Adam Ve Kurt Köpeği - Papatyam Forum

Papatyam Forum

Go Back   Papatyam Forum > ..::.ÖYKÜLER & HİKAYELER.::. > Öyküler & Hikayeler

Öyküler & Hikayeler Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Öykülere, Hikayelere Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz...

Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Alt 05 August 2013, 19:17   Mesaj No:1

Serdar Yıldırım

Papatyam Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Serdar Yıldırım isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1539
Üyelik T.: 06 November 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Bursa
Yaş:65
Mesaj: 37
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Adam Ve Kurt Köpeği

Adam Ve Kurt Köpeği


Ahmet Sevilgen otuz iki yaşındaydı. Gençliğinde atletizmle uğraşmış ve katıldığı yarışmalarda daima son sıralarda yer almıştı. İki yıldır yarışmalara katılmıyordu ama atletizmi bırakmamıştı. Yine kendi çapında antrenmanlarını sürdürüyordu. Eşofmanlarını giydiği gibi şehrin cadde kenarlarındaki kaldırımlarında altı kilometrelik koşulara çıkıyor ve her çıktığı koşuda yaptığı dereceyi defterine yazıyordu.

Ahmet Sevilgen'in eski bir arabası vardı. İkinci elden alınan bu araba birkaç gündür arıza problemi yaşıyordu. Ahmet Sevilgen arabasını bir oto tamircisine götürdü. Şansa bak tam da yemek saatine denk gelmişti ve tamirciler ortada yoktu. Tamirhane sahibi, arabanı saçak altına çek, dedi ve gitti. Ahmet Sevilgen sağına soluna bakındı. Sonra saatine baktı. Saat 12.30'du. Bunlar yarım saatten önce gelmezler, diye düşündü. Arabasını saçak altına çekti ve bir ileri, bir geri yürümeye başladı. Neden hep böyle, diye düşündü. Sanki hep iki ileri, üç ileri olsa, kim ne kaybederdi? Bir ileri, bir geri yani bunun adı yerinde saymaktı. Yerinde sayan bir insan geriye gidiyor demekti. Geriye gitmemek, hep ileriye, güzele, doğruya gitmek mümkün değil miydi?

Ahmet Sevilgen'in arabasının beş ileri, bir geri vitesi vardı. Bu her durumda dört adım ileri demekti. Hayatta geçmişten ders almak, bugünü yaşamak, geleceği düzenlemek gerekliydi. Gelecek senin olmalıydı. Senin beyninde şekillenmeliydi. Şimdiye kadar yaşamış en zeki insan, beyninin karanlık odalarının yüzde dokuzunu aydınlatabilmişti. Geriye yüzde doksan biri kalmıştı. Sen zaten o yüzde dokuzun aydınlığında biçim kazandın ve yüzde ona ilk olarak ulaşabilmek, eskimiş, geri kalmış bütün fikir ve düşünce sistemlerinin neden olabileceği zarardan önce kendini sonra başkalarını korumak yeterliliğine ulaştın.

Ahmet Sevilgen geldiği tamirhanenin yan tarafında bulunan diğer tamirhanenin bahçesine baktı. İşte orada, kurt köpeği oradaydı. Kulübesinde uzanmış yatıyordu ama uyanıktı ve bu sefer daha sevecen bakıyordu. Birkaç ay evvel buraya geldiğinde kurt köpeği ayakta ve daha yakındaydı ve gözleri çakmak çakmaktı.

Ahmet Sevilgen düşündü: " Kimbilir ne güçlüdür bu kurt köpeği ama dar alanda hareketleri kısıtlı ve gücünü gösterme olanağından yoksun. Üstelik çok hızlı koşar. Bu koşarken insan kendini parçalasa buna yetişemez. Bunun gücü bana geçse, beni yakala ki geçesin. Şu zaman diliminde dünyada yaşayan herkesi koşuda geçerdim. Bütün dünya ve olimpiyat rekorlarını kırardım. "

Ahmet Sevilgen sessiz düşünmeyi bırakıp, sesli düşünmeye başladı:

" Sayın kurt köpeği, ben koşulara katılan, bu koşularda başarılı olamayan ve son sıralarda yer alan biriyim. Ne yapayım gücüm bu kadar. Sizin ne kadar güçlü olduğunuzu söylememe gerek yok. Gücünüzü bana verirseniz herkesi geçerim. Bu yaşadığınız yerde sizin pek fazla güçlü olmanıza gerek yok. Az bir güç size yeter. İstediğiniz anda gücünüzü geri vereceğimden şüpheniz olmasın. Ne dersiniz? "

Bunun üzerine kurt köpeği ayağa kalktı ve konuşmaya başladı:

" Hemşerim, ben seni tanıyorum. Tamirhanedeki televizyonun spor kanalından yarışları izliyorum. Senin girdiğin on yarışın sekizinde sonuncu olduğunu biliyorum. Sonuncu olduğun yarışlardan sonra ağladığım zamanlar oldu. Keşke diyordum, şu Ahmet'e gücümün birazını verebilseydim de herkesi geçseydi. Bazı yarışlarda bir iki kişiyi geçiyordun ya, o yarışlardan sonra öyle bir neşeleniyorum ki, sorma. Şimdi sen benim gücümden alsan bir de birinci mirinci olursun, deyme benim keyfime. Her günüm mutlu ve huzurlu geçer. Gücümü sana nasıl aktaracağım, sen onu söyle. "

Ahmet Sevilgen köpeğin konuşmasını beklemiyordu ama köpeğin konuşması bittikten bir iki dakika sonra şaşkınlığını üzerinden attı.

" Ondan kolayı ne var, efendim. Gücümün yarısını Ahmet Sevilgen'e veriyorum deyin olsun bitsin. "

Kurt köpeği, gücümün yarısını Ahmet Sevilgen'e veriyorum deyince, Ahmet Sevilgen bütün vücuduna inanılmaz büyüklükte bir enerji depolandığını ve gücünün kat kat arttığını fark etti.

Ahmet Sevilgen kurt köpeği ile vedalaşıp ayrıldıktan sonra yol kenarından Bursa'dan Gemlik'e doğru koştu, koştu. Koşmaktan bıkıp geriye döndüğünde öyle fazla bir yorgunluk hissetmedi.

" Fıstıklı iş bu ha, diye düşündü. Koş, koş da yorulma. Şu gücümle pek çok dünya rekoru kırmazsam, bana da Ahmet Sevilgen demesinler. "

Ahmet Sevilgen birkaç yerde koşu denemesi yaptıktan sonra yerel gazetelerden Bursa'da yapılacak atletizm yarışlarını takip etmeye başladı. Bir hafta sonra Bursa Atatürk Stadyumu'nda yapılan koşularda 100 - 200 - 400 - 800 - 1.500 metre yarışlarını kontrollü koşarak az bir farkla kazandı. İstese bu yarışları çok büyük farklarla kazanırdı. Amacı, bu ve diğer yarışları kazanıp, Türkiye Şampiyonu olduktan sonra gerçek gücünü önce Avrupa ve sonra Dünya Şampiyonası'nda göstermekti.

Ahmet Sevilgen planını aynen tatbik etti ve birkaç ay içinde Türkiye Şampiyonu olup, Avrupa Şampiyonası'na katılmaya hak kazandı. Bu arada Ahmet Sevilgen'e gücünün yarısını veren kurt köpeği tamirhanedeki televizyondan yarışları izliyor ve bu yarışların hepsini kendi kazanmışcasına seviniyordu.

1999 Marmara Depremi'nde Bursa'da yıkılan birkaç ev ve işyerinin içinde bu kurt köpeğinin korumalığını yaptığı tamirhane de vardı. Sabaha karşı 00.3'de tamirhanenin yıkıntıları altında kalan kurt köpeği arka ayaklarından giderek canın çekildiğini fark etmiş, son çare olarak, gücümün yarısını Ahmet Sevilgen'den geri istiyorum, demiş ve eski gücüne kavuşunca üstün bir gayret göstererek kendini yıkıntılardan kurtarmayı başarmıştı. Arka ayaklarını sürüyordu ya belki zamanla düzelir diyordu.

Ahmet Sevilgen o gece sarsıntıya uyanmış ve acele tarafından giyinip sokağa çıkmıştı. Bursa'da elektrikler kesilmiş, yollar karanlıktı. El fenerini yakıp sokaklarda dolaşırken, aklına kurt köpeği geldi. Kurt köpeğinin gücünü aldıktan beri dört aya yakın bir süredir onu görmeye gitmemişti. Fener ışığında usul usul tamirhaneye doğru koşmaya başladı. Daha birkaç yüz metre koşmuştu ama kesik kesik soluyordu. Dünkü gücünden eser yoktu. Çaptan düşmüştü, bunu fark etmişti ve sebebini olanca acılığıyla anladı. Kurt köpeği hayatı tehlikede olmadıktan sonra gücünü geri almazdı. O zaman deprem kurt köpeğinin üstüne yıkılmıştı. Canım, güzelim benim, seni kurtarmaya geliyorum, dedi ve geri dönüp arabasına bindi. Üç kilometre gittikten sonra tamirhanenin yıkıntılarının yanına geldi. Fenerin ışığında yıkıntıları tararken, kurt nerdesin? Bak koşucu Ahmet Sevilgen geldi. Kurt ben geldim, diye bağırdı. Yıkıntıların ilersinden kurt köpeği:

" Ben buradayım Ahmet, ben yaralıyım, diyerek yerini belli eden kurt köpeğinin yanına gitti. Ahmet arka ayaklarım tutmuyor, durumum çok kötü. " dedi.

Seni hemen hastaneye götürmeliyim, diyen Ahmet Sevilgen kurt köpeğini kucağına alarak arabasının arka koltuğuna yatırdı. Araba ay ışığının aydınlattığı caddede hastaneye doğru yol almaya başladı.

Kurt köpeği:

" Gücümü geri almak zorunda kaldım çünkü arka ayaklarımın üstüne düşen kalastan kurtulamıyordum. Canımın çekildiğini hissetmeye başlamıştım. Artık gücümü sana tekrar vermem mümkün değil, bildiğin gibi bu iş iki kere olmaz. Tam da Türkiye Şampiyonu olmuş ve Avrupa'da yarışmak üzereydin. Senin işini de bozdum. "

Ahmet Sevilgen:
" Böyle şeyler düşünme. Bir an önce iyilişmeye bak. Sakatlandım derim Avrupa'ya gitmem. "

Depremden bir saat sonra elektrikler geldi. Ahmet Sevilgen yaralı kurt köpeği olduğu için veterinere yönlendirildi. Veteriner, kurt köpeğinin arka ayaklarını alçıya aldı. Uzun süreli dinlenme tavsiye etti. İki ay sonra alçılar alındı ve kurt köpeği tam olarak iyileşmese de arka ayaklarını kullanabiliyordu. Günler geçtikçe iyileşme sürecinin hızlanacağını veteriner söylemişti.

Aradan günler, aylar geçti. Ahmet Sevilgen sahibinden izin alarak kurt köpeğini evinin arka bahçesinde besledi. Bahçede kurdukları televizyonda Avrupa Şampiyonası'nı birlikte seyrettiler. Her yarış başlangıcında ayrı bir heyecan duydular.

Bir aralık kurt köpeği şöyle bir soru sordu:

" Ahmet, ben yıkıntıların arasında kalsaydım ama gücümü geri almasaydım, sen şimdi bu yarışlarda koşuyor olacaktın. Girdiğin her yarışı kazanarak beş altın madalya almayı mı yoksa şimdiki gibi benimle burada olmayı mı tercih ederdin? "

Bunun üzerine Ahmet Sevilgen şöyle dedi:

" O nasıl söz arkadaşım. Tabi ki burada seninle olmayı tercih ederdim. Sen doğrusunu yaptın, hayatını savundun. Yaşamak istedin ve gücünü geri aldın. Beş değil, kırk beş altın madalyaya seni değişmem. "

Bu sözleri duyunca göğsü kabaran kurt köpeği, Ahmet Sevilgen'e sarıldı ve ağlamaya başladı.


SON

Serdar Yıldırım
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları

Cevaplar Son Mesajlar
Adam Gibi Adam Olmak PESTEMAL Şiir Bahçesi 0 04 October 2012 15:24
Adam Olmak Değil, Adam Kalmak.... PESTEMAL Deneme & Düz Yazılar 0 09 January 2009 12:15
YILAN VE ADAM umut Öyküler & Hikayeler 0 31 May 2008 12:11
DELİKANLI ADAM... mavera Dini Sohbetler 0 04 March 2007 01:31
adam olmak PESTEMAL Deneme & Düz Yazılar 1 29 May 2006 10:30

Yeni Sayfa 1

www.papatyam.org Ana Sayfa

Tefekküre Davet Köşesi

Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın

                       Instagram         

Papatyam alemdarhost.com sunucularında barındırılmaktadır.