AŞIK OLAMIYORUM! :) - Papatyam Forum

Papatyam Forum

Go Back   Papatyam Forum > ..::.ÖYKÜLER & HİKAYELER.::. > Deneme & Düz Yazılar

Deneme & Düz Yazılar Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Deneme ve Düz Yazılara Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz...

Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Alt 28 December 2006, 14:22   Mesaj No:1

nihale

Papatyam Kıdemli Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:nihale isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 543
Üyelik T.: 21 September 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:ELAZIĞ
Mesaj: 551
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart AŞIK OLAMIYORUM! :)

AŞIK OLAMIYORUM! :)

[size=18px]

Aşk arayışı hiç bitmiyor. İnsanların en çok yakındığı konuların başında da, aradığım aşkı ne yapsam bulamıyorum? geliyor.
Aşık olmanın ardında ise korkular yatıyor.
İşte o korkular ve çözüm yolları.
Güven Meselesi!
Herkesin ortak sorunu güvenebilecek insan bulmak. Aslında güvensizliği engellemenin yolu insanın kendine güvenmesinden geçiyor. Kendine güvenen insan ihanete de uğrasa çok çabuk kendini toparlayabilir. Zaten aşkta mutlak güven diye bir şey yoktur. Birinin güvenilir olup olmadığını anlamanın en kolay yolu da onunla yaşamaktır. Biriyle birlikte olmak ne kadar doğalsa, onun güvensiz olması ve bu nedenle aşkın bitmesi de o kadar doğal.
Birini çok beğeniyorsunuz. İçiniz kıpır kıpır. Ama onunla birlikte olmaya başlayıp gerçek yüzünü gördükçe aslında size hiç de uygun biri olmadığını anlıyorsunuz. Sizin hiçbir sebep yok dediğiniz şey aslında bu. Ön yargılardan kurtulmanız gerekli. Bir ilişkiye başlarken; Ben bundan da sıkılırım? mantığıyla hareket ederseniz, belkide çok büyük bir aşkı daha başından ekarte etmiş olursunuz.
Aşk zor değil. Aşkı insanlar zorlaştırıyor. Unutmayın ki yavan bir ilişkinin bir tarafında biri varsa diğer tarafında siz varsınız. İlişkiye heyecan katmayı hep karşı taraftan beklememeniz gerekiyor. Herkes yavan olmayan, heyecanını hep taşıyan bir aşk ister. Bunu için biraz da siz çabalamalısınız.
Aşkın en güzeli karşılıklı olanıdır. Sizi, sizin on sevdiğiniz kadar seven birini bulduğunuzda zaten ona sıkı sıkı sarılırsınız.. O kişiyi ne zaman bulacağınız hiç belli olmaz. Belki hayatınızı öyle birini bulmadan tamamlayacaksınız. Belki de o kişi bugün karşınıza çıkacak. Ben aşkımın dengini bulamıyorum? diye bir endişeye kapılırsanız o kişiyi görseniz bile fark etmezsiniz.
Bir de kafalarında yarattığı kişilere aşık olanlar vardır. Onlar için gerçek hayatta hiç kimse sevilmeye layık değildir. Çünkü onlar o hayal kahramanını sever. Aslında bunu pek aşk da denmez. Benim aşık olacağım insan şöyle güzel, şöyle yakışıklı, şöyle paralı olmalı diyemezsiniz. O hayalden kurtulmadığınız sürece aşık olmanız imkansızdır.
Aşka küsenler, aşkları umutsuz bitenler ya da aşklarına karşılık bulamayanların içine yenilen darbe, sonraki ilişkilere güvensizlik olarak yansıyor.
Tabii bir de reddedilmekten doğan küskünlük var. Aynı olayları bir kez daha yaşamaya dayanamam, mantığıyla hareket ederseniz aşka küskünlüğünüz de ömür boyu sürer.
Aşk hayatın kendisidir. Hayattan vazgeçer misiniz? O zaman aşktan da vazgeçmemelisiniz. [/size]



[size=18px]Netten Alıntı[/size]
Alıntı ile Cevapla
Alt 06 January 2007, 00:39   Mesaj No:2

igzuma

Papatyam Kıdemli Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:igzuma isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 778
Üyelik T.: 16 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Kastamonu
Mesaj: 505
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart AŞIK OLAMIYORUM! :)

[size=18px]tutarsan ellerimden yine de düşerim sanmıştım, düşmelerle beşik kertmesi olduğum için…bak işte, kaldım…uçurumun dibindeki ayaklarım yürüyor artık…

hangi bahardan kalma bu direnmeler söylesene?... sen bu kadar inanırken sözlerime, ben nasıl yolsuz bırakırım düşleri?... terini sildim kelimelerin, avuç içimde kınalı gülümseyiş, kokla lütfen, gül kokuyor inadına tepinmelerim…

ne güzel atıyoruz kahkahaları sohbetlerin içine…ne çok cümle birikmiş dudak kıyısında akmayı bekleyen… ne çok ben olmuşum senin yanında…maskelerimizi emanet ederek vestiyere, ne çok biz olmuşuz rakının ve hayatın içinde…ki aslında maske kullanmadığımızı ve emanet ettiklerimizin sadece yüzümüzün kırılgan yani olduğunu da, kelimelere sustukça fark ettik…

annesi hayır dedikçe, inadına sokağa fırlayan yaramaz çocuklar gibi fırladık, kenarları kanaviçe işlemeli paylaşımların ortasına… ne yasakları delmekti niyetimiz ne de yasak olmak kuralların içinde…biz sadece konuşmayı, onca zaman susturulan kelimelerin ipini çözerek onları özgür bırakmayı seçtik…hayatın içinde kırılan yüreğimin ezgisini dinledin saatlerce…göz yaşlarıma tanıklık ederek sildin hoyrat suskunluğumu… “yeter artık” diyerek gitmelere gönlünü kaptırmış gözlerime, “kalmak gerek” diyerek bağırdın tüm içtenliğinle… haklıydın… gitmeler, kaçmak sayılmayan bir zamanda olmalıydı… gitmeler, sadece yapayalnız zamanların içinde tüketilmeliydi… gitmeler, arkada bırakmadan söylenecekleri, önüne alabileceğin bir zamanda yoluna çıkmalıydı… görüyorsun, görmelisin hatta, kaldım işte…

yazdıkça kendini çoğaltan ama bir yanı kavuşmalara hep eksik kalan yüreğimi ateşledin durduk yerde… durduk yere yeniden al yazmalı umutlara sardım süt düşlerimi… “bana inanan birilerine ihtiyacım var” dediğimde, sadece baktın ve sustun…ne çok konuştun susarken…ne çok laf yaptı dudakların…ne çok anladım inandığını…ş imdi yazmak, deniz kenarında yenilen bir akşam yemeği kadar keyifli… şimdi yazmak, gitmek isteğini kıran bir gülümseyiş… şimdi yazmak, koşarak atlamak mavi sulara, nefesin yetene kadar balıklarla bakışmak…

önce rakı, sonra su, ardından buz gelmeli
önce saygı, sonra sevgi, ardından kavuşmak gibi…

çözdüm dilde tutulan şarkıların bağını
tutulmamak için güzelliğine, kendimi tuttum
ege rüzgarı mıydı bakışlarını sözlerime çarpan?
aldanırsak yanarız, aklımı tuttum

yana yakıla söylenen şarkıların içinden geçerek yürüyoruz… parmak uçlarımızda barınan sevgiyi korumaya çalışarak geçiyor zaman… hayatta kalmalı ve sesini yakın tutmalısın… bilmiyorsan öğren, seni düşündükçe aydınlanıyor yüzüm… ama öncesinde utanmalıyım, seni düşünmek belki de yasak bir yayını saklamak gibi bir şey…

ağladığımı kimseye söyleme dersem, gözlerinin kimse olmadığını anlayabilirsin... yüreğimdekileri tüm çıplaklığıyla dökerken masaya, sağlamasını yaparken yaşanmışlıkların sitemli-sitemsiz kelimelerle, her şeyi üst üste yığıp, masada ellerine yer bırakmadığım için üzgünüm… akabinde her şey temizlenirken sırasıyla, belki de birkaç ince özlem kaldı başını eğmiş beklerken deniz manzaralı sohbetin ortasında… en çocuk, en kırılgan, en kadın, en yaramaz, en deli hallerime şahitlik yaparken, tutanaklarda geçmeyecek olan, gözlerimizde barınan yaşamak sevgisinin sureti olmayan güzelliğiydi belki de….

nasıl olursa olsun, gitmek arzunu içimde bir yerlerde saklı tutarak, sana söz verdiğim inançlı yürüyüşe devam edeceğim… kalemim daha ne kadar yazar, kaç zaman daha direnirim iki yüzlü sevgilere, kaçıncı kez devrilir yüzüm vedaların tekmesinde ya da kaç nefeslik yaşam kaldı geriye bütün yaşananlardan sonra, bilmiyorum… bildiğim, eğmeyerek başımı, her zamankinden daha fazla bir aşkla, kelimelerin ellerinden tutup bir nehir gibi akmak adına, inadına yazacağım…peki ya sen?... inadına olmasa da, inançla yanımda yürümeye devam eder misin?

önce gün, sonra gece, ardından sabah gelmeli
önce sen, sonra ben, ardından “biz” gibi
serdim dilde uzanan sözlerin kilimini
uzanmamak için yüreğine, kendimi tuttum
marmara denizi miydi dalgalarını göğsüme çarpan?
ıslanırsak biteriz, heyecanımı tuttum

daha ne denir ki, kaç cümle daha yazarsam dillenir usumdaki aydınlık yüzün… şimdi sussam, yine de duyar mısın bağıra çağıra haykıran yalnızlığımı?... nerede olursan ol ama bil ki, verilmiş sözlerimin gölgesinde yürüyeceğim ardıma bakmadan ama ardımda bırakarak yüzsüz bekleyişleri…

son bir sözle değil de, son bir direnişle hislenip sokulsam yanına ve desem ki, dağıttın yüreğimi…şikayet etmeden, aramadan verilebilecek bir cevap, bütün sevimliliğinle çıkıp da karşıma, dağıttığın yüreğimi toplamaya gelir misin?
[/size]
__________________
[size=10pt]Nice insanlar gördüm üstlerinde elbise yok...
Nice elbiseler gördüm içlerinde insan yok...
[/size]

http://img208.imageshack.us/img208/2...msultanub8.gif
Alıntı ile Cevapla
Alt 06 January 2007, 10:05   Mesaj No:3

REHA

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:REHA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 553
Üyelik T.: 07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
Mesaj: 1.867
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart AŞIK OLAMIYORUM! :)

Yazının başında önce insan kendine güvenmeli diye bir cümle var işte işin özüde bu gerisi hikaye. İnsan kendine güvendimi herşey istediği gibi olur. Saygılar.
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ

BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE
[/size]
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları

Cevaplar Son Mesajlar
DİVANE AŞIK divaneasik Tanışma Platformu 3 09 February 2008 14:09
AŞIK OLMAK? serife Şiir Bahçesi 4 11 June 2007 13:23
AŞIK BİR KADINDAN DAHA MUHTEŞEM NE OLABİLİR Kİ REHA Deneme & Düz Yazılar 4 14 March 2007 10:43

Yeni Sayfa 1

www.papatyam.org Ana Sayfa

Tefekküre Davet Köşesi

Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın

                       Instagram         

Papatyam alemdarhost.com sunucularında barındırılmaktadır.