Ukbe b. Nâfi'den merfû' olarak şu hadisi nakleder: "Kim temîme (mavi boncuk) takarsa Allah onun işini tamamlamasın. Kim bir ved'a (katır boncuğu) takarsa Allah onu korumasın” (Ahmed İbn Hanbel, IV, 154, 156).

Başka bir hadiste: "Kim bir muska, mavi boncuk ve benzerini kesip atarsa bir köle azat etmiş gibi olur" (Yusuf el-Kardavi, "Tevhidin Hakikati", Terc. Mehmet Alptekin, İstanbul 1986, s. 73).

Nazar kavramının batıdaki ifadesi, psikokinezidir. Nazar olayında iyi niyet ve yoğuşmaya göre alıcı ile verici uçlardan geçen bir "ark" oluşmaktadır. Gıbta, övünme, imrenme gibi dostça duygular, hatta ebeveynlerin; çocuklarına sevgisi, nazarın küçük dozda uğratma sebebidir. Nazara uğrayan kişi, çok sık esner ve sıkılır. Asıl uğursuz nazar, "haset" duygusundan gelişir. Bu duyguda, düşmanlık, kin ve intikam mevcuttur. Nazarın dozajında bu haset duygusunun şiddeti çok önemlidir. Haset duygusu ne kadar şiddetli olursa, nazarın gücü de o kadar şiddetli olur (Nazarın Bilimsel Yönü, Yankı Dergisi, 5-30 Haziran 1983, sayı 635, s. 52).

Gözlerin elektromanyetik ışınlar yolladığı konusu, Sovyetler Birliğinde yoğun bir şekilde araştırılmaktaydı. Yayının dalga boyu yaklaşık yüzde sekiz mm.dir. Yani radyo dalgalarıyla enfraruj (kızılötesi) dalgalar arasındadır (H. Egemen Sarıkaya, S. Birgil, C. Cümbüşel, Telepati, İstanbul 1978 s.15. Nazann bilimsel açıklaması için bak. Din ve İlim Açısından Nazar, Yrd. Doç. Celal Kırca, Diyanet Dergisi, XXII. sayı: 1, 1986).

Halid ERBOĞA

Ahmed GÜÇ
http://www.sevde.de/islam_Ans/N/23.htm
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ

BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE
[/size]
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları

Cevaplar Son Mesajlar
Nazar duası serife Serbest Atış 16 30 June 2008 11:30

Yeni Sayfa 1

www.papatyam.org Ana Sayfa

Tefekküre Davet Köşesi

Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın

                       Instagram         

Papatyam alemdarhost.com sunucularında barındırılmaktadır.