22 May 2012, 21:16 | Mesaj No:1 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Gökhan’a Mektup!
Gökhan’a Mektup! Gökhan’a Mektup! Aksal YAVUZ 21 Mayıs 2012 Pazartesi 11:49 Sevgili Gökhan, 02.09.2008 Günü, köşemde aynen böyle anlatmıştım hikayeni: Haziran ayında İstanbul’da yaşayan insanların yüzüne çarpan sıcak hava kimsenin hoşuna gitmiyordu ama Trabzonspor’daki gelişmeleri ziyaretine gelenlerden öğrenen 14 yaşındaki Gökhan Uzun’un aldığı duyumlar hoşuna gidiyor, içini tatlı bir hava sarıyordu. Trabzonlu-Trabzonsporlu Gökhan, yakalandığı melun hastalığın pençesinden kurtuluşun kolay olmayacağını düşünüyor, Allah’tan umut kesilmeyeceğini bildiği için şansını sonuna kadar denemek için Cerrahpaşa’da tedavi görüyordu. Hastalığı herkesi kahretmişti, ancak Gökhan’ı hastalığından çok canından çok sevdiği Trabzonspor’un şampiyonluğunu görememesi üzüyordu. Yastığa gömülü başıyla babasına işaret etti. Bir şirkette işçi olarak çalışan baba, kan kanseri oğlunun yanına usulca yaklaştı. Yanına çömelip: "Buyur Gökhan’ım, oğlum!" dedi yavrusuna. Bıyıkları yeni terlemeye başlayan Gökhan, boğazını temizledi, derin bir nefes aldı. Hafifçe gülümsedi yanındakilere. Babasına: "Sadri Şener Başkanımız çok futbolcu alıyormuş, arkadaşlarım öyle söyledi. Heyecanlanmaya başladım. Rica etsem, bilgisayarımı ve telefonumu evden getirir misin?" dedi. Trabzonsporlu baba, İstanbul’da doğan, sınıfında tek Trabzonsporlu olan oğlunun isteğini yerine getirmek için kafasını "evet" anlamında salladı. Evden, diz üstü bilgisayarını ve Gökhan’a ait cep telefonunu alarak ertesi gün hastaneye gelen baba, parmaklarının ucuna basarak yavaşça odaya girdi. Gözleri yarıya açık olan oğlunun yanı başına oturdu. Babasının geldiğini hisseden Gökhan, gözleriyle onu dünyaya getiren adama baktı, ellerini, babasının ellerinin üstüne koyduktan sonra gözleriyle odada bulunanları baştan aşağıya süzdü. Alnını elinin içiyle sıvazlayan genç adam, titrek bir sesle, "Trabzonspor’u yattığın yerde takip edebilirsin artık" dedi oğluna. Gökhan çok mutluydu. Öyle ki, trampet gibi gümleyen kalbinin sesi hastane koridorlarında yankılanır gibiydi. Çünkü Trabzonspor’u daha iyi takip edecek, gelecek yıllar için güzel hayaller kuracaktı. Trabzonspor’un transfer haberlerini takip etmeye başlayan küçük Trabzonsporlu, Trabzonspor’un aldığı her futbolcudan sonra kendine geliyor, morali düzeliyordu. Yurt dışına geçici göreve giden beden eğitim öğretmeni düştü aklına, e-mail atmak, yaşananları onunla paylaştı: "Canım öğretmenim, Trabzonspor ne futbolcular alıyor görüyorsun değil mi? Bunlar şampiyonluğun habercisi değil midir? Öyle mutluyum ki anlatamam. İyileşmeyeceğimi biliyorum. Öğretmenim, hiçbir şey zoruma gitmez, Trabzonspor’un şampiyonluğunu göremeden ölürsem, işte zoruma o gider" cümlelerini gönderdi ailesinden sonra çok sevdiği öğretmenine. Aradan birkaç gün geçti. Macaristan’dan dönen Cem öğretmen, Görele Lisesi'ne atanmıştı. Eşyalarını toplamak için eve gelen Trabzonsporlu öğretmen bilgisayarını birkaç gün rötarlı açtı. Gökhan’dan gelen e-maili okuyunca gözleri doldu. Gökhan’a ulaşmak için telefonuna sarıldı, telefonda konuştuğu kişi, "Gökhan sizlere ömür hocam" dediğinde yerle bir oldu Şalpazarlı genç öğretmen. Hafta sonu Yalı Köy’e ziyaretime gelen öğretmen Cem Özer, Gökhan’ın hikâyesini benimle paylaşınca, Eynesil açıklarında yükselen bulutlar Beşikdüzü’ne, Vakfıkebir’e, Çarşıbaşı’na ve Yoroz’a yağmurlarını çoktan dökmüştü. Ruhun şad olsun... Rahat uyu sevgili Gökhan. *** Yıl 2012. Ah Gökhan’ım Ah! Trabzonspor’a yapılanları, Türk Futbolu’nda yaşananları yazmaya/anlatmaya elim-dilim varmıyor. Sen ve senin gibilere “ Trabzonspor şampiyon oldu!” müjdesini ( şimdilik) veremediğimiz için çok üzgünüz! Ancak her zaman olduğu gibi; başımız dik geziyoruz; gururla/ şerefle! Gezmeye de devam edeceğiz… Sözüm ona müslümanız ama adaleti elin Avrupalısından bekliyoruz. *** Siz, Trabzonspor’un hakkını yiyenler, sadece Gökhan değildir hesap sormak için o günü bekleyen; Kazımlar, Mehmetler, Hüsnüler, Bünyaminler, Serhatlar, Mesutlar, Turgaylar, Alaattinler, Gökmenler, Bülentler, Kemaller, Faruklar, Hasanlar, İsmailler, Kürşatlar, Yusuflar ve Ziyalar mahşer günü, Trabzonspor’a yapılanların hesabını birer birer soracaklar…! *** Bu yazı da Trabzonspor’un emeğini çalanlara ithaf olsun!
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
AZİZ’DEN GÜNEŞ’E MEKTUP | umut | Trabzonspor | 0 | 28 April 2013 12:44 |
Şike Panellerine’ karşı Fenerbahçe’nin takibi sürüyor. | umut | Trabzonspor | 0 | 15 April 2013 19:58 |
Gökhan Ünal'da sürpriz gelişme | YakupEMİR | Trabzonspor | 0 | 02 January 2010 17:44 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |