Afrika'da Çocuk Olmak
Afrika'da Çocuk Olmak
'Afrika'nın gonca güllerine'
Afrika'da bir çocuk olmak. Kızgın kumların üstünde oyuncaksızlığınla alabildiğine sade oyunlar oynamak. Oynadığın oyunlar aslında hiç keyif vermese de başından kalkmaktan korkmak. Çünkü bilirsin aklından oyun giderse yerine açlık denen o kabusun gelip oturacağını. Onun için oyunlar alabildiğine uzar Afrika'da. Koşarken önünde kaçan kardeşin bir dilim ekmeğe döner hayallerinde. Daha bir hırslanırsın onu yakalamak için. Kaçan ise ardında koşanı açlık sanır. Daha bir korkarak kaçar. Aslanın önünde bir ceylan olur bu naif oyunda. Ayakları titrer, sendeler, düşer. Afrika'da çocuk olmak, ölümle kucak kucağa yatmaya benzer...
Afrika'da rüzgarın uğultusuna çocuk hıçkırıkları karışır. Bazen gün doğar önüne bir tas çorba düşer. Onu da o dakika sinekler kapışır. Bilirim başka ellerde etsiz yemeğe aş denmez. Çorbanın tuzu biraz eksik olsa içilmez. Milyonlarca ekmek atılır da çöpe; o ekmeklerin Afrika'da kaç goncayı yeşerteceği düşünülmez. Sözüm meclisten dışarı; tok yatan aç kıvrananın halinden anlamaz. Oysa komşusu açken; tok yatanın kendinden olmadığını hesaplamaz...
Haberlerde bir kıvılcım kopar. Yüzyılın hastalığı teşhis edilmiştir güya. Adı obeziteymiş bu illetin. Hemen diyet listeleri hazırlanır televizyonlarda. Çok yiyip az kilo almanın formülleri verilir sayfa sayfa gazetelerde. Ve yine unutulur Afrika'nın o goncaları. Onlar için hazırlanmaz bir menü. İşitilmez o ellerde bir dilim ekmeğin yokluğuyla acep kaç bebek ölü! Oysa basittir bu işin de formülü. Her akşam masaya bir tabak da onlar için koymak. Çöpe atmadan ekmeği, bir Afrikalı kardeşinle paylaşmak. Ve sonra başını yastığa huzur içinde koymak.
Bilir misin sen ne zor şeydir,
Afrika'da çocuk olmak!..
Ergin CAN