24 April 2006, 02:14 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
854
Üyelik T.:
24 April 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
Adım Adım Aşk
Adım Adım Aşk Adım Adım Aşk Her gün biraz daha Yaklaşıyorum aşka Ve bir o kadar da Uzaklaşıyorum ondan! Yolda, Dolmuşta, Durakta... Hissediyorum yanımda Ve kaybediyorum bir anda. Her karşılaşmada içim yanıyor Ve her ayrılıkta üşüyorum. Her adımda aşk, Her adımda ayrılık, Her adımda unutmak, Zor geliyor artık...
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
24 April 2006, 02:56 | Mesaj No:2 |
Durumu:
Papatyam No :
830
Üyelik T.:
09 April 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
ElveDA dEmESİ böyle kolay olursa bu benim iÇİN KOPMAZ...
İŞTE DOSTLAR BUDUR HALİM
GÖRMEDİM BEN BÖYLE ZALİM BİLSEM ONU SEVEMİYDİM DÖNMÜYOR GERİ. KOLUNDAN TUTUPTA GETİREMEMKİ KENDİMİ BEN ZORLA SEVDİREMEMKİ SİLAHI ÇEKİPTE ÖLDÜREMEMKİ DİZİNE KAPANDIM DÖNMÜYOR GERİ...
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
24 April 2006, 12:52 | Mesaj No:4 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
Ben...
Ben seni soğuk ve yağmurlu bir günde
Seni düşünürken gülüşündeki sıcaklığın içime dolup da Beni sardığı bir anda sevdim Seni sadece selvi boyun, siyah saçlarin yada kara gözlerin Güzel bir yüzün var diye değil Fikirlerinle, konuşmandaki güzelliğin ve benim o kor halde yanan yüreğimle sevdim Ben seni derinden ve hissederek sevdim Her kalp atışımda vücudumun dört bir köşesine yayıldığını Beni sardığını her nefes alışımda ciğerlerime işlediğini bilerek sevdim Seni kış gecelerinin o soğuk yatağında birlikte uyuyup beni ısıttığın Yaz sıcağında uyuyamayıp sıkıntılarım olduğun Ve rüyalarımda buluştuğumuz gecelerde sevdim Seni ellerinden tutup kanımın kaynadığı Kalbimin yerinden fırlayacağını hissettiğim anlarda O ıslak dudaklarınla beni sevdiğini söyleyeceğin anları düşünerek sevdim Ben seni o sensiz anlardaki boş ve değersiz geçen dakikalarda Kayıp zamanlarımızda, seni arayıp bulamadığım Çaresizlik içinde olduğum, içki sofralarını dost bildiğim anlarda sevdim Sen ne kadar uzak olsan da, Aramızdaki kilometreler nasıl çoksa Bende seni o kadar yoğun ve o denli çok sevdim Seni kalbimde yanan ateşin ile Zihnimde oluşan hayallerin o ay parçası çehrenle Bana derinden bakan o gözlerindeki ışıltıyı göreceğim anları beklerken Kalbimin yanıp tutuştuğu anlarda Gelip o bu ateşi alevlendirerek Bana sarılarak beni sevdiğini söyleyeceğin anları düşünerek sevdim Korkuyorum! Hakkettiğin mutluluğu sana verememekten korkuyorum. Seni beni sevdiğinden fazla sevememekten korkuyorum. Senin sevgine layık olduktan sonra başkaları tarafından o sevgiyi kaybetmekten korkuyorum. Seni kazandım derken kaybetmekten korkuyorum. Aramızdaki maneviyat haricindeki uçurumlardan korkuyorum. Senin kalbini daha fazla kırmaktan korkuyorum. O temiz ve masum gözyaşlarını daha fazla akıtmaktan korkuyorum. Evet korkuyorum ; seni kaybetmekten, seni daha fazla üzmekten... Sana kendimi ifade edememekten korkuyorum. Yada yanlış anlaşılmaktan korkuyorum. Uçurumun kenarinda yalniz kalmaktan korkuyorum. Dostluğuna doyamadan ulu orta yalnız kalmaktan korkuyorum. Yüreğimdeki o ince sızının birgün çoğalmasından ve beni sarmasından korkuyorum. Sevgi denen güzelliğinin bir gün beni terk etmesinden korkuyorum. Dostluğun ölüp yerine nefretin yeşermesinden korkuyorum. Korkuyorum evet ; seni kaybetmekten ve seni daha fazla üzmekten... Bir çiçek misali ne ellemeye nede koparmaya kıyamıyorum uzaktan seyrediyorum çünkü; Seni daha fazla incitmekten korkuyorum. Ömründe yaşadığın mutluluğu huzuru sana yaşatamamaktan korkuyorum. Sana kalbimden fazlasını verememekten korkuyorum. Sonunda sana gözyaşından başka bir şey bırakamamaktan korkuyorum. Seni sevmekten değil ; dostluğunu su istimal etmekten, Seni kaybetmekten ve değerini bilememekten ve Yüce Rabbime hesap verememekten korkuyorum. Belki de çok fazla korkuyorum ... ÇÜNKÜ; BEN iLK DEFA SEViYORUM...
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
24 April 2006, 15:10 | Mesaj No:5 |
Durumu:
Papatyam No :
523
Üyelik T.:
24 August 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
xl
Bir Aşk Hikayesi..
Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı. Okul salonundaydı maç. Tribünsüz,minik bir salon.. Seyircilerle, oyuncular arasında, sahanın çizgisi vardı sadece..O kadar yakındılar.. Delikanlı, bu tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını, fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi daha hissetti. Uzun zamandan beri maçı değil, o güzel kızı izlediğini.. Kız servis atarken hemen önünden geçti. Göz göze geldiler.. Kız gülümsedi.. Delikanlı, çok popülerdi o yıllarda.. Kız onu tanımış olmalıydı. Kim bilir, belki kız da ondan hoşlanmıştı.. Belki de delikanlı öyle olmasını istediği için ona öyle gelmişti.. Set değişip, takım karşıya gidince, delikanlı da yerini değiştirdi, o da karşıya gitti.. Üçüncü sette tekrar eski yerine döndü.. Kız da gidiş gelişleri fark etmişti galiba.. Bir defa daha gülümsedi. Manidar.."anladım" der gibi bir gülümseyişti bu... Delikanlı o hafta boyu hep bu dünyalar şirini kızı düşündü.. Pazar günü, sabahın köründe kalktı, erkenden oynanacak maçı, ne maçı canım, o dünyalar şirini kızı görmek için.. Delikanlı artık kızın hiçbir maçını kaçırmıyordu.. Dahası.. Ankara Koleji'nin her dağılış saatinde, okul civarında oluyordu, onu bir kez daha görmek için.. Karşılaştıklarında, hafif çok hafif bir gülümseme, çok minik bir baş eğmesi ile selamlaşır olmuşlardı.. Bir defasında, yaptığına sonra kendisi de günlerce güldü.. O gün gene tesadüfmüş gibi, okul dağılışı kızın karşısına çıkmış, gülümseyerek selamlamış, sonra arka sokaklara dalıp, yıldırım gibi koşarak, bir blok ötede gene karşısına çıkmıştı. Kız bu defa, iyice gülmüştü.. Karşısında, sözüm ona ağır ağır yürüyen, ama nefes nefese delikanlıyı görünce.. Delikanlı, voleybol takımının kaptanını iyi tanıyordu. Arkadaştılar. Sonunda bütün cesaretini topladı, kaptana açıldı.. O kızdan fena halde hoşlanıyordu. Galiba kız da ona karşı boş değildi. Bir yerde, bir şekilde tanışmaları gerekiyordu.. O zamanlar, bu işler böyle oluyordu çünkü.. Kaptan "tabi" dedi.. "bu hafta sonu güzel bir konser var. Biz onunla gitmeye karar vermiştik zaten. Sen de gel. Hem konseri birlikte izleriz, hem de tanışırsınız.." "Mutluluk işte bu olmalı" diye düşündü delikanlı.. "Mutluluk işte bu!.." Ve konser gününe kadar geceleri hiç uyuyamadı.. Konser gününü de hiç ama hiç unutmadı.. O ne heyecandı öyle.. Konserin verildiği sinemanın kapısında tanıştılar.. El sıkıştılar.. O güzel ele dokunduğu anı da hiç unutmadı delikanlı.. Kaptan, salona girdiklerinde, ustaca bir manevra daha yaptı. Delikanlı ile dünyalar şirini kız yanyana düştüler.İnanamıyordu delikanlı.. Onunla nihayet yanyana oturduğuna, onun sıcaklığını hissettiğine, onun nefesini duyduğuna inanamıyordu.. Biraz önce tanışırken tuttuğu el, bir karış ötesinde öylesine duruyor, delikanlı, sahnede dünyanın en romantik şarkısı söylenirken –o an dünyanın bütün şarkıları dünyanın en romantik şarkısıydı ya- o eli tutmak için öylesine büyük bir arzu duyuyordu ki içinde.. Ama uzatamıyordu işte elini.. Her şey böyle iyi giderken, yanlış bir hareketle, onu ürkütebileceğinden, incitebileceğinden öylesine korkuyordu ki.. Sonunda dayanamadı, sanki kolu uyuşmuş gibi, uzandı..Kolunu kızın koltuğunun arkasına koydu.. Kızın omzuna değil.. Koltuğun üzerine.. Sonra kız arkaya yaslandı.. Bir kaç saç teli, delikanlının elinin üzerine dokundu.. Kalbi yerinden fırlayacak gibi atıyordu artık genç adamın.. Dünyalar şirini kızın saçları eline dokunuyordu çünkü.. Konserden çıkarken, kız, şakalaştı.. "Sizi her maçımızda görüyoruz. Alıştık nerdeyse.. Yarın Adana'da da maçımız var.. Gözlerimiz sizi arayacak.." Hayır, aramayacaktı. Delikanlı o anda kararını vermişti çünkü.. Cebinde onu otobüsle Adana'ya götürüp getirecek, hatta öğle yemeğinde bir de Adana kebap yedirecek kadar para vardı.. Gece yarısı kalkan otobüse bindi.. Sabah erkenden Adana'ya indi. Maç saatine kadar başı boş dolaştı. Salona erkenden girdi, en ön sıraya tam servis köşesine en yakın yere oturdu.. Takımlar sahaya çıkarken, salondaki en heyecanlı seyirci oydu. Maç falan değildi sebep tabii.. İlk sette kız farkında bile değildi onun.. Nerden olsundu ki.. İkinci sette öbür tarafa gittiler.. Döndüklerinde, ügüncü sette kız fark etti delikanlıyı..Yüzünde çok ama çok şaşkın bir ifade, biraz mutluluk, biraz da gurur vardı sanki.. Ankara'nın hele Kolejde çok popüler bu delikanlısının onun için ta oralara geldiğini bilmenin gururu.. Maç bitti. Kız soyunma odasına, delikanlı garaja gitti. Tek kelime konuşmadan.. Konuşmaya gelmemişti ki.. Kız "keşke orada olsaydın" demişti. O da olmuştu işte.. Hepsi o.. Ona o kadar çok şey söylemek istiyordu ki aslında.. Bir gün üniversite kantininde gazete okurken, iç sayfalarda bir şiire rastladı. Daha doğrusu bir şiirden alınmış bir dörtlüğe.. Söylemek istediği her şey bu dört satırda vardı sanki.. Bembeyaz bir karta yazdı o dört satırı.. Öğleden sonrayı zor etti, Kolejin önüne gitmek için.. Kızın karşıdan geldiğini gördü. Koşarak yanına gitti. "Bu sana" diye kartı eline tutuşturdu ve kayboldu ortadan.. Kız, Necip Fazıl'ın dört satırını okurken.. "Ne hasta bekler sabahı Ne taze ölüyü mezar... Ne de şeytan bir günahı Seni beklediğim kadar!.." Ertesi gün öğleden sonra, tarif edilemez heyecanlar içinde Kolejin önündeydi gene.. Kız karşıdan geliyordu.. Bu defa yanında arkadaşları yoktu. Yalnızdı.. Yaklaştığında işaret etti delikanlıya.. Gözlerine inanamadı genç adam.. Onu yanına mı çağırıyordu yoksa.. Evet, çağırıyordu işte.. Kalbinin duracağını sandı yaklaşırken.. "Sana bir şeyler söylemek istiyorum" dedi kız.. O da heyecanlıydı, belli.. "Bak iyi dinle.. Dünkü satırlar için çok teşekkürler.. Herhalde hissettin, ben de senden hoşlanıyorum. Ama senden evvel tanıdığım birisi daha var. Ondan da hoşlanıyorum ve henüz karar veremedim, hanginizden daha çok hoşlandığıma.. Ve de şu anda, onu terk etmem için bir sebep yok.." "O zaman karar verdiğinde ve de eğer seçtiğin ben olursam, hayatında başka kimse olmazsa, ara beni!" dedi, delikanlı ikiletmeden.. Ayrıldı kızın yanından.. Bir daha voleybol maçına gitmeden, bir daha okul yolunda önüne çıkmadan.. Bir daha onu hiç görmeden.. Yıllarca sonra Levent Yüksel'in söyleyeceği şarkıdaki Sezen Aksu'nun sözlerini o zaman biliyordu sanki. Aşk "onurlu" olmalıydı.. Günlerce, haftalarca, aylarca bekledi.. Tıpkı, kıza verdiği o dörtlükteki gibi bekledi.. Hastanın sabahı, şeytanın günahı beklediği gibi bekledi.. Heyecanla bekledi. Hırsla, arzuyla bekledi. Umutla, umutsuzlukla bekledi. Bazen öfkeyle bekledi.. Ama bekledi.. Başka hiç kimseye bakmadan, başka hiç kimseyi bulmadan bekledi. Bir gün bir şiir antolojisinde şiirin tamamını buldu.. İki dörtlüktü şiir.. İlki kıza verdiğiydi.. Bir ikinci dörtlük daha vardı orada.. O dörtlüğü de bir kartın arkasına dikkatle yazdı.. Cebine koydu.. Bekleyiş sürüyor, sürüyordu.. Okullar kapandı, açıldı.. Aylar, aylar geçti..Bir gün delikanlı kızı aniden karşısında gördü.. "Günlerdir seni arıyorum" dedi kız. "Günlerdir seni arıyorum. İşte sana haber.. Artık hayatımda hiç kimse yok!.." "Yaa" dedi delikanlı.. "Yaa" dedi sadece.. Kalbi heyecandan ölesiye çarparken, aylardır ölesiye beklediği an gelip çatmışken, ağzından sadece bu ses çıkmıştı: "Yaaa!.." Cebindeki artık iyice eskimiş kartı uzattı kıza.. "Sana bir şiirin ilk dörtlüğünü vermiştim ya bir gün.." dedi. "Bu da sonu onun..." Sonra yürüdü gitti, arkasına bile bakmadan.. Kız ikinci dörtlüğü oracıkta okurken.. "Geçti istemem gelmeni Yokluğunda buldum seni. Bırak vehmimde gölgeni Gelme artık neye yarar!.." Aradan yıllar, çok ama çok uzun yıllar geçti. Delikanlı bugün hala düşünüyor.. O uzun, çok uzun bekleyiş mi öldürmüştü aşkını? Ya da beklerken, ölesiye beklerken hayalinde öylesine bir sevgili yaratmıştı ki, artık yaşayan hiç kimse bu hayali dolduramazdı.. O sevgilinin kendisi bile.. Hayalindekini canlı tutmak için mi, canlısını silmişti yani?.. Ya da.. Ya da.. Bir şiirin romantizmine mi kapılmış, bir delikanlılık jesti uğruna, mutluluğunun üzerinden öylece yürüyüp mü gitmişti acaba? Delikanlı bu soruların cevabını bugün hala bilmiyor.. Bilmediğini de en iyi ben biliyorum.. Çünkü, o delikanlı, bendim!... Sevda.TK
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
Herkes adım adım takip edilebilecek! | PESTEMAL | Teknoloji Son Haberler | 0 | 21 June 2009 22:27 |
Benim Adım "AŞK" | PESTEMAL | Şiir Bahçesi | 1 | 21 July 2006 10:58 |
Sana Kaç Adım Var ? | Mekansiz | Yakılacak Mektuplarınız | 0 | 03 April 2006 16:38 |
Adım Adım Türkiyem... | Papatyam | Animasyonlar ve Gifler | 0 | 21 March 2006 12:45 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |