|
Şiir Bahçesi Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Şiirlere Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz... |
|
Seçenekler |
10 May 2006, 18:05 | Mesaj No:11 |
Durumu:
Papatyam No :
834
Üyelik T.:
11 April 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:39
|
HADİ BU HAFTA ANNELER GÜNÜ
Anneler gününü kabul etmem: Yılda birgün ile anne sorulmaz! Üçyüz altmışta bir, razımısın sen; Yılda bir gün ile anne sorulmaz! Daim sormalısın anne halini, Ne oldu, ne biti bil ahvalini, Hiçte esirgeme tatlı dilini: Yılda bir gün ile anne sorulmaz! Cennet vardır ayağının altında, Analar melektir Allah katında, Gece beşik sallar, gündüz sırtında; Yılda birgün ile anne sorulmaz! Sembol olsun bırak kalsın bugünü, Anayı sevip, çözelim düğümü, Bahtiyarım ben, görsen güldüğünü; Yılda birgün ile anne sorulmaz! İzzettin Dönmez
__________________
[url=http://imageshack.us]http://img208.imageshack.us/img208/1...ooooooojl5.gif |
12 May 2006, 12:19 | Mesaj No:13 |
Durumu:
Papatyam No :
553
Üyelik T.:
07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
|
RS
ANNEM'E DUA
Yüce Allahım,Artik genç değilim ve arkadaşlarımın anneleri tek tek ölmeye başladı. Arkadaşlarım annelerinin değerini anladıklarında, bunu onlara söylemeyecek kadar geç kaldıklarını dile getiriyorlar. Benim hala hayatta olan kusursuz bir annem var. Onun değerini her gecen gün daha iyi anlıyorum. Annem değil, ben değişiyorum. Yaşım ilerledikçe, onun ne kadar olağanüstü bir insan olduğunu daha iyi anlıyorum. Bu sözleri annemin kendisine söyleyemiyorum ne yazık, oysa duygularımı kaleme almak ne kolay. Bir evlat kendisine yaşam veren annesine nasıl teşekkür edebilir? Bir çocuk büyütürken gösterdiği sevgiye, sabıra ve onca çabaya? Bebekken arkasından koştuğu, asabi bir ergeni anladığı, her şeyi bildiğine inanan üniversite öğrencisini hoş gördüğü için şükranlarını nasıl dile getirebilir? Kızının annesinin ne kadar akilli bir insan olduğunu anladığı günü sabırla beklediği için nasıl minnet duyabilir? Anne olmuş bir evlat hala kendisine annelik yapan bir insana nasıl teşekkür edebilir? Her zaman övgü size vermeye hazır olduğu halde, istendiğinde, ya da gerektiğinde sessiz kalmayı başardığı için. Binlerce kez söyleyebileceği durumlarla karsılaşmasına karşın, ben sana dememişmiydim? demediği için. Sevgi dolu, düşünceli, sabırlı ve bağışlamayı bilen kendisi olduğu için, nasıl teşekkür edebilir? Allahım senden onu hak ettiğince korumanı istemekten başka bir şey gelmiyor elimden ve onun bana örnek olmasında, bana yardımcı olmana şükretmekten başka. Kendi çocuklarımın gözünde, annemin benim gözümde olduğu kadar iyi bir anne olabilmek için sana dua ediyorum.. BİR EVLAT http://www.kimyaokulu.com/hertelden/anne/annemedua.htm
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ
BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE[/size] |
12 May 2006, 12:20 | Mesaj No:14 |
Durumu:
Papatyam No :
804
Üyelik T.:
27 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:TOKAT
|
HADİ BU HAFTA ANNELER GÜNÜ
CANIM ANNEM
Dünyanın en şöhretli saray ve salonlarının en lüks yemeklerini hiçbir zaman annemin sıcacık çorbasına tercih etmem. En modern pastanelerin ürünleri, onun böreği ve çöreği kadar lezzetli değildir benim için. Çorbasındaki, çöreğindeki tadı ve lezzeti hiçbir yerde bulamam; onlarda anne kokusu vardır. Yeryüzünde anne gibi mukaddes ve değerli ikinci bir varlık yoktur. Onun için hiçbir zaman annemin; "ekmeğine kuru, ayranına duru" diyemem. Onun kokusu olan herşey çok güzeldir. Anne ağladığı zaman yürekten ağlar, gönülden ağlar, yüreği cayır cayır yanar, hep ızdırap yudumlar. Yavrusu için, bir ömür boyu gözleri çağlayan hâline gelir. Anne; oğlu okula gider ağlar, askere gider ağlar, hasta olur ağlar, kızı gelin gider ağlar, bir mektup gelir ağlar. Ağlamadığı bir an yoktur. Denizler gözyaşı olsaydı, dayanamaz tükenirdi. Canım annem! Senin gözyaşlarının hakkı nasıl ödenir, bilmem ki!? Gözleri görmeyen, doğuştan âmâ bir genç, duygularını şöyle dile getirir: "Duydum ki, dünya çok güzelmiş; gündüzü aydınlatan güneş, geceyi aydınlatan ay ve yıldızlar, masmavi denizler, gökyüzü ve dağlar, bahar geldiği zaman renk renk çiçekler, lâleler, güller, menekşeler, çayır ve çimenler, herşey çok güzel olur, seyrine doyum olmazmış. Güneş doğarken ve batarken dünyayı ayrı bir güzellik sararmış. Koyunlar, kuzular, cıvıl cıvıl öten kuşlar güzellik senfonisine ayrı bir renk katarmış. Ama ben anlatılan bu güzelliklerin hiç birini görmedim, hep kendi karanlık dünyamda yaşadım. Üzülmüyorum ve şikâyetçi de değilim. Ancak yüreğimi yakan tek şey; şu gözlerimle anneciğimi bir kere görseydim, onu seyredebilseydim. Başka şeyleri göremediğim için gam yemem, fakat illâ annem, illâ annem. Onu görmeyi, doya doya seyretmeyi çok isterdim. Beni dokuz ay karnında taşıyan annemi, dizlerine yatıp uyuduğum, şefkatli elleriyle saçlarımı okşayan, beşiğimi sallayıp ninniler söyleyen, benim için gülüp, benim için ağlayan, yavrum-kuzum diyen canım anneciğimi bir kere görebilseydim." Efendiler efendisi sevgili Peygamberimiz (sas), kızı Hz. Fatıma'nın çeyizi serildiği zaman çok duygulanmış, müteessir olmuş, ağlamıştı. Bu durum, Hz. Fatıma'yı da dilgir etmiş, o da ağlamış, "Canım babacığım! Bu mutlu günümüzde sevinmen gerekirken niçin ağlıyorsun?" diye sormuş. Yeryüzüne ışık saçan mahzun Peygamberimiz (sas) yaşlı gözlerle şu cevabı vermiş: "Anneciğini, Hatice'yi hatırladım. Senin gelin olduğunu, serilen çeyizini görmeyi ne kadar arzu ederdi, bu gününü görmeyi çok istiyordu." Ana başa taç imiş, Her derde ilâç imiş, Bir evlât pîr olsa da, Anaya muhtaç imiş. Yüce Peygamberimiz (sas); "Cennet anaların ayakları altındadır." derken onun yüceliğini kudsiyetini en güzel şekilde dile getirmişlerdir. Annenin bastığı toprağı göze sürme diye çekmeden cennete girmek mümkün mü? Sahâbi sorar: "Ey Allah'ın Peygamberi! Önce kime itaat edeyim?", Efendimiz üç kere: "Annene, annene, annene sonra babana" buyururlar. Duâlı veya bedduâlı kalktığı zaman, geriye boş inmeyen ellerden biri de anne ve babanın elidir. Bunun farkında olmak gerekir. Anne bedduası alıp da, hayatta iki yakası bir araya gelmeyen yığın yığın talihsizler vardır. Keşke farkına varıp kendilerini affettirebilselerdi. Hayatlarının sonunda, onlara huzur ve saadeti çok görmek, onları kırmak, üzmek, kanatlarının altına alıp şefkatle onlara bakmamak, incelerden ince nâzik gönüllerini kırmak ne büyük nankörlüktür. Canım annem! Hürmet ve saygı ile ellerinden öper, her an yanık kokulu dualarını beklerim.
__________________
http://img525.imageshack.us/img525/3472/cicek1im1.gif |
12 May 2006, 12:23 | Mesaj No:15 |
Durumu:
Papatyam No :
553
Üyelik T.:
07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
|
RS
BİR ANNENİN DUASI
Cüneyd SUAVİ Hastahanede oğlumun baş ucunda kalmama, bir anne olduğum için değil, doktor olmam sebebiyle müsaade ettiler. Çocuk felci salgını son hadde yükseldiğinden, oğlumla, çocuk felcine mübtela oldukları sanılan diğer çocuklarla, hastahanenin hususi bir koğuşunda nezaret altına alınmıştı. Koridorun öbür ucundaki odalarda çocukların ağladığını duyuyordum. Fakat zavallı oğlum, belkemiği muayene edilirken korku içinde "Anne" diyebilmiş, sonra da buhranlı bir uykuya dalmıştı. Muayene bittikten sonra mütehassıs doktor bana döndü. Yüzünde yorgun ve üzüntülü bir ifade vardı. - Çok müteessirim, doktor, galiba çocuk felci, dedi. Duyduklarıma inanamayarak yüzüne baktım. Başka bir çocuğun çocuk felcine yakalandığına inanabilirdim, ama bu felaketin oğlumun başına geldiğine bir türlü ihtimal veremiyordum. Artık doktorluğumu unutmuş, hasta çocuğumun başında endişe içinde bekleyen bir anne olmuştum. - Henüz felç olmadı, değil mi? diye sordum. - Hayır, inşaallah olmaz, diye cevap verdi. Sonra yüzüme dikkatle bakarak: Siz eve gidip biraz uyumaya çalışsanız iyi olur, dedi. Çocuğun halinde bir değişiklik olursa, size haber veririz. Doktorun sözünü dinlemeye karar verdim. Vakit gece yarısını geçmişti. Sabahın beşinden beri ayaktaydım. Salgının şiddetlenmesi yüzünden fasılasız çalışmıştım. Oğlumun kızarmış, zayıf, yüzüne baktım. Beklemekten başka yapılacak şey yoktu. Çocuğumu kollarımın arasına alıp bağrıma basmak istedim. Bunu yapamayacağımı bildiğimden hızla odadan çıktım. Evimin kapısını açıp içeri girdiğim zaman, derin bir sessizlikle karşılaştım, Kocam, iş için Chicago'ya gitmişti. Telaşlanmaması için ona oğlumuzun hastalığını bildirmemiştim. Esasen çocuğun halinde, yarına kadar bir değişiklik olmadığı takdirde, iyileşmesi ümidi artacaktı. Nihayet bir uyku ilacı alıp yattım. Saatlerden sonra uykumun orasında telefonun çaldığını duydum. Yerimden fırladım. Baş ucumdaki saat 4'ü gösteriyordu. Ahizeyi kulağıma dayayınca telaşlı bir kadın sesinin: - Doktor siz misiniz? diye bağırdığını duydum. Rahat bir nefes aldım. Acele olarak bir hastaya çağrıldığımı anlamıştım. Doktorun ben olduğunu söyleyince, ahizenin diğer ucunda derin bir sessizlik oldu. O vakit beni çağıran kadının, müşterilerimden veya müşterilerimden birinin dostu olmadığını hissettim. Kadın bana, çocuğuna arız olan hali tasvir edince çocuk felcinin yeni bir kurbanıyla karşı karşıya olduğumu anladım. Kadının adresini aldıktan sonra hastaneye telefon ettim. Çocuğumun halinde bir değişiklik yoktu. Uyuyan şehrin tenha sokaklarından geçerek o adrese doğru yol alırken kendimi büsbütün yalnız hissediyordum. Verilen adrese yaklaştıkça, evlerin seyrekleştiğini görüyordum. Biraz sonra otomobili durdurttum. Elinde bir fener olan bir kadın derhal bana doğru koştu ve eteklerime sarılarak: - Çabuk doktor, çabuk! diye inledi. Gözyaşlarıyla ıslanmış yüzüne baktım. Kadının genç mi yoksa ihtiyar mı olduğu belli değildi. Tek odalı eve girince irkildim. Mesleğim dolayısıyla birçok eve girdiğim halde, bu derece perişanlık görmemiştim. Kadının elindeki fenerin hafifçe aydınlattığı odanın bir ucunda iskelet kadar zayıf üç çocuk, üstü boş bir masanın etrafında oturuyorlardı. Odanın geri kalan kısmı karanlık içindeydi. Yalnız gözlerim, bir köşede duran yatakta, kirli bir yorganın altında inleyen bir çocuğu seçebildi. Takriben beş yaşlarında olan çocuk, pek zayıf ve bakımsız görünüyordu. Muayeneyi bitirince, korkunç hakikati kavradım. Kadına beni beklemesini işaret ettikten sonra evden çıktım. Civardaki dükkanların birinden hastaneye telefon ederek derhal bir cankurtaran gönderilmesini istedim. Kulübeye dönünce diğer çocukları da muayene ettim. Onlar da son derece zayıf olmakla birlikte, çocuk felcine henüz yakalanmamışlardı. Derken hasta çocuk ağlamaya başladı. Annesi kolumu yakaladı. Kadına hakikati söylemek lüzumunu hissettim. - Çocuğunuz çok hasta, fakat elimizden geleni yapacağız, dedim. Anne, çocuğunun saçlarını okşadıktan sonra bana dönerek: - Dua edelim, dedi. Senelerden beri doktorluk yaptığım halde, bana dua etmemi teklif eden bir müşteriye rastlamamıştım. Bu kadının benim bilmediğim bir bilgiye sahip olduğunu hissedip teklifini kabul ettim. Çocuklar ve annesiyle birlikte ben de yere diz çökerek duaya başladım. Kadının vecd halinde tatlı bir sesle söylediği dualar, kalbime saplanıyordu. Bir aralık hastahanenin soğuk koridorları, doktorun ciddi yüzü ve çocuğumun hayali gözlerimin önünde canlandı. Hastahaneden çok uzakta olmama rağmen, adeta çocuğumun başucunda durduğumu hissediyordum. Derken kalbim duracak gibi oldu. Hayalimde, çocuğumun başını kaldırarak bana gülümsediğini görmüştüm. Bütün kuvvetimi toplayarak bu hayalleri silkip atmaya çalıştım. Yanımda dua eden kadın ve çocuklarına baktım. Birdenbire onların derin imanı bana tesir etmiş olacak ki, yüksek sesle: - Allahım, sen bu duaları kabul et, diye yalvardım. Duası bittikten sonra kadın doğrularak, çocuğunun başucuna gitti. Hasta, sakin bir şekilde uyuyordu. Bunun üzerine annesi bana dönerek "gördünüz mü? Allah duamızı kabul etti" dedi, Söyleyecek söz bulamadım. Çocuk cankurtarana nakledilirken uyanmadı. Geçen yarım saat içinde, nefes alması ve nabzı normal hale girmişti. Kulübeden ayrılırken para çantamı, annenin avucuna sıkıştırdım. "Yarın gece gelirim " dedim. Otomobilime doğru yürürken basımı kaldırıp göğe baktım. Sabah oluyordu. Hastaneye yaklaşırken hiç korkmuyordum. İçimden bir ses oğlumun bana bakarak gülümseyeceğini fısıldıyordu. Derleyen: Dr. Emin Manisalı NOT: Bu yazı, yaşanmış bir hadisenin kahramanının kendi ağzından ifadesidir. http://www.kimyaokulu.com/hertelden/...neninduasi.htm
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ
BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE[/size] |
12 May 2006, 12:24 | Mesaj No:16 |
Durumu:
Papatyam No :
553
Üyelik T.:
07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
|
RS
ANNEYE İTAAT (VEYSEL KARANİ)
Veysel Karani, aşkı Resulullah ile yanıp tutuşmuştur. Tek emeli, biricik gayesi Resulullah'ın mübarek cemalini görmekti. Bu aşk ile günler gelip geçiyordu. Bir gün annesine: - Anneciğim! Eğer müsaade edersen gidip sevgili Peygamberimizin mübarek yüzünü göreyim. Gidip Medine'de ziyaret edeyim, dedi. Veysel Karani'nin anası uzun uzun düşündü. Sonra: - Bir şartla izin veririm. Resulullah'ı hane-i saadetlerinde (mübarek evinde) ziyaret edeceksin. Başka yerde değil, dedi. Aşık-ı Resul olan Veysel Karani anam izin verdi diye sevinç içinde Medine yoluna düştü. Günlerce yolculuktan sonra Medine'ye ulaştı. Peygamberimizin evini sordu. Gösterdiler. Hane-i Saadetin kapısını çaldı. İçeriden Hz. Aişe validemiz: - Kim o? diye seslendi. Veysel Karani: - Benim, ben, Veysel, Yemen'in Karan köyünden geldim. Resulullahı ziyaret için geldim dedi. Hz. Aişe validemiz: Resulü Ekrem mescide gitti. Hemen oracıkta görebilirsin dedi. Veysel Karani: - Ah! dedi. Gidemem, anamın izni buraya kadar dedi. Hz. Aişe (R.A.) validemiz: - Ey Allah'ın kulu! Kimsin sen? dedi. Veysel: - Adım Veysel'dir. Yemen'in Karan Köyündenim. Çobanlık yaparım. Sevgili Efendimizi ziyaret için buraya kadar anacığımdan izin almıştım. Demek ki görmek nasip değilmiş diyerek gerisin geriye döndü. Resulullah, mescidden döndüklerinde: -Ya Aişe! Buraya Üveys (Veysel) mi geldi? Onun beni bu dünyada görmesi nasip olmayacak. Allah onu imtihan ediyor. Annesine olan itaatının derecesini ölçüyor, dedi. Veysel Karani anasına geldi, olanları derin bir ah çekerek anlattı. Üzüntü ve kederinden sararıp solmuştu. Anası: - Üzülme oğlum, üzülme dedi. Sen beni memnun ettin ya, Allah'ta seni memnun edecek. Sevgili Efendimizi öbür dünyada göreceksin dedi. http://www.kimyaokulu.com/hertelden/...neye_itaat.htm
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ
BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE[/size] |
12 May 2006, 12:25 | Mesaj No:17 |
Durumu:
Papatyam No :
553
Üyelik T.:
07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
|
RS
ANAMA
Dokuz ay koynunda gezdirdi beni Ne cefalar çekti ne etti Anam Acı tatlı zahmetime katlandı Uçurdu yuvadan yürüttü Anam Anaların hakkı kolay ödenmez Analara ne yakışmaz ne denmez Kan uykudan gece kalkar gücenmez Emzirdi salladı uyuttu Anam Doğurdu beni Sivas ilinde Sivralan Köyünde tarla yolunda Azığı sırtında orak elinde Taşlı tarlalarda avuttu Anam Ben yürürdüm Anam bakar gülerdi Huysuzluk edersem kalkar döverdi Hemen kucaklayıp okşar severdi Çirkin huylarımı soyuttu Anam Çocuğudum Anam bana ders verdi Okumamı çalışmamı on gordu Milletine bağlı ol da dur derdi Vatan sevgisini giyitti Anam Tükenmez borcum var Anama benim Onun varlığından oldu bedenim Kimi koylu kızı kimisi hanim Ta ezel tarihte kayıtlı Anam Veysel der kopar mi Analar bağı Analar doğurmuş ağayı beyi İşte budur sözlerimin gerçeği Okuttu öğretti büyüttü Anam Aşık Veysel'i Aşık Veysel
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ
BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE[/size] |
12 May 2006, 12:26 | Mesaj No:18 |
Durumu:
Papatyam No :
553
Üyelik T.:
07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
|
RS
ANNEME MEKTUP
Ben bu gurbete ile düştüm düşeli, Her gün biraz daha süzülmekteyim. Her gece, içinde mermer döşeli, Bir soğuk yatakta büzülmekteyim. Böylece bir lâhza kaldığım zaman, Geceyi koynuma aldığım zaman, Gözlerim kapanıp daldığım zaman, Yeniden yollara düzülmekteyim. Son günüm yaklaştı görünesiye, Kalmadı bir adım yol ileriye; Yüzünü görmeden ölürsem diye, Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim. Necip Fazıl Kısakürek http://www.kimyaokulu.com/hertelden/...eme_mektup.htm
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ
BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE[/size] |
12 May 2006, 12:28 | Mesaj No:19 |
Durumu:
Papatyam No :
553
Üyelik T.:
07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
|
RS
ANNELER GÜNÜ SÜRPRİZİ
Evin iki yaramazı Anneler Günü'nde sabah erkenden annelerinin yanına koşarak "Anne bugün senin günün, kahvaltıyı biz hazırlayacağız !"demisler... Anneleri de gayet mutlu bir şekilde "oooh ne g,üzel bir sabah, kahvaltım da ayağıma gelecek" diye yatmaya devam etmiş... derken...10 dakika geçmiş, 20 dakika geçmiş, gelen giden yok.. Şaşırmış, kalkıp mutfağa gitmiş.. bir de bakmış 2 küçük yaramaz sofrayı bir güzel kurmuşlar, afiyetle kahvaltı ediyorlar. Çocuklar annelerini görünce bir ağızdan bağırmışlar: "Bugün Anneler Günü diye biz kendi kahvaltımızı kendimiz hazırladık!!!!" http://www.kimyaokulu.com/hertelden/anne/index.htm
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ
BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE[/size] |
12 May 2006, 12:28 | Mesaj No:20 |
Durumu:
Papatyam No :
834
Üyelik T.:
11 April 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:39
|
HADİ BU HAFTA ANNELER GÜNÜ
Anneler günü mesajları
• Annelerdir bütün çocukları sevindiren... Güneş yüzlü annem, ellerinden öperim. • Gücüme güç, umuduma umut katan annem.. Anneler günün kutlu olsun!! • Bütün acılar üstüme yağınca sen bana açılan şemsiyesin annem.. Seni çok seviyorum. • Beni benden çok sevdiğine inandığım tek insan, ANNEM. Ellerinden öperim. • Hırçınlığımın tesellisi, şefkatine sığındığım, hayatımı gönüllü paylaşan annem.. hakkını nasıl öderim.. • Senin kucağın, senin merhametin beni yaşama bağlıyor sevgili anneciğim. Anneler günün kutlu olsun.. • En güzel insan, en güzel annem, koruyucu meleğim.. Ellerinden öperim. • Annem.. annem.. ben sensiz hep eksiğim.. Yanında olmasam da, sen yine benimlesin. • Gökyüzünden bir yıldız kayar, dilek tutarız. Annem gözlerini kapar bütün dilekleri benim içindir. Ellerinden öperim. • Kuzey rüzgarı da esse, kopsa da fırtına, sığınacağım tek liman sensin annem. Hakkını nasıl öderim.. Başımı dizlerine koymaya geldim. • Anneler günün kutlu olsun ANNEM! Her zaman söylemesem de seni çok sevdiğimi bir tek sen biliyorsun. • Biricik annem.. Anneler günün kutlu olsun. Her zaman senin küçük bebeğinim.. • Seni bir gün değil her canım yandığında, başım sıkıştığında seni çağırıyorum. Sesimi duyan tek insan sensin. Anneler günün kutlu olsun ANNECİĞİM. • Sana binlerce kez teşekkür etsem azdır. Sen benim hayat ışığımsın.Annemsin. Varlığımın tek nedeni.. Anneler günün kutlu olsun. • Dün, bugün ve yarın..daima seni sevdim, hep seveceğim. Bizimki bitimsiz, tanrısal bir sevgi.. Anneciğim anneler günün kutlu olsun. • Karşılıksız tek sevgi ananın çocuğuna duyduğu sevgidir. Ben kendi çocuklarımda senin sevgini buldum. Ve seni ne çok sevdiğimi bir daha anladım . İyi ki seninle varım annem. Ellerinden öperim. • Bana verdiğin sevgiyle bütün dünyam çiçek açtı. Onları hiç soldurmadım annem. Anneler günün kutlu olsun. • Benim bitanecik tatlı annem, senin çocuğun olduğum için her zaman gurur duydum. Ellerinden öperim. • Dünyanın en güzel, en iyi annesi, anneler günün kutlu olsun. • Sabırlısın, sıcaksın, şefkatlisin, koruyucumsun, bağışlayansın.. Annemsin. Seni çok seviyorum. • Anneciğim benim, hüznümü sevince dönüştüren tek insansın. Anneler günü kutlu olsun bitanem. • Dünyada kimseyi seni sevdiğim kadar sevemem, bağlanamam. Anneler günün kutlu olsun canım annem. • Sınırsız bir sevgi, anlatılmaz bir sevgiyle beni seven annem, sana layık olmak için yaşıyorum. Anneler günün kutlu olsun. • Annem senin sevgin dünyamı ısıtan tek güneştir. Hiç ışığın eksilmeyecek biliyorum. Varlığınla mutluyum. Anneler günün kutlu olsun sevgili annem. • Her şeye değer senin sonsuz sevgin.. Annem annem.. Seni çok arıyorum.. Çok özledim. Anneler günün kutlu olsun biricik meleğim. • Sen evimizin kraliçesi, başımızın tacısın.. en aziz varlığımız. Anneler günün kutlu olsun annem. • Her zaman senin karşında masum ve sevgine muhtaç bir çocuk ruhuyla dururum. Çünkü sen benim annemsin. Beni benden çok tanıyansın, bilensin. Bana sarıldığın zaman tüm dertlerimi yok edensin. Anneler günün kutlu olsun ey aziz kadın, annem!.
__________________
[url=http://imageshack.us]http://img208.imageshack.us/img208/1...ooooooojl5.gif |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
HADİ GİT SEVDİĞİM | umut | Yakılacak Şiirleriniz | 0 | 26 July 2011 11:10 |
Anneler Günü Kutlu Olsun... | PESTEMAL | Kutlamalar | 1 | 10 May 2009 16:15 |
Anneler günü mesajları | PESTEMAL | Hazır SMS Mesajları | 1 | 08 May 2009 20:10 |
ANNELER GÜNÜ | umut | Haftanın Konusu | 0 | 04 June 2008 16:27 |
Grip virüsü banknot üzerinde 2 hafta canlı kalabiliyor | PESTEMAL | Sağlık ve Hastalıklar | 0 | 10 March 2008 14:23 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |