|
Deneme & Düz Yazılar Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Deneme ve Düz Yazılara Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz... |
|
Seçenekler |
26 August 2006, 11:56 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
809
Üyelik T.:
29 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:aşkın olduğu he
|
bu sabah başka biri olacağım.....
bu sabah başka biri olacağım..... karar verdim bu sabah başka biri olarak uyanıcağım.artık seni düşünmeye bir son vericeğim.seni sevmeyi kalbimden kazımaya devam edicem.ve son zerren kalana kadar da savaşıcam.senden bir toz zerresi bile kalmasın.evimde,duvarlarımda.oturup saatlerce konuştuğumuz telefonda.hatta senin yüzünden bir maaşımı ptt ye bıraktığım faturalarda bile zerren kalmasın.evmi baştan aşağı temizledim.senden bir zerre kalmasın diye de ilaçladım.belli mi olur böcekleri bile örgütler,kendini sevdirirsin.elimde kalan son resmini sigarımı yakmak için kullandım.anladım ki en iyi o işe yarıyormuş bu zamana kadar.evimde ki yanlızlığı bile silip süpürücem.sandıklara kaldırdığım çapkınlık diplomamı ait olduğu yere:baş ucuma asıcam..sonrada öğrendiğim bütün dersleri kızlar üstünde deneyip çok canlar yakıcam.hergece paramın son damlasına kadar yiyicem.bundan sonra inek gibi kitapta okumicam.hatta dünyayı kurtarmak için bir taraflarımıda yırtmıcam.tam bir burjuva olucam artık.zengin züppesi gibi giynicem.senden sonra da hayata aynı pencereden bakıcam.tek farkı pencere markasını değiştiricem.hatta kendi markamı yaratıcam..düşünce kaosundan da kurtarıcam kendimi.ne lenin ne marx nede başka bir filozof olucak hayatımda.onlar yerine pop yıldızlarını,boş insanları listeme alıcam...daha fazlasıda olucak ama zamanla..zamanla zamanıda unutucam..sen den geriye tarihi eser dahi kalmaması için elimden geleni yapıcam. bu sabah galiba daha fazla yalancıyım.... ben seni nasıl unutucam,ne yapıcam,sensiz gözlerimi nasıl açıp,nasıl kapıcam düşündün mü hiç?sensiz nefes almayı nasıl becericem..kaç gece daha o soğuk yatakta boş bir kalple yatıcam.sıkılmışlığımı nasıl atlatıcam.seni sevmekten bıkmadığım aramaktan yorulmadığım an devam edicem yoluma.ama sensizlik zor iş.bu dayanılmaz acı bir gün boynumda yağlı urgan olursa ne yapıcam.kendimi cehheneme yollarken,peki sen arkamdan nasıl kalıcan.hangi yüzle o güzel gözlerin beni arıcak.kimlere sorucak.acaba düşüncelerinde olmadığım ben,pişmanlıklarında olucam.uzun bir yoldan dönüş olmaz,sen benden daha iyi bilirsin bunu.bir ömür kaç günden ibarettir bilmem ama... o ömürde hep seninle olucam...... daha görüceğim kaç güneşim kaldı bilinmez.kaç gece daha kaldı sayamadım.şafak saymak zordur.sensizliğimin günleri herhalde 3000 civarı gibi.dayanılmaz boşluğunu adaylar değil,aday adayları bile dolduramadı. bu sabah sana biraz daha aşığım galiba....?
__________________
<<<KEşKe_Bir_Vİtrİn_CamIndAn_İçEri_DüşsEm de_Cam_ParÇalaRı_Benİ_ŞeRiTLer_HaliNDe_KeSSeDe_RuH uMlA_BedEnİm_aYNı_oLSa!!!>>> |
28 August 2006, 10:23 | Mesaj No:2 |
Durumu:
Papatyam No :
778
Üyelik T.:
16 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Kastamonu
|
bu sabah başka biri olacağım.....
Bir DAĞ Masalı
Binlerce renk renk çiçeğin açtığı, bitkilerin bittiği, sürü sürü kuşların geçtiği, pırıl pırıl suların aktığı, çeşit çeşit hayvanların barındığı bir dağın yamacında güzeller güzeli Dilara adında bir kız yaşarmış. Her sabah kalkar huzur ve esenlik içinde türküler, şarkılar söylermiş… Kiraz dudaklarından tane tane mutluluk dökülürmüş yamaçlara… Dilara her sabah uyandığında dağlara bakıp yüreğini bin çeşit renkle nakış nakış işler, güneşin rengiyle sevgisini, umudun mavisiyle umudunu süsler, çağlayan sulara, esen rüzgarlara bakıp bakıp sevinç pırıltılarını serpermiş gözlerinden… Henüz bakir doğası insanlar tarafından kirletilmemiş, bozulmamış; yalanın, dolanın, kokuşmuşluğun hiç uğramadığı bir yermiş burası... Dilara’nın sevgisi yeryüzündeki çiçeklerin renkleri gibiymiş… Baharın sevgilisi, nisanın ilk aşkı, masumluğun sultanı, suların saflığıymış Dilara’nın güzelliği… Nisanın ilk gözağrısıymış Dilara… Baharın ilk öpücükleri değdimi narin kirpiklerine, uyanıverirmiş tüm çim – çiçek, börtü - böcek.. Hoyrat rüzgarlar inzivaya çekildiğinde, bahar rengi ılık ılık meltemler sararmış ince belini Dilara’nın, incecikmiş yüreği de tıpkı beli gibi… İpekten teni varmış, gün ışıdımı pırıltılar dans edermiş saçlarında, pırıl pırıl suların üzerine vuran güneş ışıkları gibi… Dilara her sabah erkenden kalkar çiçeklerle koklaşır, laleleri okşar, kuşlarla, kelebeklerle konuşur, dağ tepe demeden güneşe gülümseyerek mutlu bir şekilde kuzularının peşinde dolaşır dururmuş... Her seher bereket tohumları ekilirmiş dağların doruklarına, umut umut yeşerip halaya dururmuş çiçekler her bahar Dilara’nın güzelliğinde... Bir gün hiç beklemediği bir anda karşısına genç bir adam çıkıvermiş, şiirler okumuş ay ışığında, şarkılar söylemiş, masallar anlatmış Dilara’ya. Sık sık buluşmuşlar... Sevdalanmış sonra Dilara, bırakmış kendini kollarına genç adamın hiç bir kötülük düşünmeden, başlamış rüyalarda, masallarda yaşamaya... Çiçekleri, kuşları, kelebekleri bırakıp gece gündüz genç adamın hayaliyle yaşamaya başlamış... Sevdası yeryüzüyle, gökyüzünün sevdası kadar büyük; suyla, çiçeğin aşkı kadar da masum ve temizmiş... Sonra sevdasını açmış büyüklerine Dilara, hoş karşılamışlar kızlarının sevdasını, evlenmelerine izin vermişler... Davul zurna eşliğinde üç gün üç gece düğün olmuş, halaylar çekilmiş, inlemiş dağ taş... Bir seher vakti uyandığında canından bir parça eksilmiş gibi irkilmiş Dilara. o canı gibi sevip bağlandığı adam buralardan sıkıldığını, kendisini unutmasını isteyip bir kağıt parçası bırakarak çıkıp gitmiş... Oysa aynı adam her sabah uyanır uyanmaz “sen dünyanın en güzel varlığısın, seni ölümüne seviyorum”diye övgüler dizermiş Dilara’nın gözlerinin içine bakarak... O zaman bütün yeryüzü, gökyüzü Dilara’nın olurmuş... Çünkü dünyada ki; tek güzel Dilara değilmiş, her yerde kandırılacak dünya güzeli yüzlerce Dilara bulunurmuş yüzsüzler, yalancılar, sahtekarlar için... O gün ilk kez ağlamış Dilara, mavi mavi pınarlar akmış gözlerinden. Ceylan gözleri o gün ilk kez üzgün bakmış dağlara... Aylarca belki döner umuduyla uçan kuştan, esen yelden haber beklemiş, dalgın dalgın bakmış sulara... Ama ne gelen olmuş ne de giden... Huzuru ile beraber mutluluğu, sevinci de parçalanmış. Daraldıkça çıkıp bir dağ başına yankılı kayalara haykırmış içindeki ateşi... Bazen sessizce solumuş bir hazan yaprağı gibi, içi kanamış her baktığında dağların doruklarına... Gözpınarlarından akan damlalar bir nehir gibi süzülerek Munzur suyunun esrarengizliğine karışmış.... Kanadı kırılmış yavru bir kuş gibi uçmak istemiş masmavi gökyüzüne ama uçamamış... Uçuşan düşlerini önüne katıp götürmüş yüreğindeki fırtına, geride bir kırık ömür, yorgun gecelere asılı birkaç tebessüm kalmış yalnızca. Bir hazan çiçeği gibi solmuş günden güne Dilara. Derin okyanuslar dökülmüş yapraklarından her ağladığında.. Sevdanın kor yangını düşmüş yüreğine bir kez… Bir zamanlar tan kızıllığı yamaçlara vurduğunda rüzgarın şarkısını söylermiş, dağlar, pınarlar, kayalar Dilara’nın yüreğinde. Bir dağ çiçeği gibi yaprağına sığınırmış üşümemek için Dilara... Ama artık suskunmuş dağlar… Yağmurun gözyaşlarına karıştığı bir gece dönmüş yüzünü ve bırakmış kendini kayalardan aşağı ölmek istemiş Dilara... Yalancıların, sahtekarların, acıların var olduğu bir dünyada yaşamak istememiş... Bütün çiçekler kendi dillerince konuşmuş, üzüntülerini haykırmış dağlara… Ağlamış rüzgarlar; Bir tek laleler boyun büküp susmuş Munzur’da… Yüreğini açıp ses vermemişler… Suskunluğunda saklamışlar sırlarını, sevgileri söyleyemeyecekleri kadar çok şey anlatmış dağlara… Bu yüzdendir ki; Munzur’da bütün laleler boynu büküktür… Hep narin, ince, suskun ve asil durur… Sonra zaman geçmiş, gözyaşları betonlaşmış, çiçekler kokusunu yitirmiş, o güzelim dağlar kötülüklere esir düşmüş... Kayalar ağlamaya başlamış her gece... Ay ve yıldızlar doğmamış bir daha o kayaların üstüne, kuşlar uçmamış, her gece rüzgar esmiş çığlık çığlığa. O gün bu gündür ‘Çığlık kayası’ olarak kalmış ismi... O günden bu güne sevginin, masumluğum, temizliğin timsali olarak hala onun sevgisi konuşulur oralarda. Kimi kez onu “Çığlık kaya”nın başında sevgilisini seslerken geyiklerin içinde görüldüğünü söylerler, kimileri bir pınarın başında geyiklere su içirirken. Herkes yok olmuş, yalan olmuş, masal olmuş ama o hep var olmuş, dünya döndükçe de var olacak dağlar kızı Dilara... İşte böyle olmuş, böyle anlatılmış yıllar yıllı bu dağ masalı...
__________________
[size=10pt]Nice insanlar gördüm üstlerinde elbise yok... Nice elbiseler gördüm içlerinde insan yok...[/size] http://img208.imageshack.us/img208/2...msultanub8.gif |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
BAŞKA EL UZANMASIN | umut | Şiir Bahçesi | 0 | 08 May 2010 14:36 |
Kadın Başka Düşünür Erkek BAşka | nazlım | Bayanlara Özel (Erkeklerin Girmesi Yasaktır :-)) | 4 | 07 March 2008 16:52 |
BAŞKA ÇAREN YOK MUYDU.? | igzuma | Şiir Bahçesi | 0 | 06 November 2007 12:51 |
Fıkralar..sabah sabah iyi gelir.. | mirim61 | Fıkra Diyarı | 10 | 08 June 2006 09:57 |
Ben hep var olacağım... | Mekansiz | Yakılacak Şiirleriniz | 0 | 30 March 2006 14:13 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |