[ADO]

[size=18px]Bir Kavuşma Hikayesi...(Dört metrekare dünya)

“Ellerini çekip benden yarim bu gün gider oldu,
Hem sever, hem sevilirdik bu ayrılık neden oldu”

Yine aynı yerdeyim söz verdiğim gibi
Elimde sigaram,gözlerim çakılı görüneceğin köşe başına
Hem telaşlı, hem sevinçli hem de sabırsızım
…
Yine geciktin can
Sevda başkentinin sevda durağında,
Sevda yolculuğumuzun bilmem kaç bininci kilometresindeyim
Gözlerim uyku sersemi
Yüreğim sevdanın sarhoşu
Bekliyorum seni yar
Bıraktığın yerdeyim
Söz verdiğim gibi
…
Beni koyup gittiğin gün yandı yüreğim
Dağlara taşlara sığmadı hasretim
Bekledik sabırla sevdamızın vuslatını
Şimdi an o andır yar…
Çıkacaksın birazdan şu köşe başından
Yüreğin sevdanın kanatlarında kuş gibi
Uçacaksın bana
Atılacaksın boynuma
Sarılıp öpeceksin beni
Mahcup dudaklarınla

Yine titreyecek bedenin
Ateşlere düşecek yüreğin
Mutluluk senfonisine eşlik edecek gözlerin
Aynı yolda aynı yöne el ele yürüyeceğiz
Dört metrekare dünyamızda
Evrene sığmayan arzularımızla
Asırlardan taşan sevdamızın
Ateşin küllendireceğiz
Ta ki ayrılık saati çalana dek

Dudakların bulacak dudaklarımı
Ellerin arayacak bende sen olan seni
Kollarında olacağım sarhoş
Ben sende bulacağım beni
Dört mum dikeceğiz dilek tutup üfleyeceğiz
İkisini sıkıştırıp avucuma
Diyeceksin sakla bu günün anısına

Akrep takılacak vuslata
Yelkovan çılgın arzulara yenik
Saatler geçse de insafsız
Her anımız bir asırdır
Sen hala bendesin üstelik
…………………………..
………………….Sonra yine hasret yar…
Ellerini çekip ellerimden
Gözlerine düşürüp ayın gölgesini
İnsafsız bir siren sesiyle
Söndürecek bir sonraki vuslata kadar
İnsafsız tren günışığımı….

Umut Gül[/size]