|
Deneme & Düz Yazılar Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Deneme ve Düz Yazılara Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz... |
|
Seçenekler |
09 November 2006, 12:01 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
145
Üyelik T.:
16 February 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
Hayata Pozitif Bakmak
Hayata Pozitif Bakmak Güzel bir yazı sonuna kadar okuyun lütfen. Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU "Yorgunluğunuz, durgunluğunuz, bitkinlik, halsizlik ve isteksizliğinizin, uyku bölünmeleri, çarpıntılar yürek sıkılmalarınızın, sırt-bel-boyun-göğüs ağrılarının, kaşıntı ve egzamalarınızın kaynağını ruhsal elektriğinizdeki kontak atmalarında aramalısınız." Vücudunuz yetenekli bir enerji dönüşüm merkezidir. Taşıdığınız trilyonlarca hücre, besinlerle aldığınız gücü enerjiye çevirebilen organcıklarla donatmışlar. Yiyecek ve içeceklerle aldığınız gücü kullanılabilir enerjiye çeviren süreçler, müthiş bir düzen içinde tıkır tıkır işler. Bu süreçleri etkileyen pek çok faktör var. Yaşınız, cinsiyetiniz, hormonal metabolik yetenekleriniz, genetik mirasınız ve kişisel sağlık hikayeniz bunlardan bazılarıdır. HAYAT bir enerjidir. İhtiyacı olan enerjiyi beden ve ruhun o müthiş işbirliğinden alır. Yürümek, koşmak, konuşmak, duymak, uyumak, gülmek, kızmak, yazmak gibi hayata ilişkin pek çok şey bu enerjiyi kullanır. Ne vücudunuzun bol bol enerji üretmesi, ne de kalorileri yüklenmesi kendinizi canlı ve güçlü hissetmenize yetmez. 'Enerji' ve 'canlılık hissi' arasındaki ilişkiyi sadece kaloriler belirlemez. Canlılık hissinde, biraz ruh sağlığının ve biraz da duygusallığın yeri olması gerekir. COŞKUYA ÖNEM VERİN Enerjik ve canlı kalmayı, eskilerin deyimi ile 'taş gibi olmayı' istiyorsanız, hayatın gücünü sadece yediklerinizde, içtiklerinizde aramayın. 'Hayat çorbasının içine birer tutam huzur, coşku, sevinç ve birer parmak keyif, heyecan ve ümit katmaya bakın! Hayat enerjisinin sadece yedikleriniz, içtiklerinizde gizli olmadığının farkına varmalısınız. Sağlığın 'bedensel ve ruhsal tam bir iyilik hali' olduğunu unutmayıp fiziksel metabolik süreçlere takılıp kalmamalısınız. Yorgunluğunuz, durgunluğunuz, bitkinlik, halsizlik ve isteksizliğinizin, uyku bölünmeleri, çarpıntılar yürek sıkışmalarınızın, sırt-bel-boyun-göğüs ağrılarının, kaşıntıyı ve egzamalarınızın kaynağını ruhsal elektriğinizdeki kontak atmalarında aramalısınız. Saydığımız bu ve benzeri sorunlar, çoğu kez bedenden kaynaklanmıyor. Biraz korku, endişe, üzüntü veya güvensizlik dolu olan tabancayı bir anda patlatıyor. Eğer ruhsal enerji üretiminizin yeterli olmasını istiyorsanız şu önerileri bir kenara not alabilirsiniz. ACELECİ OLMAYIN Yavaşlayın. Sağlıklı bir ruh, bedeni ile yan yana yürüyen, ona gecede gündüzde, korkuda sevgide, tasada, endişede eşlik edendir. Ruhunuzu bedeninizden ayırmayın, onu koşturup yormayın. İşe 'yavaşlayarak başlayın'. Ruhunuzu hayatın doğal hızına, olağan ritmine bırakın. Yemenizi içmenizi, aşık olup sevmenizi, yürümenizi, düşüncelerinizi, mümkün olduğu kadar yavaşlatın. Acele etmek için çok da acele davranmayın. Beden ve ruhunuza baş başa kalmaları, konuşup anlaşmaları için zaman bırakın. Daha yavaş yemeye, dinlenmeye, uyumaya, zamanı uzatıp daha fazla yaşamaya, hayatı daha çok paylaşmaya bakın. Eğer hayata daha çok değmek, huzur, keyif, neşe eklemek, hayatı geçmemek istiyorsanız birinci adımın hep aynı olduğunu unutmayın. İşe yavaşlayarak başlayın. DİRENÇLİ OLUN Size daha çok sağlık veren beyin yalnızca pasta, börek, hamburger ve kurabiyelere gösterdiğiniz direnç olduğunu sanmayın. Kaliteli ve formada bir hayat istiyorsanız direnmeniz gereken çok şey var: Karamsarlık, korku, endişe, panik, hiddet, kızgınlık, kabalık, kin ve nefreti hayatınıza sokmayın. KIZIP SİNİRLENMEYİN Kızmayın, sinirlenmeyin. Her şey, her zaman daha önce hesaplanan, ölçülüp biçilenden farklı boyutlar kazanabilir. Çevrenizde sizi üzen, bunaltan şeyler bazen yoğunlaşabilir. Bunları 'çevresel kirlenme' gibi algılayın. 'Huzurlu olmak, içe dönük yaşamda daha önceden örgütlü olmaktır. Kafa karışıklığı, güçlük, çatışma ve karşıtlıklar hep olacaktır. Marifet, bu durumlarda da sinirlenmemek, kızmamaktır. İç sükuneti, olabildiğince korumaktır' diyor Vincent Peale. Huzur ve sükunetin ürettiği enerji, temiz ve organik bir enerjidir. Kızgınlık öfke, nefret gibi zararlı katkıları ihtiva etmez. DAHA ÇOK SEVİN Daha çok hayat enerjisi üretmenin en kolay yolu daha çok sevmektir. Sınırsız iyiliksiz sevmektir. Sevgi oktanı en yüksek, fiyatı en ucuz yakıştırır. Bagajınıza daha çok sevgi yükleyin. BAZEN BOYUN EĞİN Kabul edin! Gerektiğinde direnmelisiniz. Ama uzun süreli dirençlerin, beyhude karşı gelmelerin, uzamış streslerin adrenalin, kortizon ve ensülin gibi fazlası can yakan hormonları artırdığını bilmelisiniz. Biraz şans, kader, kısmet ve biraz da ilahi takdir hayatın içinde mutlaka yer almalıdır. Böyle durumlarda Nehru 'dan yararlanın: 'Hayat iskambil oyununa benzer. Elinize gelen kartlar gerçekliği temsil eder. O kartlarla oyunu nasıl oynadığınız ise özgür iradenizi...' Elinize iyi kartlar gelmediğinde, mevcut kartlarla yetinin. Bekleyin, kabul edin, 'Bu da geçer' deyin. Hayat sonsuz bir enerjidir. Bu enerjiyi sürekli olarak üretmek, üretirken tükenmemek, tüketmemektir. Kirletmemek ve iyi yönetmek gerekiyor. Marifet hayatı uzatmakta değil, hayatı mutlu kılmakta, ona yeni ve farklı hayatlar ekleyip ritmini ve hızınızı bozmamaktır. Sevgili Can Dündar çok haklıdır! İnsanlar şişirilen kasları, silinen kırışıkları ile genç kalmıyor. Genç kalmak, yaşadığıyla övünebilmek, istediğinde başını alıp gidebilmek, istediğinde kaldığı yerden ya da sil baştan başlayabilmektir. Hayata taraf olmaktır. Hayatı ıskalamamaktır. Hayatın içinde kalmaktır. Hayata her yaşta ve her sabah yeniden başlamaktır...
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
09 November 2006, 12:48 | Mesaj No:2 |
Durumu:
Papatyam No :
523
Üyelik T.:
24 August 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
xl
[size=18px]Bütün benliğimle katılıyorum, doğru gerçekten..
Yeterki çaba sarfedelim.. Thank you Şahika.. :wink: [/size]
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
10 November 2006, 12:09 | Mesaj No:3 |
Durumu:
Papatyam No :
882
Üyelik T.:
23 May 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
!
ELİNE YÜREĞİNE SAĞLIK ŞAHİKA
... 'Hayat iskambil oyununa benzer. Elinize gelen kartlar gerçekliği temsil eder. O kartlarla oyunu nasıl oynadığınız ise özgür iradenizi...' Elinize iyi kartlar gelmediğinde, mevcut kartlarla yetinin. Bekleyin, kabul edin, 'Bu da geçer' deyin. Hayat sonsuz bir enerjidir. Bu enerjiyi sürekli olarak üretmek, üretirken tükenmemek, tüketmemektir. ... Yine çok güzel bir konuyu paylaşmışsın teşekkürler ŞAHİKA Bu dünyadaki herşey yaşayanlar için var bizim elimizde olanlarıda en iyi şekilde kullanmak gerek. BARDAĞIN DOLU TARAFINDAN BAKMAK BİZİM ELİMİZDE.
__________________
SEVMEK GÜZEL ŞEY SEVİLMEKTE ONUN KADAR
SEVİPTE SEVİLMEMEK ACIDIR ÖLÜM KADAR YALNIZLIK ALLAHA MAHSUSTUR HER CANLI BİR DOST ARAR TAŞIN KALBİ YOK AMA ONU DA YOSUNLAR SARAR |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
YENİ BİR SAYFADA SANA BAKMAK | CoNQueRoR_61 | Serbest Atış | 0 | 04 May 2009 11:29 |
NAMAHREME BAKMAK VE TESETTÜR | umut | Dinde örtünmenin yeri | 0 | 04 June 2008 12:35 |
Sayının negatif yada pozitif oldugunu bulma | tamerr89 | C++ | 0 | 29 March 2008 18:24 |
Aynaya Bakmak Yürek İster | PESTEMAL | Deneme & Düz Yazılar | 1 | 17 April 2007 11:06 |
Aileye İslam Kültürüyle Bakmak... | mavera | Deneme & Düz Yazılar | 0 | 03 April 2007 09:54 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |