[PESTEMAL]

[size=18px]Bu yıl Kurban Bayramı’nın birinci günü aynı zamanda da 2006 yılının son günü yani yılbaşı. Bu çok özel iki gün 65 yılda bir kez bir araya gelebilirmiş. Anlayacağınız bu müstesna iki günü bir arada yaşamamız için bir 65 yıl daha geçmesi gerek ve bizler gibi milyonlarca insanın bu olayı tekrar yaşaması ne yazık ki mümkün değil.
Müslümanların Kurban Bayramı ve Yılbaşı kutlamaları…
Ülkemizde son yıllarda yılbaşı kutlamaları inanılmaz boyutlara ulaştı. Yılbaşına 15–20 gün kala büyük alış veriş merkezlerinde hummalı bir faaliyet başlar. Üzerlerinde çeşitli süslemelerin olduğu büyük çam ağaçları, Noel Babalar, uçan geyikler, küçük şirin hediyeler, ve içlerine hediyelerin konduğu rengârenk çoraplar!
Özellikle İstanbul’un bazı semtlerinde ve caddelerinde aynı şekilde süslemeler, otellerde pek çok eğlence merkezlerinde çılgın yılbaşı partileri, abartılı eğlenceler…
Yılbaşına birkaç gün kala alış veriş merkezlerinde hediye çılgınlığı başlar. Hınca hınç dolu mağazalarda kalabalıktan başı dönmüş bir sürü insan, yakınlarına hediye almanın derdiyle bir oraya bir buraya koşuşturmaya başlar.
Nereye dönseniz kırmızı elbiseli Noel Baba oyuncakları veya bibloları ile karşılaşırsınız. Son birkaç yıldır bizleri canlı Noel Baba’lar da karşılar oldu ; Ho Ho Ho!..
Gelecek yılbaşı kutlamalarında meydanlarda Noel şarkıları da söylenmeye başlarsa hiç şaşırmayın!
***
Bu yıl da değişen bir şey yok. Yine aynı yılbaşı heyecanı ve coşkusu yaşanmaya başladı.
Mağazaların camlarında “Mutlu Yıllar” veya “2007” yazıyor.
Ne var bunda? Diyebilirsiniz…
Elbette bir şey yok. Her şey çok normal. Tüm dünyada kutlanan yeni yıl neden Türkiye’de de kutlanmasın? Nitekim kutlanıyor, hem de en coşkulu şekilde…
Ama bu yıl farklı… Bu yıl Kurban Bayramı ile Yılbaşı aynı günde birleşti…
Camlara “Mutlu Yıllar” yerine “Mutlu Yıllar ve Mutlu Bayramlar” veya “Kurban Bayramınız Kutlu Olsun, Mutlu Yıllar” yazılamaz mıydı?
Yılbaşı kutlamalarına karşı değiliz ancak… Kendi örf ve âdetlerimizi unutmadan kutlayamaz mıyız? Bayramların tatil olarak algılanmaya başladığı ülkemizde, bayramlarımızı bir de Noel âdetlerine yenik düşürmemiz haksızlık olmuyor mu?
Bizim bayramlarımızda da birbirimizi kutlamak ve hediye vermek yok mu? Eskiden büyüklerimiz bayram harçlığının yanı sıra renk renk mendiller, çoraplar, lokumlar, şekerler ve değişik küçük hediyeler verirlerdi.
Kurban Bayramı İslam âleminin bayramı değil mi? Bizim bayramımız değil mi?
“Yılbaşında kurban eti caiz mi, değil mi?” tartışması yerine Kurban Bayramımızı nasıl en iyi şekilde kutlamamız gerektiğini tartışalım.
Anne ve babalar çocuklarına Noel baba oyuncakları alıyor, evlerini çam ağaçlarıyla süslüyorlar. Çocuklar bu kutlamaları çok normal karşılayarak büyüyorlar. İleri de kendi çocuklarını da aynı şekilde yetiştirecekler ve Noel kutlamaları bizim örf ve âdetimiz olarak yerleşmiş olacak. Acaba Türkiye’nin Hıristiyanlaştırılması çabalarında yılbaşı kutlamalarının ve Noel babaların da bir payı yok mu?
Noel Baba, çam ağacı ve çoraplar… Küçük masum “şeyler” mi?
***
Noel Baba ve geyikleri, hediye çorapları bizim örf ve âdetimizde yok!
Kendi geleneklerine, örf ve âdetlerine, kendi parasına, kendi diline, kendi dinine ve kendi bayramına bizim kadar ihanet eden başka bir ülke de yok!
Mutlu bayramlar, Kurban Bayramınız kutlu olsun… [/size]