Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - II. ABDÜLHAMID VE JAPONLAR
Konu Başlıkları: II. ABDÜLHAMID VE JAPONLAR
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25 February 2008, 10:49   Mesaj No:2

pamukKALE

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:pamukKALE isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 882
Üyelik T.: 23 May 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 900
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart II. ABDÜLHAMID VE JAPONLAR

II. Abdülhamit (34. Osmanlı padişahıdır.)

II. Abdülhamit (d. 21 Eylül 1842 – ö. 10 Şubat 1918) . 34. Osmanlı padişahıdır.Sultan Abdülmecit'in oğludur. Henüz 10 yaşındayken annesi Tirimüjgan Sultan ölünce, bakımını Abdülmecit'in diğer çocuksuz eşi Piristû Kadın Efendi üstlendi. Piristû Kadın Efendi Abdülhamit'i kendi çocuğu gibi büyüttü. Babasının ölümünden sonra yerine geçen amcası Abdülaziz diğer şehzadelerle birlikte Abdülhamit'in eğitimiyle de yakından ilgilendi. Abdülaziz 1867 yılında çıktığı Avrupa gezisine Abdülhamit'i de beraberinde götürdü.

Amcası Abdülaziz'in 1876'da tahttan indirilmesi ve şüpheli koşullarda ölümü, ağabeyi V. Murat'ın tahta geçirildikten üç ay sonra ruhsal çöküntü geçirdiği iddiasıyla görevden alınarak Çırağan Sarayı'na hapsedilmesi olaylarına tanık oldu. 31 Ağustos 1876'da padişah ilan edildi ve 7 Eylül günü Eyüp'te kılıç kuşandı.[1] Ağabeyinin yerine tahta geçirildikten sonra, her iki saltanat değişiminin mimarı olan Mithat Paşa'yı sadrazam yaptı.

33 yıl padişahlık yaptıktan sonra 27 Nisan 1909’da tahttan indirildi, 3 yıl Selanik'te bir konakta ev hapsinde tutulduktan sonra 1912'de İstanbul'a Beylerbeyi Sarayına getirildi. 10 Şubat 1918’de de İstanbul’da vefat etti. Büyükbabası için Divanyolu'nda yaptırılmış Sultan II. Mahmut Türbesi'inde yatmaktadır.

Adı

II. Abdülhamit'in ismi Latin harfli Türkçe metinlerde Abdülhamit, Abdülhamid, Abdulhamit, Abdulhamid gibi değişik imlalar ile yazılır. Türk Dil Kurumu, günümüzde Abdülhamit şeklindeki yazımı benimsemiştir.
Şahsiyeti

Fiziksel görünümü ve kişiliği

Sultan Abdülhamit uzunca boylu, esmerce tenli, uzunca burunlu, ela gözlü, hafif kıvırcık sakallı idi. Güçlü bir zekası vardı ve kültürlü bir padişah olarak yetişti. Çok güçlü bir hafızaya sahiptir. Bir gördüğünü bir daha unutmazdı. Açık ve net bir konuşması vardı. En önemli özelliklerinden biri, kendisine anlatılanları uzun müddet sabırla dinlemesiydi.

Sultan Abdülhamit oldukça dindar bir insandı. Kızı Ayşe Sultan babasının dindarlığını şöyle anlatmıştır:
“ Babam doğru ve tam dinî itikada sahip bir Müslümandan başka biri değildir. Beş vakit namazını kılar, Kur'ân-ı Kerîm okurdu.Daima camilere devam ettiğini, Ramazanlarda Süleymaniye Camii'nde namaz kıldığını, o zamanlar camide açılan sergilerden alışveriş ettiğini hikâye tarzında anlatırdı.Babam herkesin namaz kılmasını, camilere devam edilmesini çok isterdi. Sarayın husus'i bahçesinde beş vakit Ezân-ı Muhammedi okunurdu. Babamın bir sözü vardı: 'Din ve fen,' derdi. 'Bu ikisine de itikat etmek caiz' olduğunu söylerdi. ”

Sultan Abdülhamit çalışkan bir padişahtı. Günde muntazam 15-16 saat çalıştığı söylenmektedir. Kendisini devlet işlerinde görevli sayıp, çalışma saatleri dışında usta bir marangoz olarak atölyesinde çalışmıştır.

Ayrıca Sultan gençliğinde at binme, yüzme, atıcılık gibi sporlara merak duymuştur. Tiyatro ve operaya da büyük ilgi duyardı. Yıldız Sarayı'nda yaptırdığı tiyatroda çeşitli oyun ve operaları hususi olarak getirtir ve ailesiyle birlikte seyrederdi.

En sevdiği piyeslerden birisi, ünlü Alman şairi Friedric Schiller'in Haydutlar adlı eseridir.. La Traviata, Aida, Karnım, Faust, Maskot en sevdiği operalardandır.

Kitap kolleksiyonu

Abdülhamit matbaa ve yayın işlerine çok meraklıydı. Modern matbaa makinelerini Türkiye'ye getirtip kaliteli divan eserleri bastırmıştır. Mesela Cem Sultan Divanı'nı mükemmel bir şekilde bastırıp bazı nüshalarını İngiltere'ye, Almanya'ya ve Amerika'ya göndertmiştir.

Abdülhamit dedektif romanlarına ve seyahatnamelere çok meraklı bir padişahtı. Abdülhamit'in 2 ile 5 bin adet arasında olduğu rivayet edilen bir polisiye roman koleksiyonu vardı ve bunların birçoğu Yıldız yağması sırasında ortadan kaybolmuştur.

Sherlock Holmes'un bütün maceralarını eksiksiz olarak Osmanlıca'ya tercüme ettirmiştir. Abdülhamit Yıldız Sarayında çok büyük bir kütüphane kurdurtmuştu.

Bu kütüphane 4 bölümden oluşmaktaydı:
1. Yabancı dillerde Türkiye ile ilgili yazılmış eserler. Bunların içerisinde elyazması pek çok kitap vardır. Bunlar özel olarak tercüme ettirilerek telif hakkı ödenmiş kitaplardır. Dolayısıyla bunları basmak ve dağıtmak yasaktı. Tek nüshadırlar.
2. Ayrıca kütüphane Avrupa'da çıkan bütün önemli gazetelere aboneydi. Dolayısıyla son derece zengin bir süreli yayın koleksiyonu mevcuttu.
3. Roman ve hikâyeler bölümü: Toplam 6 bin kadar kitap özel olarak saray için çevrilmiştir. Bu romanlar haremde de okunur ve elden ele gezer, sonra kütüphaneye teslim edilirdi. Mesela Carmen Silva'nın bütün eserleri mevcuttu. Kütüphanenin bir de Arapça ve Farsça eserleri içeren kısmı vardı ama bu kısım diğerlerine nazaran fakirdi.
4. Coğrafya ve seyahatnameler koleksiyonu. 'Yıldız duvarlarının çevirmiş bulunduğu mahdut bir orman içinde hayat geçiren Abdülhamit, sanki bütün dünyayı buradan seyredercesine' bu eserleri okurdu.

Hakkındaki beyanatlar

Önceleri İttihat ve Terakki Fırkası içinde Sultan Abdülhamit'e karşı olan Filozof Rıza Tevfik ve Süleyman Nazıf sonradan duymuş oldukları pişmanlıklarını aşağıdaki şiirleri ile dile getirmişlerdir.
Dünyanın son hükümdarı, son evrensel imparator II.Abdülhamid Han ' dır.
' Abdülhamid'in idare tarzı azami müsamahadır. '
Beylerbeyi Sarayı’nda hapis olan sabık sultanı ziyaretten dönerken Talat Paşa’ya ağlaya ağlaya şu itirafta bulunur: “Başımıza ne geldiyse bu adama yaptıklarımızdan geldi ve daha ne gelecekse o yüzden gelecek. ” Enver Paşa,

Erkek çocukları

1. Bedreddin Efendi
2. Mehmet Selim Efendi
3. Abdulkadir Efendi
4. Ahmet Efendi
5. Burhaneddin Efendi
6. Abdurrahim Efendi
7. Mehmet Abit Efendi

Kız çocukları

1. Ulviye Sultan
2. Hatice Sultan
3. Samiye Sultan
4. Zekiye Sultan
5. Naime Sultan
6. Naile Sultan
7. Ayşe Sultan
8. Sadiye Sultan
9. Refia Sultan

(alıntı)
__________________
SEVMEK GÜZEL ŞEY SEVİLMEKTE ONUN KADAR
SEVİPTE SEVİLMEMEK ACIDIR ÖLÜM KADAR

YALNIZLIK ALLAHA MAHSUSTUR
HER CANLI BİR DOST ARAR
TAŞIN KALBİ YOK AMA
ONU DA YOSUNLAR SARAR
Alıntı ile Cevapla