Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - Bahçıvanın Çiçeğinden İsteği
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 March 2007, 09:53   Mesaj No:4

u2s

Papatyam Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:u2s isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 835
Üyelik T.: 12 April 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 256
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Bahçıvanın Çiçeğinden İsteği

şiiirini okudukdan sonra aşağıdaki hikaye aklıma geldi sizinle paylaşmak istedim emeğinize sağlık


SEDEF ÇİÇEĞİ
Mahkeme salonunda kısık ve boğuk sesler yükseliyordu, ve mahkeme katibi, kırlanmış kalın bıyıkları ve yıllardan mı yoksa kendi renginden mi belli olmayan bir sarılıkta renk almış kemik gözlüğünü mürekkepli sol eliyle yukarı doğru ittirerek sıradaki dava diye seslendi, birbirlerine bakmamak için sürekli gözlerini kaçıran yaşlı bir çift mahkemenin yapılacağı salona girdi seksen yaşlarındaki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı... Adam inatçı bakışlarla, suskun ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözlerini ve bıkkın bakışlarını süzüyordu. Hakim tok sesiyle, yaşlı kadına: "Anlat teyze, neden boşanmak istiyorsun?" diye seslendi Yaşlı kadın, derin bir nefes çektikten sonra utangaç tavırlarıyla baş örtüsüyle ağzını aralayıp,  kısılmış sesiyle konuşmaya başladı: "Bu herif yok mu bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan beni hakim oğlum...ömrümü verdim ben bu adama ama artık yetti " Sonra uzunca bir sessizlik gezindi , mahkeme salonunda Sessizlik, bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmıs 50 yılın ardından diyerek hummalı düşüncelerin birleştiği okurken vay vay diyeceğimiz yazılara konu olacaktı. Ve sonra bizler suçlu kim acaba diyecektik, kendimiz yargılar verecektik Gazetelerin düşüncelerimize hakim olmasına izin verecektik !İşin ilginç yanı ok sayıda gazeteci izliyordu davayı Kadın neler diyecekti? Herkes, onu dinliyordu; Yaşlı kadının gözleri doldu yılların verdiği yorgunlukla elleri titriyodu ve konuşmasına devam etti : "Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim O yaşlı bunak bilmez dedi ! 50 yıl önceydi aha dün gibi hatırlarım ; O çiçeği bana verdiği çiçekler arasından kopardığım bir yapraktan tohumlamıştım, öyle büyüttüm ben onu . Yılalrım verdim Sedef Çiçeğime o yaşlı bunak bilmez bunu. Hakim Bey oğlum bizim y avrumuz olmadı onları yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı.  O zaman adak adadım. Her gece güneş doğmadan önce, bir tas suyla sulayacağım  onu diye İyi gelirmiş derlerdi sedef çiçeğine. Ben hep öyle bildim 50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi. Taa ki geçen geceye kadar O gece takatim kesilmiş uyuyakalmışım Hakim bey oğlum. Ben, böyle bir adamla 50 yıl geçirdim. Hayatımı, umudumu, her şeyimi verdim. Ondan hiçbirşey görmedim. Bir kerecik  olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim. Onsuz daha  iyiyim, yemin ederim." Hakim yaşlı adama dönerek, Yaşlı kadınların sözlerinden etkilenen tok sesiyle ;"Diyeceğin birşey var mı, baba?" dedi. Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle, hakime yöneldi. Tane tane konuştu: "Askerliğimi Reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım.  O bahçenin, görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim. Şule'mi  de orada tanıdım. Sedefleri de... Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim.  İlk evlendiğimiz günlerin birinde, boyun ağrısı nedeniyle, onu hekime  götürdüm. Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa, boynundaki kireç sertleşir,  kötüleşir dedi. Her gece uykusunu bölüp uyansın, gezinsin dedi. Hekimi pek dinlemedi bizim hatun derken utangaç utangaç gülümsediyaşlı adam Lafım geçmedi hatuna O günlerde, tesadüf, bu çiçek kurumaya yüz tuttu. Ben ona: "Gece çiçek sularsan geçer", dedim. Adak dilettim , Her gece onu uyandırdım ve onu seyrettim. O sevdiğim kadını, yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece, o çiçek ben oldum sanki" dedi yaşlı adam.O yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle."Her gece, o yattıktan sonra uyandım. Saksıdaki suyu boşalttım. Sedef, gece  sulanmayı sevmez, hakim bey. Geçen gece de. Yaşlılık. Ben de uyanamadım. Uyandıramadım. Çiçek susuz kalırdı ama kadınımın boynu yine azabilirdi. Suçlandım.Sesimi bile çıkartamadım beni suçlayan sevdiğim kadın dı hakim bey oğlum..." O anda gazeteciler dahil, mahkeme salonundaki herkes ağlıyordu....
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz
Alıntı ile Cevapla