Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - En büyük tedavi: Dokunmak
Konu Başlıkları: En büyük tedavi: Dokunmak
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20 March 2008, 11:46   Mesaj No:1

PESTEMAL

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:PESTEMAL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 145
Üyelik T.: 16 February 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 3.815
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart En büyük tedavi: Dokunmak

En büyük tedavi: Dokunmak

En büyük tedavi: Dokunmak
Dokunmak, beden dilinin bir parçası ve karşımızdakine sevgimizi göstermenin de en geçerli yollarından biridir.

İnsan için dokunmak ve dokunulmak, doğumdan itibaren bir ihtiyaçtır. Bebek, annesinin cildiyle temasının rahatlatıcı olduğunu hisseder. Ve ilk teması da, annesinin memesiyle olmaktadır. Onun sıcaklığı ve ona yaslanmanın rahatlığını yaşar. Bu da, bebeğe güven duyabileceği kişinin annesi olduğu duygusunu verir. Yaşamımızda anne sıcaklığı, dokunması olmamışsa veya düzenli bir şekilde gerçekleşmemişse, yani memeyle beslenmemişsek, sonraki hayatımızda, dokunabileceğimiz, rahatlığını hissedebileceğimiz bir insan ararız. Hatta, anne-babası kendine yakın olmayan, onlara fiziksel olarak yaklaşamayan çocuklar, onların kendilerine vurmalarını sağlayacak şekilde davranabilirler. Tabii ki, böyle bir dokunmak, normal dokunmadan çok farklıdır.

Rahatsızlık vermemeli

Dokunmayı, beden dilinin bir parçası olarak kabul eden Marmara Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Esat Göktepe, "Birine dokunmak, onun sırtını sıvazlamak, omzuna kolunu atmak, yanağını okşamak ve bunu kibarca, karşımızdaki rahatsız etmeden yapmak ilgi ve sevgi göstermenin bir yoludur. Böylece, ona yakın olduğumuzu bildiririz," diyor. Prof. Göktepe'ye göre, eğer dokunma konusunda karşımızdakini olumsuz etkileyebileceğimizi düşünürsek, onu test etmek, tepkisini ölçmek için, parmaklarımızla dokunmayı seçebiliriz. Eğer kişi dokunulmaktan rahatsız oluyorsa, uzaklaşarak tepkisini belli eder...

Sözlerden daha etkili

Bazı insanların duygularını belli etmekten çekinirler. Bu her iki tarafa da dolaylı güçlük verir, değil mi? sorusuna Prof. Göktepe şöyle cevap veriyor:

"Günlük hayatta, bir dostumuzla karşılaştığımızda öpüşmeyi ve sarılmayı tercih ediyoruz. Bazı anne-babalar, çocuklarının her türlü madde gereksinimlerini karşılarken, onlarla yeterli fiziksel teması ihmal ederler. Bu çocuklarda ruhsal sorunlar, davranış bozuklukları daha sık görülecektir. Bazen, bize getirilen bir gençte raslandığımız bu eksikliği gidermek için anne-babalarına onlara sık sarılmalarını öğütlüyoruz. Dokunmak, sarılmak, sayfalarca mektuptan, söylenen uzun sözlerden çok daha etkili ve rahatlatıcıdır. Yakınlaşmayı, teması "sıcaklık"; temastan kaçınmayı da "soğukluk" olarak tanımlamamız, hangisinin olumlu olduğunun farkında olduğumuzdandır."

Anne sıcaklığı...

Annelerimizi daha fazla sevmemizi, ilk çocukluk çağlarından itibarenki alışkanlıklarımızla açıklayabilir miyiz?

"Evet, erişkin insanlar bile annelerine çok bağlıdır ve onları her zaman en iyi yönleriyle hatırlarlar. Çünkü o, kendilerine sıcaklığı, rahatlığı sunan ilk insandır. O anne şefkatini yaşamayanlarda, bir takım ruhsal sorunlar, örneğin depresyon ortaya çıkması, böylelerinin daha kolay suç işleyebilmeleri, bilinen gerçeklerdir."

Derleyen: Mustafa Sezgin
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz
Alıntı ile Cevapla