|
Dini Sohbetler Bütün Merak Ettikleriniz, Öğrenmek İstediğiniz Tüm Konuları ve Sohbetleri Bu Bölümde Bulabilirsiniz... |
|
Seçenekler |
07 September 2006, 21:25 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
145
Üyelik T.:
16 February 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
Muhabbetteki Sır....
Muhabbetteki Sır.... [size=18px]Cenâb-ı Hakk, varlığı muhabbet vesîlesiyle yarattığı için ona apayrı bir sır ihsân eylemiştir.Dolayısıyla muhabbetin olmadığı yerde zevâl, olduğu yerde de kemâl tecellîleri görülür. Mesnevî şerhinde ifâde edildiği gibi: “Kelâm sahibi olan Allâh, bulutun kulağına bir sır söyledi, gözünden su tulumu gibi yaşlarboşandı. Gülün kulağına bir sır söyledi; onu renk ve râyiha saltanatı ile güzelleştirdi. Taşa bir sır söyledi; onu mâden içinde akik etti. insana bir sır verdi ve o sırrı muhâfaza edenleri sonsuzluğa yüceltti.” işte bu sır, muhabbet sırrıdır. Onun içindir ki insanoğlunun Allâh Teâlâ’nın rızâsına nâiliyyet ve Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in şefaatine mazhariyetle iki cihân seâdetini elde etmesi muhabbetteki sırrının ihtişâmında gizlenmiş âşikâr bir hakîkattir. Bu hakîkate âşinâ ve râm olan gönüllerde Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in muhabbetiyle ağlayan hurma kütüğü misâli bir aşkın vecd ve istiğrâkı yaşanır. Bu yaşayışsa, beşeri, bir insan-ı kâmil olarak varlığın zirvesine, yâni ahsen-i takvîm makâmına nâil eyler ve Cenâb-ı Hakk’ın emrettiği istikâmete (sırât-ı müstakîme, en doğru yola) iletir. Müstakîm olmanın devâmı ise, sâlih ve sâdıklarla berâber olmak hassâsiyetini göstermekle mümkündür. Zîrâ bu berâberlik, rûh ve cesed dengesini kurar, yâni insanın rûh pâdişâhının cesed câriyesine galebesini temin eder ve nazargâh-ı ilâhî olan gönlü, şu fânî âlemden ve ten esâretinden kurtularak Hakk’a vâsıl olmanın itmi’nânına ve Hakk’la berâberliğin huzûruna erdirir. O huzur, doyulmayan bir sevdâdır. Göze muhtaç olmayan bir ru’yet (görme), uzuvlardan müstağnî bir yaşayıştır.[/size]
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
08 September 2006, 10:25 | Mesaj No:2 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
Muhabbetteki Sır....
Teşekkürler Şahika..
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
08 September 2006, 11:03 | Mesaj No:3 |
Durumu:
Papatyam No :
778
Üyelik T.:
16 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Kastamonu
|
Muhabbetteki Sır....
ARZU EDEN GELSİN
Muhammed Nasûhî Efendi, bir ara üç gün müddetle sevenlerinden birinin dâveti üzerine hava değişikliği için Çamlıca civârındaki Bulgurlu'ya gitti. Bulgurlu'ya gelişlerinin ilk gecesi, gece yarısından sonra teheccüd namazını kıldıktan sonra yanında bulunanlara; - Bize bugün Üsküdar'a gitmek gerekiyor. Hizmeti yerine getirdikten sonra inşâallah yine geliriz. Arzu eden bizimle gelebilir, buyurdu. Sabah namazını kıldıktan sonra Üsküdar'a gelmek üzere yola çıktı. Yolda karşısından derviş kıyâfetli biri geldi ve; -Ben duâcınız da efendime gidiyordum. Dergâhınıza vardım. "Efendim hazretleri (yâni siz) Bulgurlu'dadır." dediler. Çok şükür efendime burada kavuştum. Size gelişimin sebebi, Üsküdar'da Bülbülderesi denilen yerdeki bir mağarada, Nakşibendiyye yolu mensuplarından Şâh Haydar adında bir zât vardı. Bu zât kimsenin işine karışmayan, haram işlememek için insanlardan uzak yaşamaya gayret eden biriydi. Ömrünün sonuna doğru bana; "Artık dünyâ hayâtım bitmek üzeredir. Vefât ettiğimde cenâzemi yıkamak, namazımı kılmak, kabre koymak ve telkînimi vermek üzere Nasûhî hazretlerinin vekil olmasını istirhâm ediyorum. Bu vasiyetimi unutma ve başkaları yapmak isterlerse mâni ol. Vefâtımı ve vasiyetimi ona bildirmene lüzum yok. Ona Allahü teâlâ bildirir." buyurdu. Lâkin duâcınız işgüzârlık yapıp kendiliğimden geldim. Bu gecenin son üçte birinde vefât etti, dedi. Nasûhî hazretlerinin yanında bulunan talebeleri, onun bir kerâmetini daha gördüler. Vefât eden zâtın dediği gibi oldu. Nasûhî hazretleri talebeleriyle birlikte Bülbülderesine geldi. Kabrini kazdırdı.Cenâzesini yıkadı. Namazını kılıp, kabre koydu ve telkînini verdi.
__________________
[size=10pt]Nice insanlar gördüm üstlerinde elbise yok... Nice elbiseler gördüm içlerinde insan yok...[/size] http://img208.imageshack.us/img208/2...msultanub8.gif |
08 September 2006, 14:49 | Mesaj No:4 |
Durumu:
Papatyam No :
164
Üyelik T.:
01 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Afyon/Bolu
|
Muhabbetteki Sır....
SAĞOL ELLERİNE SAĞLUK GÜZEL BİR PAYLAŞIM
__________________
img]http://img321.imageshack.us/img321/8944/alaksresi7dg1fk7ca8xj1zm.gif[/img] |
09 September 2006, 12:55 | Mesaj No:5 |
Durumu:
Papatyam No :
882
Üyelik T.:
23 May 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
:)
ELİNE YÜREĞİNE SAĞLIK ŞAHİKA
YİNE GÜZEL BİR YAZI PAYLAŞMIŞSIN BİZİMLE ÇOK TEŞEKKÜRLER
__________________
SEVMEK GÜZEL ŞEY SEVİLMEKTE ONUN KADAR
SEVİPTE SEVİLMEMEK ACIDIR ÖLÜM KADAR YALNIZLIK ALLAHA MAHSUSTUR HER CANLI BİR DOST ARAR TAŞIN KALBİ YOK AMA ONU DA YOSUNLAR SARAR |
10 September 2006, 00:44 | Mesaj No:6 |
Durumu:
Papatyam No :
778
Üyelik T.:
16 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Kastamonu
|
Muhabbetteki Sır....
Anka Kuşu
Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş... Kuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg'u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg'un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler. Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş. Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp; papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş(oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış); Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış; baykuş yıkıntılarını özlemiş, balıkçıl kuşu bataklığını. Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış. Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi "şaşkınlık" ve sonuncusu Yedinci Vadi "yokoluş"ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış. Simurg'un yuvasını bulunca ögrenmişler ki; "SİMURG ANKA - Otuz Kuş" demekmiş. Onların hepsi Simurg'muş. Her biri de Simurg'muş. Simurg Anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız. Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır...
__________________
[size=10pt]Nice insanlar gördüm üstlerinde elbise yok... Nice elbiseler gördüm içlerinde insan yok...[/size] http://img208.imageshack.us/img208/2...msultanub8.gif |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |