Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - BAŞÖRTÜSÜ PARTİ SİMGESİ SAYILABİLİR Mİ
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16 May 2006, 14:40   Mesaj No:1

REHA

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:REHA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 553
Üyelik T.: 07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:62
Mesaj: 1.867
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart BAŞÖRTÜSÜ PARTİ SİMGESİ SAYILABİLİR Mİ

BAŞÖRTÜSÜ PARTİ SİMGESİ SAYILABİLİR Mİ

BAŞÖRTÜSÜ PARTİ SİMGESİ SAYILABİLİR Mİ?

Ekrandaki adam insan hakları diyor, özgürlük diyor, demokratik haklar diyor, evrensel değerler diyor.

Seviniyorsunuz, bağrınıza basacağınız geliyor...

Ancak, başörtüsüne gelince dur diyor.

- Ben senin başörtüne karşıyım, insan hakları, demokrasi, özgürlük falan sökmez burada...

- Niçin evrensel değerler sökmez burada?

- Çünkü diyor, siz gerçekten İslam'ın emri olduğundan başınızı örtmüyorsunuz?

- Ya niçin?

- Falan partinin işareti olsun diye yapıyorsunuz bunu. Parti propagandası olsun diye gösteriyorsunuz başörtüsünü. Biz ise partiyi beğenmiyoruz, simgesini taşıyanlara da bu haklarını vermiyoruz.

- Peki bu başörtüsü o partiyle mi çıktı ortaya? Yoksa ondan önce de var mıydı?

Mesela, Osmanlı'da başörtüsü var mıydı? Selçuklu'da söz konusu muydu? Abbasi ve Emeviler'de mevcut muydu?

Daha doğrusu, saadet asrında sahabe hanımları da başlarını örtüyorlar mıydı? Resulullah'ın hanımları da bu konuda örneklik ediyorlar mıydı? Evet, diyeceksiniz elbette. Bunların hepsinin de başı örtülüydü.

- Peki o zaman da var mıydı bu beğenmediğiniz parti?

Onlar da mı parti simgesi diye örtünüyorlardı?

- Ben onu bunu bilmem, diyor çağdaş adam.

İnsan hakları, özgürlük, çağdaşlık, demokrasi falan filan bütün bunlar bir yana, sizin başörtünüze olan hoşgörüsüzlüğümüz bir yana...

Artık size sabretmekten başka bir şey kalmıyor.

Acaba bu asrın tarihini yazacak olanlar bunlara ne diyecek, ne isim verecek yazacak diye düşünüyorsunuz.

Geçenlerde televizyonda Afrikalı ilkel kabileleri seyrettik. Röportaj ekibini ellerinde mızraklarla karşılayan bu üryan insanlar, siz de bizim gibi önümüzde, arkanızda bir peştemalla girecekseniz aramıza, diye diretmiyorlardı. Saygı gösteriyorlardı kendileri gibi giyinmeyen ekibe.

Demek onlar kadar saygılı olamıyorduk bizim gibi giyinmeyenlere.

Ya bizim gibi olacaksınız, ya da demokratik haklarını kullandırmayız, din ve vicdan özgürlükleriniz hayal olur. Allah emri inancının da ötesinde biz etkili oluyoruz, demeye getiriyorduk.

Demek bağnaz, tutucu damgasını yapıştırmaya çalıştığımız dindar insanlar daha da çağdaş, daha insan hakları, demokrasi ve özgürlük taraftarıdırlar.

Çünkü onlar:

- Siz niçin başınızı açıyorsunuz, neden bizim gibi örtünmüyorsunuz? diye bir diretmeye gitmiyorlar. Aksine başı açıklarla kol kola, kucak kucağa, kardeşçe yaşıyorlar, başı açıklar onlara destek bile veriyorlar.

Zaten inandıkları İslam da onlara öyle emrediyor.

- Senin dinin sana, benim dinim bana...(Kafirun Suresi)

Lakin çağdaş adam buna razı değil. Kucaklaşmaya da , kardeşçe birlikte olmaya da, başı açıkların örtülülere destek vermelerine de.

Sonra çıkıyor kürsüye:

- Birlik, beraberliğe ihtiyacımız var. Biz ülkenin bölünmez bütünlüğünden yanayız.

Dinleyiciler de söylenmekten kendini alamıyorlar.

- Gözümüzle gördüğümüze mi inanalım, yoksa kulağımızla dinlediğimize mi?

***

Bütün bu demokratik yanlışlara, din ve vicdan özgürlüklerine karşı koymalarına, insan hakları ve evrensel değerlere karşı gelmelere rağmen birlik, beraberliğimizin devamı için, Resulullah'ın emriyle amel ediyor, şu yüce emirlerini yolumuzun üstünde yazılı işaret levhası gibi düşünüyoruz:

- Sana gelmeyene sen git, sana vermeyene sen ver, sana zulmedeni sen affet!

Bakalım kim kazanacak.


http://www.ilmihal.sayfasi.com/
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ

BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE
[/size]
Alıntı ile Cevapla