Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - Hiç Yolda Bırakır mı?
Konu Başlıkları: Hiç Yolda Bırakır mı?
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31 August 2006, 10:08   Mesaj No:1

huzunlugurbet

Papatyam Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:huzunlugurbet isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 237
Üyelik T.: 18 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 34
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Hiç Yolda Bırakır mı?

Hiç Yolda Bırakır mı?

Doktor Can’ımız Mehmet Ayvacı’nın vefatından sonra Antalya’ya babasına ve kardeşlerine başsağlığına gittiğimde orada, yakın bir kazada üç-beş fedâkârın, daha doğrusu “Şubat Soğuğu” tabiriyle birkaç “vatan delisi”nin, daha da doğrusu “eğitim delisi” üç-beş adanmış ruhun baş başa verip büyük himmet ve gayretlerle ortaya koydukları ve şartlara göre gerçekten muhteşem denilebilecek bir eğitim yuvasının ziyaretine gittik.

Hikâyelerini ağızlarından dinlemek istiyorduk. Gerçekten, anlattıkları ibret vericiydi. “Olamaz... İmkânsız...” diyen çevrelerine rağmen paçalarını sıvayıp işe girişiyorlar.

Önce bir nine, eğitim için geniş bir yer bağışlıyor. Bunun üzerine onlar da, yardım yapacaklarını ümit ettiklerinin kapılarını çalmaya başlıyorlar. Biraz demir, vs. bulup temel atıyorlar. Bir yandan da eğitimin önemini anlatıp insanların gayretlerini kamçılıyorlar. Ama bir yerde güçleri tükeniyor. Trabzon’dan beton işleri yapmak için yeni gelmiş ve yeni işe başlamış bir işadamı da okul inşaatını görüyor ve “Bu inşaat niçin temelde kalmış?” diye soruyor. Meseleye muttali olunca da “Olamaz!.. Böyle hayırlı bir niyet ortada kalamaz!..” deyip bütün imkânlarını sevk ve sarf ederek kırk günde binanın ana işlerini bitiriyor. Aynı zamanda oradaki ortaklığını da bitirip Trabzon’a geri dönüyor. Sanki Cenab-ı Hak onu sırf bu iş için kırk günlüğüne oraya göndermiş...

Tabii bu gelişmeyi görenler hemen gayrete geliyor. Hatta bir gün dokuz yaşında bir çocuğun babası 20 YTL getirip veriyor; “Oğlum bu parayı okul için biriktirmiş, size gönderdi lütfen kabul edin.” diyor.

Bunları anlatırken gözleri yaşarıyor...

İşte böyle çok güzel bir ilim ve irfan yuvası Allah’ın izniyle yükselmiş oluyor.

Hepsi de hayret içinde... “Nasıl bu hale geldi, emin olun biz de şaşırıp kalıyoruz!.” diyorlar...

Bu ve benzeri mübeccel gayretleri Allahü Teâlâ asla boşa çıkarmaz...

1984 senesi idi... O zaman Konya’da Büyük Koyuncu Hizmet Vakfı’nda, eğitim hizmetlerinde çalışıyordum. O sıralar, vakfın fazla imkanları yoktu. Vakıf mensubu ağabeylerin hepsi de çok fedâkâr ve gayretli insanlardı; ama ekserisinin mâli durumları oldukça mütevâzı sayılırdı. Onun için öğrenci arkadaşlar kendi aralarında “Vakfın bir arabaya ihtiyacı var; ama zaten yük ağır... Biz aramızda bir şeyler toplayalım; borçla da olsa bir araba alalım.” diye harekete geçmişler.

Sonra sanayide büyük bir iş sahibi olan Süleyman Bey’e gitmişler. “Bizim elimizden gelen bu, sen bize kefil oluver de bir araba alalım. Sonra borcumuzu ay be ay öderiz.” diye istirham etmişler. O da onların bu fedâkârlığı karşısında “Tamam” demiş ve üstünü tamamen kendisi tamamlayıp güzel bir arabayı onlara teslim etmiş; “Çocuklar, hiçbir borcunuz yok; ben ödedim.” demiş.

İnsanlar böyle davranırsa, Cenab-ı Hak, kendi rızası için yola çıkıp fedâkârlık yapanları hiç yolda bırakır mı? Elbette bırakmaz. İşte bırakmayacağını da böyle olaylarla göstermiş oluyor. Yeter ki, bizler ihlaslı ve samimi niyet ve gayretlerimizle buna liyâkatimizi göstermiş olalım...
Abdullah Aymaz, Zaman, 28.08.2006
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz
Alıntı ile Cevapla