27 December 2008, 14:42 | Mesaj No:21 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: OSMANİYE--80
Kadrolu Bekçi Aslanı..
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
27 December 2008, 23:35 | Mesaj No:22 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: OSMANİYE--80
5000 kişilik Hierapolis Anfi Tiyatrosu Ceyhan Nehri'nin kuzeyinde Kesmeburun ile Bahçeköy arasındaki küçük ovaya hakim olan bir kaya çıkıntısı üzerinde Bodrum Kalesi adını taşıyan bir Ortaçağ kalesi yükselmektedir. Kale Adana'ya 110 km. uzaklıkta, Osmaniye'yi Aslantaş Barajı ve Karatepe-Aslantaş açık hava müzesine bağlayan yol üzerindedir. Buradaki antik kentin kalıntıları bugün halen kalenin çevresinde görülebilmektedir. Bu antik kentin adı ancak 19. yy. sonunda burada bulunmuş olan antik yazıtlar sayesinde Hieropolis- Kastabala olarak belirlenebilmiştir. O zamandan beri çeşitli uluslara mensup araştırmacılar Kastaba'nın anıtları, yazıtları ve sikkeleri ile ilgilenmişler ve bu araştırmalar sayesinde antik kentin tarihini aydınlatmak mümkün olabilmiştir. Bugün Kastabala örenyerinde görülen kalıntılar tamamen Roma Devrinden kalmadır. Kastabala'yı Karatepe'ye bağlayan asfalt yoldan M.S. 200 yılları civarında inşa edilmiş olan 300 metre uzunluğundaki sütunlu cadde görülmektedir. Bu cadde kalenin bulunduğu kayalığın yanından geçip asıl yerleşme bölgesini oluşturan arkadaki vadiye iner. Bu vadinin yukarısında yer alan terasta çok sayıda yazıtlı heykel kaidesi bulunmuştur. Buradan vadiye kadar uzanan düzlük alan stadyum idi. Bunun biraz ilerisindeki yamaçta oldukça iyi durumda kalmış olan tiyatro görülmektedir. Tiyatronun karşısında Roma Devrinden kalma bir hamamın kalıntıları vardır. Ayrıca M.S. 5./6.yy. lardan kalma iki kilise yapısı da dikkati çekmektedir. Bunların biri sütunlu caddenin hemen yanında olup, yapımında Roma İmparatorluk Devri yapılarından sökülen mimari parçalar kullanılmıştır. Kentin çevresinde çok sayıda mezar yapıları ve kaya mezarları görülmektedir. Kentin su ihtiyacı Ceyhan Nehri'nin doğu yakasında bulunan Karagedik Köyü civarındaki kaynaktan karşılanıyordu. Kastabala'nın tanrıçası Perasia'nın çok eski dinsel bir merkez olduğu anlaşılan ülkesi çok genişti. Bu ülke kuzeyde bugünkü Karatepe ve Bahadırlı köyleri, güneyde kıvrım kıvrım kıvrılan Ceyhan (antik Pyramos) Irmağı'nın suladığı zengin ve verimli ovaya yayılıyordu. Hieropolis-Kastabala'nın kutsal bir merkez olduğunu vurgulamıştık. Amasya'lı Strabon'a göre, Kastabala' da Artemis Perasia' nın kutsal tapınağındaki rahibe dinsel törenler uyarınca yaptığı uzun danslar sonunda vecde gelirdi, Rufailer örneği kızgın közler üzerinde oynamayı sürdürür ve vecdin zirvesinde elindeki meşaleyle tapınaktan dağa, Ceyhan'ın koyaklarına, ormanlık tepelerine doğru kaçardı. Gene Hellenistik ve Roma İmparatorluk Çağında Perasia şerefine burada kutsal Pan-Hellenik yarışmalar düzenlenirdi. Sikkelerde, kenti temsil eden kule-başlıklı kadın başının önünde, kutsal kentin sahibesi tanrıça Perasia'nın simgeleri olan meşale ve çam ağacı bulunuyordu. Strabon'un sözünü ettiği Kastabala'nın tanrıçası Artemis Perasia Kubaba'dan başkası değildir. Kastabala kült yerinin önceleri sanıldığından çok daha eski olduğu ve tanrıça Kubaba'nın onun sahibi olduğu açığa çıkmıştır. Kubaba, Kybele olarak bildiğimiz Anadolu'nun ana tanrıçasının eski adıdır. Kaynaklarda bu ada ilk defa M.Ö. 1800'lerde Asur Kolonileri Döneminde Kültepe arşivlerinde ve Hititlerin başkenti Boğazköy'deki (tarihi Hattuşaş) M.Ö. 1500-2000 arasına tarihlenen kral arşivlerinde, diğer tanrı ve tanrıçaların adları arasında rastlanır. Hitit İmparatorluğu'nun M.Ö. 1200 sıralarındaki çöküşünden sonra, Kargamış Son Hitit Çağında Hitit aleminin bir çeşit başkentiydi. Kubaba onun ana tanrıçası olmuştu ve "Kargamış Kraliçesi" olarak biliniyordu. Bu dönemde Kubaba kültü daha büyük bir hızla yayıldı. Domuztepe'de bu külte ilişkin kabartmalar vardır. Frigler tarafından benimsenen tanrıça Kubaba'yı Pessinus'ta ve Sard'da görüyoruz. Tanrıça heykeli M.Ö. 204' te Roma'ya taşınmış ve Palatium'a yerleştirilmiştir. Grek-Roma döneminde Artemis Perasia diye tanınır. Son Roma Çağında M.S. 5.yy. da Karatepe ve Düziçi yörelerinde zeytinyağı üretiminde bir patlamaya tanık oluyoruz. Bu yörede adım başı zeytinyağı üretiminin göstergesi olan pres taşlarına, masere kalıntılarına; 7-10 km. aralıklarla da renkli taban mozaikli bazilikaların, tapınakların izlerine rastlanır. Zeytinyağı büyük bir olasılıkla önce Hieropolis-Kastabala'da toplanıyor, oradan da İssos körfezinin limanlarına indiriliyor olmalıydı. Roma Çağından kalma Hieropolis-Kastabala'da gerek Roma valilerine gerekse, o dönemde kurulan bağımsız krallıklara ait birçok yazıt ve sikke bulunmuştur. Bu bağımsız krallıklar Kastabala'da yaklaşık M.Ö. 17 yılına kadar hüküm sürmüşlerdi. Aralarında en önemlisi ve nam bırakanı Tarkondimotos I ile Philopater II idi. Bu krallar kendi adlarına sikke basmışlardı. Bir ülkenin bağımsızlığı kendi parasının varlığı ve bu paranın geçerli olmasıyla ölçülür ve kanıtlanırdı. Kaynak:Kültür ve Turizm Bakanlığı
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
28 December 2008, 00:19 | Mesaj No:23 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: OSMANİYE--80
KADİRLİ ALACAMİİ Roma, Bizans ve Türk Medeniyetlerini bir arada yaşatan Kadirli merkezinin ayakta kalan tek abidesidir. 2. asrın başlarında Romalılar tarafından bir manastır olarak yaptırılmıştır.Sert taşlarla yapılmış olan bu manastırın doğu cephesinin ortasına 5. asrın başlarında yine aynı dayanıklı taşlarla bir kilise ilave edilmiştir. Bu kilisenin altı, bodrumdur.Bodruma inen kapı, manastırın batı yönündedir. 1947-1948 yıllarında Halet ÇAMBEL tarafından yapılan çalışmalarda bodrumdan bol miktarda insan kemiği çıkmıştır. 1133 yılında meydana gelen büyük depremde kilisenin batı kısmı hasara uğramıştır. Hristiyanlar, yıkılan bu yeri mahalli yumuşak taşlarla tamir etmişlerdir. (1147’den sonra). Dulkadiroğlu Alaüddevle Bozkurt Bey’in oğlu Sarı Kaplan namıyla anılan Kasım Bey, bu kiliseyi babası adına camiye çevirerek buraya “Alaüddevle Mescidi” adını vermiştir. Caminin üzerini de kurşunla kaplatmıştır.(1480-1490). 1563 yılında tutulan Kars-zü’l-Kadiriye sancak defterinde Ala Cami civarındaki mahalle “Ala Mescid Mahallesi” olarak geçmektedir. 1695’te Rakka’dan (Suriye) firar eden aşiretler, Kars-zü’l-Kadiriye Sancağını tahrip ve yağma etmişler, bunun üzerine halk, civar sancaklara ve dağlara kaçmış, böylece sancak merkezi boşalarak harabe haline gelmiştir. Bu olayın sonucunda, sadece Ala Cami ile çevresindeki 10-15 kadar kemerli bina ayakta kalabilmiştir. Bu binalar, bezirganlarla çevresindeki aşiretlerin alış-veriş merkezi olmasından dolayı buraya Kars Pazarı denilmiştir. 1865 Islahat’ında Kars-zü’l Kadiriye kazasının kurucusu Binbaşı Hüseyin Hüsnü Bey, harabe halindeki bu camiyi restore ettirmiş, minaresini de onartmıştır. Caminin üzerindeki kurşun kaplamalar, daha önceden söküldüğü için, bu defa üzeri oluklu kiremitle kaplatılmıştır. Cami ve medrese olarak yeniden hizmete açılmıştır. Halk “Alaüddevle Cami’ine kısaca “Ala Cami” demiştir. Islahat’tan sonra ilk müderrisi ve Hocası da Tozlulu Mustafa Hocadır. Ala Cami, 1868 Zeytun-Ermeni isyanında bir yıl levazım ambarı, 1873-1875 yılları arasında, yaz aylarında “aşar zahire ambarı” olarak da kullanılmıştır.1865’ten 1924’e kadar aralıksız cami ve medrese olarak hizmet vermiştir. Yapının içindeki odalıklarda ise köyden gelen öğrenciler yatılı olarak kalmışlardır.1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun çıkmasıyla medrese, cami cemaatının daha çok öğrencilerden oluşması o yıllarda Hamidiye Cami’nin ihtiyaca cevap vermesi nedeniyle de cami, kendiliğinden kapandı. 1924-1960 yılları arasında Ala Cami kendi haline terk edildi. 1961’de Kaymakam Mehmet Can’ın çalışmalarıyla Kadirli Ortaokulu Müdürü Cahit YÜCEL’in başkanlığında Kadirli Turizm Derneği kuruldu. Bu dernek, ilk olarak camiye yakın evleri Rasim ÜNAL İlkokulu civarındaki belediyeye ait arsaları nakletti. İhata duvarı yaptırmak suretiyle camiyi, şimdiki haliyle koruma altına aldı. Ala Cami, 4401 metrekare yüzölçümü ile eski eser olarak tescil edilmiş ve buranın mülkiyeti 7044 sayılı yasanın 1. maddesi gereğince Kadirli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1993/178553 sayılı kararıyla Vakıflar Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Vakfiyesine göre cami olarak kullanılmak durumunda olduğu belirtilen Ala Cami, Vakıflar Genel Müdürlüğünün 1996 yılı eski eser onarım programında olup bu konuda çalışmalar devam etmektedir. Vakfiyesine göre onarımı tamamlandıktan sonra cami olarak kullanılacağı Vakıflar Genel Müdürlüğünce belirtilmiştir.
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
30 December 2008, 22:35 | Mesaj No:24 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: OSMANİYE--80
_aslantas_baraj_golu_gorunum
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
30 December 2008, 22:36 | Mesaj No:25 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: OSMANİYE--80
_Aslantas_sandal
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
30 December 2008, 22:41 | Mesaj No:26 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: OSMANİYE--80
Osmaniye Kadirli'den Ceyhan'a giderken Ayşehoca köyü yakınlarında gün batımı
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
30 December 2008, 23:08 | Mesaj No:27 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: OSMANİYE--80
Osmanlılar Kınık Kalesi demişlerdir.Memlük dönemi mimarisi üslubundadır. Kale 1517'den sonra Osmanlı döneminde bir süre kışla olarak kullanılmış ve terk edilmiştir. Kale yığma tepe üzerine inşa edilmiştir Toprakkale;Çardak, Bodrumkale, Hemite, Anavarza ve Tumlu kalelerinin görüş ve kontrol alanı içindedir 1960'lı yıllarda restore edilmiş ve çevresi kısmen ağaçlandırılmıştır Abbasiler Al-Kenisa-Tüs Savda Kara Kilise Hamdaniler (10 yy.)Tel-Hamdün adını vermişlerdir. kaledeki beyaz taş dekorasyon ve yuvarlak formlu mazgal delikleri İlk yapıldığı tarih bilinmeyen Toprakkale, Abbasiler döneminde Harun Reşit'in Çukurova'yı fethinde (786) Haruniye kalesi ile birlikte siyah taş kullanılarak yeniden yapılmıştır
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
30 December 2008, 23:12 | Mesaj No:28 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: OSMANİYE--80
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
30 December 2008, 23:14 | Mesaj No:29 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: OSMANİYE--80
osmaniye'deden değişik görüntüler
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
30 December 2008, 23:15 | Mesaj No:30 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Ynt: OSMANİYE--80
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |