Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - Çok kıymetli bir hediye
Konu Başlıkları: Çok kıymetli bir hediye
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 January 2009, 11:40   Mesaj No:1

REHA

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:REHA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 553
Üyelik T.: 07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:62
Mesaj: 1.867
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Çok kıymetli bir hediye

Çok kıymetli bir hediye



Necmeddin-i Kübra hazretlerinin "rahmetullahi aleyh" en büyük talebelerinden olan Feridüddin Attar hazretleri "rahmetullahi aleyh", Hüsrevnâme isimli eserinde anlatır:

Abbasî halifelerinden Me'mûn zamanında çöllerde yaşayan bir köylü vardı. Su aramak için yola çıktı ve suyu bol olan bir yere vardı. Oradaki tatlı ve serin sulardan kana kana içti. Bu su kendisine o kadar çok tatlı geldi ki, sudan bir testi doldurup halifeye hediye götürmeye niyet etti. Aradaki mesafe çok uzak olmasına rağmen, testisini doldurup, yollara düştü. Epey müddet yola devam etti. Bu sırada Halife Me'mûn ma'iyetiyle birlikte bir yerden Bağdad'a dönüyordu. Köylü bu gelenin halife olduğunu anlayınca, derhâl yaklaşarak, halife ile görüşmek istediğini söyledi. Me'mûn; "Söyle bakalım. Ne istiyorsun?" dedi. O da; "Size kimsenin getirmediği çok kıymetli bir hediye getiriyordum" dedi. Me'mûn, hayretle ve merakla; "Hediyen ne imiş, görelim" dedi. Köylü testiyi halîfeye verdi. Halife köylünün durumunu ve maksadını iyi anladığından, onu üzmemek ve hayâl kırıklığına uğratmamak için, uzak yoldan gelmekle bozulmaya başlamış ve kokusu değişmiş olan bu sudan birkaç yudum içti. Sonra da ona bol miktarda para yardımında bulunup gönderdi. Köylü gittikten sonra, yanında bulunanlara şöyle dedi:

"Köylünün anlattıklarını siz de dinlediniz. O, en tatlı ve güzel suyun, getirdiği su olduğunu zannediyor. O kadar fevkalâde bir su olmadığını, üstelik getirdiği suyun da uzun yolculuk esnasında bozulup, koktuğunu da bilmiyor. Büyük bir ümid ile bize gelmiş. Eğer onu geri döndürmeyip birlikte Bağdat'a götürseydik, orada Dicle nehrini görünce, getirdiği bir testi suyun ne kadar ma'nâsız olduğunu anlayacak, daha fazla utanıp mahcûb olacaktı. Onun için onu geri gönderdim. Bir fakir bana iltica edip, iyilik ve ihsâna kavuşmak ümîdi ile elini uzatıp yüzsuyu döksün de, ben onu eli boş ve gönlü kırık olarak geri göndereyim, bundan hayâ eder utanırım."
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ

BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE
[/size]
Alıntı ile Cevapla