Hz. Ömer'den kardeş katiliyle barışma örneği.. - Papatyam Forum

Papatyam Forum

Go Back   Papatyam Forum > ..::.DİNİ KONULAR.::. > Dini Sohbetler

Dini Sohbetler Bütün Merak Ettikleriniz, Öğrenmek İstediğiniz Tüm Konuları ve Sohbetleri Bu Bölümde Bulabilirsiniz...

Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Alt 29 March 2012, 21:52   Mesaj No:1

umut

Papatyam Editörü
Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:umut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1242
Üyelik T.: 19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:61
Mesaj: 13.567
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Hz. Ömer'den kardeş katiliyle barışma örneği..

Hz. Ömer'den kardeş katiliyle barışma örneği..

Hz. Ömer'den kardeş katiliyle barışma örneği..



Hz. Ömer Efendimiz'in, üvey annesi Esma'dan doğan Zeyd adında bir kardeşi vardı. Üvey kardeşi olmasına rağmen Zeyd'i çok seviyordu. Çünkü Zeyd hem İslam'a kendisinden önce girmiş, hem kendisinden önce hicret etmiş, hem de tüm gazalarda Peygamberimiz'in yanında hazır bulunmuştu.

Bedir savaşı başında ise bir başka fedakârlık göstermişti. Savaş öncesinde kendisine verdiği zırhı giymeyerek, 'Ben senden yaşlıyım, önce ben şehit olarak gitmeliyim, zırhı sen giymelisin.' diyerek zırhsız cepheye yürümüş, böylece zırh ortada kaldığından ikisi de savaşa zırhsız olarak iştirak etmişlerdi!..

Ancak Zeyd'e çok arzu ettiği şehidlik, Hazreti Ebu Bekir'in (ra) zamanında Yemame'de sahte peygamberlere karşı girşilen savaşta nasip olmuştu. Gösterdiği büyük fedakârlık sonunda zafer kazanılmış, nihayet çok arzu ettiği şehitlik rütbesine de Yemame'de erişmişti.

Savaş sonrasında Zeyd'in ölüm haberini duyunca çok üzülmüş olan Hz.Ömer, takdirlerini şöyle dile getirmişti:

- Rabb'imiz Zeyd'e rahmet eylesin, iki güzel konuda beni geçmiştir. Biri, benden önce İslam'a girmiş olması, diğeri de yine çok arzu ettiği şehitlik makamına benden önce kavuşmuş bulunmasıdır.

Kendisine manevi konularda hep destek veren Zeyd'in ölümüne çok üzülen Hz. Ömer (ra), bir gün Medine'de Mütemmim'le karşılaşır. Mütemmim de, aynı şekilde Yemame Savaşı'nda öldürülen kardeşi Malik için söylediği içli şiirlerle gözyaşı dökmekte,üzüntü çekmektedir.

- Eğer ben de senin gibi güzel şiir söyleyebilseydim kardeşim Zeyd için içli şiirler söyler, kendimi birazcık olsun rahatlatırdım, der. Mütemmim'in buna cevabı çok etkili olur:

- Ey Ömer der, şayet benim kardeşim de senin kardeşin Zeyd gibi Müslümanlar safında müşriklere karşı savaşırken ölseydi ben üzüntülü şiirler söylemez, aksine sevinçli mersiyeler dizerdim. Ne yazık ki benim kardeşim müşriklerle birlikte Müslümanlara karşı savaşırken öldürüldü. Üzüntümün şiddeti, müşriklerin safında iken gitmesindendir. Bu değerlendirmeyi etkilenerek dinleyen Hz. Ömer:

- Ey Mütemmim der, beni şimdiye kadar hiç kimse böylesine gerçekçi sözle teselli etmedi, Zeyd'in üzüntüsünü azaltmış oldun bu hatırlatmanla...

Böylece Zeyd'in acısını azaltmaya çalışan Hazreti Ömer, bir süre sonra kendisi halife seçilir, Medine'de Zeyd'in savaştaki katiliyle barışta yüz yüze geliverir.

Bu sırada can yakıcı sorusunu sorar:

- Yemame'de Zeyd'i sen mi öldürdün? Zeyd'in katili önce biraz şaşırır gibi olursa da toparlanarak beklenmedik derinlik ve değerde cevaplar verir.

- Ya Ömer ,der, önce beni bir dinle, sonra yapacağını yap, senin adaletine karşı güvenim tamdır, diyerek açıklamasını şöyle yapar:

- O savaşta ben müşrikler arasında imandan mahrum biriydim, Zeyd de müminler arasında imanla şereflenmiş biriydi. Zeyd o sırada beni küfür üzere iken öldürse de şu anda kavuştuğum imandan beni mahrum bıraksaydı, Zeyd ne kazanırdı beni imansız olarak cehenneme göndermekle? Lütfen bunu bir düşünün!.. Ama Rabb'imin takdirine bak ki, Zeyd'in eliyle beni cehenneme göndermedi, yaşatıp bana Müslüman olma şerefi nasip etti. Benim elimle de Zeyd'e şehitlik takdir edip ona da cennetin en yüksek makamını münasip gördü... Sen bu iki İlahi takdirin hangi yanından üzüntü duyuyorsun? Benim Zeyd'in eliyle küfür üzere ölmeyip bana iman nasip etmesinden mi, yoksa Zeyd'in benim elimle şehit olup da cennetteki şehitlik makamına yükselmesinden mi? Bu iki İlahi takdirin hangisinde üzülecek sonuç var?

Bu yaklaşımı dikkatle dinleyen Hazreti Ömer'in bir vasfı da 'vakkaf'lıktı. Yani doğruyu bulunca anında fren yapıp durmak. Yine öyle oldu. Aynı vasfını burada da gösterdi. Söylenenleri tam değerlendirerek dedi ki:

- Şükrederim Rabb'ime ki, savaşta kardeşime şehitlik takdir etmiş, karşı safta yer almış katiline de iman nasip eyleyip bize din kardeşi yapmış!..

Bundan sonra Müslümanlar Zeyd'in katiline intikam duygusuyla bakılmaması için halk içinde kol kola birlikte yürümüşler, artık savaşın bitip barışın başladığını, toplumun geçmişi unutarak geleceğe barış içinde bakması grektiğini, kan davası gibi kinlei düşüncelere islamda yer olmadığını fiilen ifade etmiş, topluma böyle mesaj vermişler!

Ne dersiniz, bu tarihî kol kola yürüyüşten günümüze de barış ve kucaklaşma mesajları çıkar mı?

__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR **********
KALEGÜNEY
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları

Cevaplar Son Mesajlar
Hz Ömer Nasıl Müslüman Oldu umut Dini Sohbetler 0 27 November 2013 13:08
Hz. Ömer (r.a.)'den Nasihatler PESTEMAL Dini Sohbetler 0 10 March 2012 18:16
ANZAKLI ÖMER YakupEMİR T.C. Tarihi 0 17 March 2009 23:00
ÜÇ YAHUDİ KARDEŞ mevlutgunes Fıkra Diyarı 2 17 September 2006 09:28
Abi, Kız Kardeş Diyalogları Mekansiz Gülmece 4 12 May 2006 17:36

Yeni Sayfa 1

www.papatyam.org Ana Sayfa

Tefekküre Davet Köşesi

Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın

                       Instagram         

Papatyam alemdarhost.com sunucularında barındırılmaktadır.