Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - Hz.Muhammed'in(S.A.V.) Hayatı
Konu Başlıkları: Hz.Muhammed'in(S.A.V.) Hayatı
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06 February 2008, 11:12   Mesaj No:23

PESTEMAL

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:PESTEMAL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 145
Üyelik T.: 16 February 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 3.815
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Hz.Muhammed'in(S.A.V.) Hayatı

3- HAYBER'İN FETHİ (Muharrem 7 H./Mayıs 628 M.)


a) Savaşın Sebebi

Hayber Medine'nin kuzey-doğusunda, Suriye yolu üzerinde, Medine'ye 170 km. mesâfede büyük bir Yahûdî şehriydi. Yedi kalesi vardı. Hurmalıklarıyla meşhûr, münbit bir vâha'da kurulmuştu.

Hayber, Müslümanlara karşı bir fesâd ocağı hâline gelmişti. Daha önce Medine'den çıkarılmış olan Yahûdîler de oraya yerleşmişlerdi. Müslümanlara karşı, müşrik bedevî Arabları harekete geçiren, Hendek Savaşını hazırlayan bunlardı. Hendek Savaşında, Benî Kurayza Yahûdîlerine, düşmanla işbirliği yaptıranlar da bunlar olmuştu.

Rasûlullah (s.a.s.) Hayber ahalisiyle barış yapmak istiyordu. Hudeybiye'den döndükten sonra, Ravâha oğlu Abdullah'ı Hayber'e gönderdi. Fakat Yahûdîler barış teklifini kabûl etmediler. Onlar, komşuları Gatafan kabilesiyle birlikte Medine'yi basmak için hazırlanıyorlardı. Hudeybiye Barış Anlaşması'nın, Müslümanların aleyhine görünen maddeleri,onlara Müslümanları kuvvetsiz göstermişti. Münâfıklar da onları savaşa teşvik ediyorlardı.

Gatafan kabîlesi, Müslümanlara karşı Yahûdîlerle birlikte hareket etmeyi kübûl etmişti. Düşman hazırlığını tamamlamadan harekete geçmek gerekiyordu. Rasûlullah (s.a.s.), ashâbına:

-"Cihâdı isteyenler bizimle gelsin" diyerek Hayber üzerine yürüneceğini ilan etti. Hicretin 7'inci yılı Muharrem ayında 2000 atlı ve 1600 piyâde ile Medine'den çıktı. Harekâtını düşmana sezdirmeden, üç günde Raci' Vâdisi'ne ulaştı.(276) Burada ordugâhını kurdu. Böylece Gatafan kabîlesinden, Yahûdîlere gelecek yardımın yolunu kesmiş oldu.

b) Hayber'in Kuşatılması

Rasûlullah (s.a.s.) düşman üzerine gece vakti varırsa, hemen baskın yapmaz, sabahı beklerdi.(277) Bu sebeple geceyi Raci'de geçirdi. Sabah namazını kıldıktan sonra, Hayber üzerine yürüdü.

Sabahleyin, kazma ve kürekleriyle işlerine gitmek üzere evlerinden çıkan Yahûdîler, karşılarında Müslüman ordusunu görünce şaşkınlıkla:

-Muhammed, vallâhi Muhammed ve askeri... diye bağrıştılar (278), geri dönüp kalelerine kapandılar.

Hayber'de hepsi de gayet sağlam 7 kale vardı. En kuvvetlisi ise Kamûs kalesiydi. Hepsinde de bol miktarda silah ve yiyecek vardı. Yahûdîler savaş için hazırlıklıydılar. Bu yüzden Rasûlullah (s.a.s.)'in sulh teklifini kabûl etmediler.


c) Son Kale ve Fethin tamamlanması

Yirmi gün kadar devâm eden kuşatma ve savaş sonunda, bütün kaleler birer birer zaptedildi. Sadece Kamûs kalesi kaldı. Bu kalenin kumandanlığında, Arablarca bin cengâvere bedel sayılan meşhûr Yahûdî pehlivanı Merhab bulunuyordu. Her gün sıra ile ashabın ileri gelenlerinin komutasında yapılan hücumlardan bir sonuç alınamamıştı. Nihâyet Rasûlullah (s.a.s.) bir gün:

-Yarın sancağı bir kişiye vereceğim ki, Allah Hayber'in fethini O'nun eliyle müyesser kılacak. O kişi Allah ve Rasûlünü sever, Allah ve Rasûlü de onu sever, buyurdu. Bu yüce şerefin kime nasib olacağı bilinmediğinden, herkes o gece ümitle sabahlamıştı. Hz. Ali'nin gözlerinde şiddetli bir ağrı vardı. Bu yüzden hiç kimsenin hatırından O geçmiyordu. Sabah olunca Hz. Peygamber (s.a.s.):

-Ali nerede? Bana O'nu çağırın, buyurdu.

-Yâ Rasûlallah, gözleri ağrıyor, dediler ve yederek huzuruna getirdiler.

Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) duâ edip üfledi. Hz. Ali'nin gözleri derhal iyileşti, sanki hiç ağrımamış gibi oldu. Sonra sancağı O'na verdi.(279)

Hz. Ali, Yahûdîleri önce İslâm'a çağırdı; kabûl etmediler. Sulh teklifine de yanaşmayıp, savaşa devâm ettiler.

İlk önce Merhab kaleden çıktı. Kahramanlık şiirleri söyleyerek meydan okudu. Karşısına çıkacak er diledi. O'na karşı bizzât Hz. Ali çıktı, kahramanca dövüşerek bu güçlü Yahûdîyi yere serdi. Merhab öldürülünce, Yahûdîler fazla dayanamadılar. Ümitsizliğe düşüp kaleyi teslim ettiler. Böylece Hayber feth edildi; Hz. Ali de Hayber Fâtihi oldu. Savaş sırasında Yahûdîlerden 93 kişi ölmüştü, Müslümanlar ise 15 şehit vermişlerdi.


d) Hayber Arâzisi

Savaş sonunda Hayber arâzisi, Müslümanların eline geçti. Ancak Yahûdîler, bu topraklarda yarıcı olarak çalışmak istediler; istekleri kabûl edildi. Bu sebeple Rasûlullah (s.a.s.) her yıl mahsûl zamanı Ravâhaoğlu Abdullah'ı Hayber'e gönderirdi. Abdullah da mahsûlü iki eşit kısma böler, yarısını Yahûdîlere bırakır, diğer yarısını da Medine'ye götürürdü.

Yahûdîler, Hz. Ömer'in hilâfeti zamanına kadar yerlerinde kaldılar. Hz. Ömer'in hilâfetinde, Arabistan dışına çıkarıldılar.


e) Hz. Peygamber (s.a.s.)'i Zehirleme Teşebbüsü

Hz. Peygamber (s.a.s.) fetihden sonra Hayber'de bir kaç gün daha kaldı. Yahûdîler gördükleri insânî muâmeleye rağmen, hâince davranışlarından vazgeçmediler. Rasûlullah (s.a.s)'e suikast yapmayı plânladılar.

Yahûdî reislerinden Hâris kızı Zeynep, bir ziyâfet hazırladı. Rasûlullah (s.a.s.)'i de bazı arkadaşlarıyla birlikte yemeğe dâvet etti. Fakat sofraya konulan koyun eti zehirliydi.

Hz. Peygamber (s.a.s.) durumu ilk lokmada anladı, çiğnediği parçayı ağzından çıkardı; ashâbına da yememelerini emretti. Fakat, Berâ oğlu Bişr bir kaç lokma yemişti. Rasulüllah (s.a.s.) bunu niçin yaptıklarını Yahûdîlere sorduğunda:

-Eğer yalancı isen, senden kurtuluruz, şayet hak peygamber isen, sana zarar vermez.. diye düşündük, diye, güya akıllıca bir cevap verdiler.(280)

Zeynep de suçunu inkâr etmedi.

-Babam, amcam, kocam ve kardeşlerim, hepsi savaşta öldüler. İntikam için yaptım, dedi. Rasûlullah (s.a.s.) şahsına karşı işlenen suçları affederdi. Bu sebeple Zeynep'i cezâlandırmadı. Ancak çok geçmeden zehirli etten yiyen Bişr ölünce, Zeynep de kısâs edilerek öldürülmüştür.(281)


4- RASÛLÜLLAH (S.A.S.)'IN HZ. SAFİYYE İLE EVLENMESİ

Hayber esirleri arasında, Benî Nadîr reisi Ahtab oğlu Huyey'in kızı Safiyye de vardı. Safiyye Hz. Harun'un neslinden olup, annesi de Benî Kurayza reisinin kızıydı. Hayber Yahûdîlerinin reisi Rabi' oğlu Kinâne ile evlenmişti. Kocası savaşta ölmüş, kendisi esir düşmüştü. Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) O'nu Dihyetü'l-Kelbî'ye vermişti. Ashâb bunu uygun bulmadılar:

-Hayber reisinin eşi Benî Kurayza ve Benî Nadîr'in en şerefli hanımının câriye olarak Dihye'ye verilmesi, Yahûdîler için son derece haysiyet kırıcı olur. Bu sebeple Safiyye'yi ancak sizin nikâhlamanız uygun olur, dediler.

Rasulüllah (s.a.s.) Dihye'ye başka bir câriye verdi. Safiyye'yi azâd etti ve onunla evlendi.(282) Böylece O'nun haysiyet ve şerefini korudu.



__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz
Alıntı ile Cevapla