Ne Olursan Ol Kendin Ol... - Papatyam Forum

Papatyam Forum

Go Back   Papatyam Forum > ..::.ÖYKÜLER & HİKAYELER.::. > Öyküler & Hikayeler

Öyküler & Hikayeler Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Öykülere, Hikayelere Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz...

Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Alt 07 February 2006, 09:38   Mesaj No:1

Papatyam

Papatyam Site Yöneticisi
Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:Papatyam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1546
Üyelik T.: 11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Mesaj: 1.864
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Ne Olursan Ol Kendin Ol...

Ne Olursan Ol Kendin Ol...

[size=18px]ENERJİ[/size]

Hani bazi şeyler gözümüzün önünde şekil değiştirir ya, işte öyle birşey bugün anlatacağım. Ama bu şekil değişikliğinin ille de fiziksel olması gerekmiyor. Ruh halindeki hızlı değişimler de bizi aynıi fiziki değişimlerde olduğu kadar şaşırtabiliyor. Şunu gözlemlemek kolay ama burkuyor insanın içini. Bir arkadaşım iki haftadır yoğun bir motivasyon içindeydi. Her sabah işe geliyor ve üşenmeyip yakın çevresine günaydın demek için odalarımızı dolaşıyor, bizi mutlu etmek amacıyla minik armağanlar getiriyordu. Davranış biçimi ruhumuzu okşarken, fiziksel olarak da her zamankinden daha hoş göründüğü için göz zevkimizi de tatmin ediyordu. Her zaman alıştığımız spor giyim tarzının daha dışında ve oldukça hoş giyiniyordu. Gözlerinin içi gülüyor ve hepimizi etkisi altına alan negatif enerjiden bizi sıyırmak için uğraşıyordu. Sanki ufak çaplı bir misyon üstlenmiş gibiydi. Bizler ise ona gülümsemeye çalışırken bile "ama..." diye başlayan olumsuz cümleleri sarf ediyorduk. Nasıl böyle pozitif olabildiğine için için sinirlenmiyor da değildik. O ise bize "ne derseniz deyin beni aşağıya çekemeyeceksiniz" diyerek gülümsüyordu.

Olan biten yaşanan tüm tatsızlıkları, ülkemizin ekonomik sıkıntılarını, bunun birey olarak hepimize yansımasını, terördü, savaştı mavaştı, hepsini o da biliyordu. Yani kavanoz içinde yaşamadığı gibi, aldırış etmeyen biri de değildi. Baktık onu ikna edemiyoruz, başladık dedikoduya ; "Seni böyle motive eden kesinlikle aşk olmalı, insan ancak aşık olunca böyle çiçeğe böceğe kafasını takar" dedik. Güldü ve “evet!" dedi, "evet aşık oldum!". "Kime?" diye sorduk. Ağzını doldura doldura ve gayet kendinden emin bir sesle "kendime!" dedi.

Ne kadar haklıydı. Yaşadığımız kişisel ve toplumsal tüm problemler kendimizi görmeyi ve hissetmeyi unutturuyor. Bir çarka kaptırıp gidiyoruz. Kendimizden tat almayı unutuyoruz. Oysa bunun için ne çok sebebimiz var. Mutlaka her şeyin dört dörtlük olması gerekmiyor. Sağlıklı mıyız? Elimiz iş tutuyor mu? Fikir üretebiliyor ve uygulayabiliyor muyuz? Dostlarımız var mı doya doya sohbet edecek? Can dostlarımız ve ailemiz var mı hayatı paylaşacağımız? Kaybettiğimiz yakınlarımızın yerine oturtmaya çalıştığımız doğuştan değil, sonradan kendi seçtiğimiz akrabalarımız var mı? Renklerimiz yok mu üzerimizde taşıyarak güzelleşebileceğimiz, hayallerimizi renklendirebileceğimiz? Çiçekler yok mu bize ait olmasa da doğada olan ve kopartmadan koklayabileceğimiz?

Varsın zorluklar olagelsin. Sınavdir belki de, gelir ve geçer. Geçmese de alıştırır, bizim zorluklarımız olur. Yeter ki kendimizle barışık olalım. Yeter ki aynalara her ne olursa olsun gülümseyebilelim. Varsın derinlere inemeyen sığ insanlar bize deli desin. Çok akıllı olup bunalmaktan, deli olup hayati hafife almak daha iyidir. Vurdum duymaz olmadan, dozunda ama hayati şakayla karışık yaşayarak yol alalım. İyilikler kadar sıkıntılar, zorluklar, kayıplar da insanlar için. Tünelin en karanlik noktası aydınlığa en yakın olan anıdır. Yeter ki zor zamanları kendimize ve çevremize küsmeden geçirebilelim. Olabildiğince mutlu ve pozitif olalım.

Negatif olmak çevreye çok çabuk bulaşıyor. Söz konusu arkadaşım etraftan gelen negatif enerjiye iki hafta dayanabildi. Dün odama gelip "bana enerji ver, kendimi düşük hissediyorum" dedi. Buyrun bakalım. Kendine aşkı mi bitti? Hayır, sadece içindeki pozitifi bize o kadar çok verdi ki, kendi enerjisini düşürdü. Oysa bizler almayı bilseydik, ondan yayılan bizden yayılanla birleşecek ve daha büyüyecekti. Yani paylaştıkça çoğalacaktı. Öyleyse etrafımıza hemen gülümseyelim. Belki ilk başta sahte gibi gelecek ama sonra içten geldiğini göreceğiz. Kendimize aşkımızı hiç kaybetmeyelim ve bu aşk oldukça herşeyin üstesinden geleceğimizi unutmayalım. Kendimizi şımartmayı ihmal etmeyelim. Küçüçük şeyler bile olsa. Bir kahve, bir kadeh şarap, bir kurabiye, bir film, bir kıyafet, bir kitap, bir dost paylaşımı, bir kucaklaşma, ne şekilde olursa olsun kendimizi ödüllendirmektir.

[size=18px]Steve Goodier şöyle söylüyor ; [/size]

"Başarıların ne olursa olsun, en büyük başarın mümkün olabildiğince kendin olmaktır. Dünyada uyum içinde olabilmek için kendin ol. Bu meydan okuyan ve karşılığını, ödülünü alacağın bir iştir. Ve bunu senin kadar kimse yapamaz."
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır"
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları

Cevaplar Son Mesajlar
AŞKA KÖLE OLURSAN igzuma Şiir Bahçesi 0 09 July 2006 18:55

Yeni Sayfa 1

www.papatyam.org Ana Sayfa

Tefekküre Davet Köşesi

Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın

                       Instagram         

Papatyam alemdarhost.com sunucularında barındırılmaktadır.