Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - Hz.Muhammed'in(S.A.V.) Hayatı
Konu Başlıkları: Hz.Muhammed'in(S.A.V.) Hayatı
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06 February 2008, 11:21   Mesaj No:32

PESTEMAL

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:PESTEMAL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 145
Üyelik T.: 16 February 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 3.815
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Hz.Muhammed'in(S.A.V.) Hayatı

5- HZ. EBÛ BEKİR'İN HAC EMİRLİĞİ (Zilhicce 9H./Şubat 631 M.)


Haccın sebebi olan Kâbe, Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmâil tarafından Mekke'de yapılmıştır. İnşâat tamamlandıktan sonra Cibrîl (a.s.), tavâfın ve hac ibadetinin nasıl yapılacağını amelî olarak onlara göstermiş, Hz. İsmâil de Hicaz halkına öğretmişler. Ancak, Hz. İbrâhim'in tebliğ ettiği dini hükümler zamanla unutulmuş, Mekke putperestliğin merkezi olmuştur. Hz. İsmâil'in öğrettiği hac usûlü yavaş yavaş değişmiş yerini putperestlerin haccı almıştır.

İslâm'dan önce müşrik Araplar, içinde günah işlenilen elbiselerle Kâbe ziyâret edilemez, derlerdi. Bu sebeple Kâbe'yi çırıl çıplak tavâf ve ziyaret ederlerdi.(393)

Hicretin 9'uncu yılında hac farz kılındı.(394) Fakat o sene Rasûlüllah (s.a.s.) haccetmedi. Hz. Ebû Bekir'i Hac Emiri olarak Mekke'ye gönderdi.

Hicretin 8'inci yılında Mekke fethedilmiş, Kâbe putlardan temizlenmiş, Mekke halkı Müslüman olmuştu. Ancak henüz Müslüman olmayan müşrik kabîleler hâlâ Kâbe'yi çırıl çıplak tavâf ediyorlardı. Diğer taraftan, Hicretin 9'uncu yılında hac, "nesî" uygulaması yüzünden belirli zamanından önce yapılacaktı.

Bilindiği üzere, oruç, hac, kurban gibi ibâdetlerin vakitleri kamerî aylara göre tesbit edilir. Kamerî yıl (ay senesi), yaklaşık 354 gün, Güneş yılı ise yaklaşık 365 gündür. Aradaki 11 günlük fark sebebiyle, hac günleri her yıl yer değiştirir; bazen yaz, bazanda kış mevsimine gelir. Hac mevsimini çok sıcak veya çok soğuk aylara rastlatmamak, sâbit bir mevsimde (ilkbaharda) tutmak için Araplar üç yılda bir, seneye bir ay ekleyerek o yılın aylarını 13'e çıkarırlardı. Buna "nesî" deniyordu. Böylece hac mevsimi değişmez, fakat, aylar yer değiştirirdi. 33 senede bir, aylar yerine gelirdi.(395) Nitekim, Hicretin 10'uncu yılında kamerî aylar aslî yerine geldiler. Kur'an-ı Kerîm, müşrik Arapların bu çirkin âdetini yasaklamıştır.(396)

Hz. Peygamber (s.a.s.) hac farizasını aslî günlerinde edâ etmek istediğinden o yıl hacca gitmedi. Hz. Ebû Bekir'i Hac Emiri tâyin etti. Medine'den hacca gitmek isteyen 300 kişi de Hz. Ebû Bekir'le gittiler.

Hz. Ebû Bekir yola çıktıktan sonra, müşriklerle münâsebetleri düzenleyen hükümler indi.(397) Bunların müşriklere duyurulması gerekiyordu. Rasûlüllah (s.a.s.) Hz. Ali'yi de bu iş için gönderdi. Hz. Ali yolda Hz. Ebû Bekir'e yetişti.

- Hac Emiri yine sensin, ben Tevbe Sûresi'nin yeni inen ilk âyetlerindeki hükümleri müşriklere tebliğ ile görevliyim, dedi.

Hz. Ebû Bekir, Zilhicce'nin 8'inci günü Mekke'de bir hutbe okuyarak, haccın nasıl yapılacağını anlattı. Müslümanlar, Hz. Ebû Bekir'in anlattığı şekilde haccettiler. Müşrikler kendi bildiklerini yaptılar.

Hz. Ali ise, Zilhicce'nin 10'uncu günü Mina'da bir hutbe okudu. Hz.Peygamber (s.a.s.) tarafından gönderildiğini bildirdi. Tevbe Sûresi'nin ilk âyetlerini yüksek sesle okuduktan sonra:

1- Müslümanlardan başka hiç kimse Cennete giremez.

2- Bu yıldan sonra hiç bir müşrik Kâbe'ye yaklaştırılmayacak.

3- Hiç kimse Kâbe'yi çıplak tavâf etmeyecek.

4- Kimin Hz. Peygamber (s.a.s.)'le anlaşması varsa, müddeti bitinceye kadar ona uyulacak, dedi.(398)

Bu ilândan sonra çok geçmedi. Bütün Arabistan Müslüman oldu. O yıldan sonra da hiç bir müşrik Mekke'ye bırakılmadı.


(365) el-Buhârî 1/25 ve 4/26; Tecrid Tercemesi, 1/65 (Hadis No: 63)

(366) Zâdü'l-Meâd, 3/81

(367) Âl-i İmrân Sûresi, 61; Tecrid Tercemesi, 10/412-414 (Hadis No:1650)

(368) Zâdü'l-Meâd, 3/80

(369) İbn Hişâm, 4/144-158; Târih-i Din-i İslâm, 4/ı-445

(370) Bu hırka Kâ'b'ın ölümünden sonra mirâscıları tarafından 20 bin dirhem (yaklaşık 60 kg.) gümüş karşılığında Emevî Devletinin kurucusu Muâviye'ye satılmıştır. Emevîlerden Abbâsilere, Mısırın Yavuz Sultan Selim tarafından feth edilmesiyle de "Mukaddes emânetler" arasında Osmanlılara geçti. Halen Topkapı Sarayı Müzesi "Hırka-i Saâdet Dâiresi"nde, III. Murat tarafından yaptırılmış olan mahfaza içinde korunmaktadır.

(371) İbn Hişâm, 4/226; Târih-i Din-i İslâm, 3/481

(372) et-Tevbe Sûresi, 117; İbnü'l-Esîr, a.g.e., 2/277; Tecrid Tercemesi, 10/445-446

(373) Bkz. et-Tevbe Sûresi, 49; Tecrid Tercemesi, 10/446-447

(374) Bkz. et-Tevbe Sûresi, 81

(375) Târih-i Din-i İslâm, 3/485

(376) Bkz.et-Tevbe Sûresi, 91

(377) Bkz. et-Tevbe Sûresi,38-39

(378) Bkz. et-Tevbe Sûresi, 117-118

(379) Târih-i Din-i İslâm, 3/483; İbnü'l Esîr, a.g.e., 2/227; Tecrid Tercemesi, 10/450

(380) Zâdü'l-Meâd, 3/3; bkz. Buhârî, 3/198 ve 4/202; Tecrid Tercemesi, 8/275 (Hadis No: 1174)

(381) İbn Hişâm, 4/161; Tecrid Tercemesi, 10/450

(382) et-Tevbe Sûresi, 92; Tecrid Tercemesi, 10/451

(383) İbn Hişâm, 4/161; Zâdü'l-Meâd, 3/3-4; İbnü'l-Esîr, a.g.e., 2/277

(384) Bu yediden biri olan Ulbe bin Zeyd, bir gece teheccüt namazından sonra göz yaşlarıyla şöye niyâz etmişti:

-"Allah'ım! Sen cihâdı emrettin ve ona bizi teşvik ettin. Fakat, Peygamberinle birlikte gazaya gitme kudretini bana vermediğin gibi, Peygamberinin elinde beni bindirecek binek de bırakmadın. Allah'ım Sen bilirsin ki, ben üzerime düşen mal, can ve nâmus borcunu her bâdirede veren bir kulunum."

Sabah namazından sonra Rasûl-i Ekrem (s.a.s.):

Bu gece mal, can sadakası veren nerede, diye sordu. Kimse cevâp vermeyince; ikinci defa sordu. Bunun üzerine Ulbe kalktı. Rasûlüllah (s.a.s.): Müjde sana ey Ulbe, yemin ederim ki sen zekât ve sadakaları kabul olunanlar divânına yazıldın, buyurdu. (Zâdü'l-Meâd, 3/4; Tecrid Tercemesi, 10/455; ibn Hişâm, 4/161)

(385) el-Buhârî, 4/6; Riyazüs-Sâlihîn Tercemesi, 2/310 (Hadis No: 960)

(386) el-Buhârî, 5/129; İbn-Hişâm, 4/163; Tecrid Tercemesi, 10/456 (Hadis No:1658)

(387) İbn Hişâm, 4/166; Zâdü'l-Meâd, 3/7; Tecrid Tercemesi, 10/457; İbnü'l-Esîr, a.g.e., 2/279

(388) Bkz. et-Tevbe Sûresi, 66-68

(389) Bkz. Tevbe Sûresi, 107-108

(390) İbnHişâm, 4/173-174; Zâdü'l-Meâd, 3/19; Tecrid Tercemesi, 5/377-378

(391) el-Buhârî 4/40; Tecrid Tercemesi, 8/497 (Hadis No: 1287)

(392) Bu üç kişinin geçirdikleri çok sıkıntılı 50 günün tafsilâtı için bkz. el-Buhârî, 5/130-135; Tecrid Tercemesi, 10/464-485 (Hadis No: 1659); Riyâzü's-Sâlihin Tercemesi, 1/27 (Hadis No: 21)

(393) el-Hakayık, 1/67; Tecrid Tercemes, 6/45 ve 6/156 (Hadis No: 803)

(394) Bkz. Âl–i İmrân Sûresi, 97

(395) Bkz. Hak Dini Kur'ân Dili, 3/2532; M. Hamîdullah, İslâm Peygamberi, 2/87-94

(396) Bkz. et-Tevbe Sûresi, 37

(397) Bkz. et-Tevbe Sûresi, 1-36; Tecrid Tercemesi, 2/245-248 (Hadis No: 240 ve izahı)

(398) İbn Hişâm, 4/190-191


__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz
Alıntı ile Cevapla