Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - Peygamberimizin Tebliği
Konu Başlıkları: Peygamberimizin Tebliği
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27 February 2009, 19:50   Mesaj No:3

CoNQueRoR_61

Papatyam Usta Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:CoNQueRoR_61 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1397
Üyelik T.: 20 January 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:35
Mesaj: 131
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Ynt: Peygamberimizin Tebliği

Peygamberimiz(sav) İnsanlara Allah'ın Sonsuz Güç Sahibi Olduğunu Anlatmıştır

Kuran'dan bir ayet; "... Doğrusu Allah herşeye güç yetirendir." (Bakara Suresi, 20)
İnsanların Allah'ın gücünü gereği gibi takdir edip, O'ndan korkup sakınarak güzel ahlak göstermeleri için Peygamberimiz (sav) insanlara Allah'ın gücünün ve yaratışındaki ihtişamın delillerini anlatmış, onların Allah'ı severek O'ndan korkup sakınmalarına vesile olmuştur. Kuran'da Peygamberimiz (sav)'e, Rabbimizin yaratışının delillerini ve gücünü şu ayetlerle anlatması bildirilmiştir:
De ki: "Gördünüz mü söyleyin; Allah, kıyamet gününe kadar geceyi sizin üzerinizde kesintisizce sürdürecek olsa, Allah'ın dışında size aydınlık verecek ilah kimdir? Yine de dinlemeyecek misiniz?" De ki: "Gördünüz mü söyleyin, Allah kıyamet gününe kadar gündüzü sizin üzerinizde kesintisizce sürdürecek olsa Allah'ın dışında size içinde dinleneceğiniz geceyi getirecek ilah kimdir? Yine de görmeyecek misiniz? (Kasas Suresi, 71-72)
Hz. Muhammed ahirete inanmayanlara da Allah'ın dünyadaki yaratılış delillerini anlatmış ve tüm bunları yaratmaya kadir olan Allah'ın elbette ahirette bunların benzerlerini de yaratmaya güç yetirdiğini açıklamıştır. Peygamberimiz (sav) bu önemli gerçeği kavmine şöyle bildirmiştir:
De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir." (Ankebut Suresi, 20)
Peygamberimiz (sav), Allah'ın her türlü eksiklikten münezzeh olduğunu, hiçbir şeye ihtiyaç duymadığını insanlara tebliğ ettiği ayetlerden bazıları şöyledir:
De ki: "O, gökleri ve yeri yaratırken ve O, (hep) besleyen (hiç) beslenmezken, ben Allah'tan başkasını mı veli edineceğim?" De ki: "Bana gerçekten Müslüman olanların ilki olmam emredildi ve: Sakın müşriklerden olma." (denildi.) De ki: "Şüphesiz ben, Rabbime isyan edersem o büyük günün azabından korkarım." (Enam Suresi, 14-15)
Allah'ın eşi, benzeri olamayacağını ve Rabbimizin herşeyin tek sahibi olduğu Kuran'da şöyle bildirilmiştir:
De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah'tır." De ki: "Öyleyse, O'nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?" De ki: "Hiç görmeyen (a'ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?" Yoksa Allah'a, O'nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki: "Allah, herşeyin yaratıcısıdır ve O, tektir, kahredici olandır." (Rad Suresi, 16)
Hz. Muhammed (sav), Allah'ın varlığını bildikleri halde O'nun üstün kudretini düşünmeyen, bundan dolayı O'nun büyüklüğünü takdir edemeyen kavmine, Allah'ın varlığını ve büyüklüğünü ikrar ettirmiştir. Ve bunun ardından, onları öğüt almaya ve korkup sakınmaya davet etmiştir. Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:
De ki: "Eğer biliyorsanız (söyleyin Yeryüzü ve onun içinde olanlar kimindir?" "Allah'ındır" diyecekler. De ki: "Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?" De ki: "Yedi göğün Rabbi ve büyük Arş'ın Rabbi kimdir?" "Allah'ındır" diyecekler. De ki: "Yine de sakınmayacak mısınız?" De ki: "Eğer biliyorsanız (söyleyin Herşeyin melekutu (mülk ve yönetimi) kimin elindedir? Ki O, koruyup kolluyorken kendisi korunmuyor." "Allah'ındır" diyecekler. De ki: "Öyleyse nasıl oluyor da böyle büyüleniyorsunuz?" (Müminun Suresi, 84-89)
PEYGAMBERİMİZ (SAV) İNSANLARA TEK DOĞRU YOLUN ALLAH'IN YOLU OLDUĞUNU BİLDİRMİŞTİR
İnsanların bir kısmı kendilerine yol olarak sapkın, yanlışlıklarla, batıl inançlarla ve zararlı fikir ve yöntemlerle dolu yolları seçerler. Bunların her biri insanlara dünyada ve ahirette kayıptan başka bir şey getirmez. Peygamberimiz (sav) ise, insanları en şerefli ve güzel olan yola, Allah'ın yoluna çağırmış, insanların dünyada ve ahirette kurtuluşlarına vesile olmak için gayret etmiştir.
De ki: "Bize yararı ve zararı olmayan Allah'tan başka şeylere mi tapalım? Allah bizi hidayete erdirdikten sonra, şeytanların ayartarak yerde şaşkınca bıraktıkları, arkadaşlarının da: "Doğru yola, bize gel" diye kendisini çağırdığı kimse gibi topuklarımız üzerinde gerisin geri mi döndürülelim?" De ki: "Hiç şüphesiz Allah'ın yolu, asıl yoldur. Ve biz alemlerin Rabbine (kendimizi) teslim etmekle emrolunduk." (Enam Suresi, 71)
Peygamber Efendimiz, hadis-i şeriflerinde de en doğru yolun Allah'ın ve Resulünün yolu olduğunu belirtmişlerdir:
"Muhakkak ki, en güzel söz Allah'ın kitabıdır. En güzel yol da Muhammed'in yoludur."34
PEYGAMBERİMİZ (SAV) İNSANLARI ŞİRKTEN SAKINDIRMIŞTIR
Peygamberimiz (sav)'in insanları sakındırdığı en önemli konulardan biri şirktir. Kuran ayetlerinde de görüldüğü gibi Hz. Muhammed (sav), insanlara daima Allah'ın tek ilah olduğunu, O'nun dışında hiçbir varlığın hiçbir güce sahip olmadığını söylemiş ve müşrikliğe karşı onları uyarmıştır. Pek çok ayette Peygamberimiz (sav)'e insanları şirke karşı uyarması haber verilmiştir. Bu ayetlerden bazıları şöyledir:
De ki: "Bu, benim yolumdur. Bir basiret üzere Allah'a davet ederim; ben ve bana uyanlar da. Ve Allah'ı tenzih ederim, ben müşriklerden değilim." (Yusuf Suresi, 108)
De ki: "Ben gerçekten, yalnızca Rabbime dua ediyorum ve O'na hiç kimseyi (ve hiçbir şeyi) ortak koşmuyorum." De ki: "Doğrusu ben, sizin için ne bir zarar, ne de bir yarar (irşad) sağlayabilirim." De ki: "Muhakkak beni Allah'tan (gelebilecek bir azaba karşı) hiç kimse asla kurtaramaz ve O'nun dışında asla bir sığınak da bulamam." (Cin Suresi, 20-22)
De ki: "Ben, dini yalnızca O'na halis kılarak Allah'a ibadet etmekle emrolundum." "Ve ben, Müslümanların ilki olmakla da emrolundum." De ki: "Ben, Rabbime isyan ettiğim takdirde, büyük bir günün azabından korkarım." De ki: "Ben dinimi yalnızca O'na halis kılarak Allah'a ibadet ederim." "Siz, O'nun dışında dilediklerinize ibadet edin." De ki: "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini hem yakınlarını hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun; bu apaçık olan hüsranın kendisidir." (Zümer Suresi, 11-15)
Ya da halkı sürekli yaratmakta olan, sonra onu iade edecek olan ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka bir ilah mı? De ki: "Eğer doğru söylüyor iseniz, kesin-kanıt (burhan)ınızı getiriniz." (Neml Suresi, 64)




Allah ile beraber başka bir ilah mı? De ki: "Eğer doğru söylüyor iseniz, kesin-kanıt (burhan)ınızı getiriniz."
(Neml Suresi, 64)






Kavmine Allah'ın tek ilah olduğunu hatırlatan Hz. Muhammed (sav), aynı zamanda Allah'a eş koştuklarının hiçbir şeyi yaratamayacaklarını, kimseye zarar vermeye veya fayda sağlamaya güçleri yetmeyeceğini de çeşitli şekillerde tebliğ etmiştir. Bu konudaki ayetlerden bazıları şöyledir:
De ki: "O'nun dışında (ilah olarak) öne sürdüklerinizi çağırın, onlar sizden ne zararı uzaklaştırabilirler, ne de (onu yararınıza) dönüştürebilirler." (İsra Suresi, 56)
De ki: "Gördünüz mü haber verin; Allah'tan başka taptıklarınız, yerden neyi yaratmışlar, bana gösterin? Yoksa onların göklerde bir ortaklığı mı var? Eğer doğru sözlüler iseniz, bundan önce bir kitap ya da bir ilim kalıntısı (veya bir eser) varsa, bana getirin." (Ahkaf Suresi, 4)
De ki: "Allah'ın dışında (Tanrı diye) öne sürdüklerinizi çağırın. Onların göklerde ve yerde bir zerre ağırlığınca bile (hiçbir şeye) güçleri yetmez; onların bu ikisinde hiçbir ortaklığı olmadığı gibi, O'nun bunlardan hiçbir destekçi olanı da yoktur." (Sebe Suresi, 22)
De ki: "Siz, Allah'ın dışında taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Bana haber verin; yerden neyi yaratmışlardır? Ya da onların göklerde bir ortaklığı mı var? Yoksa Biz onlara bir kitap vermişiz de onlar bundan (dolayı) apaçık bir belge üzerinde midirler? Hayır, zulmedenler, birbirlerine aldatmadan başkasını vadetmiyorlar." (Fatır Suresi, 40)
İnsanların birçoğu Allah'ın varlığını kabul eder ancak Allah'ın gücünü ve büyüklüğünü takdir edemez, Allah'tan başka varlıkların kendisine yarar getirebileceğini zanneder, tek dost ve yardımcının Allah olduğunu kavrayamaz. Peygamberimiz (sav) ise, kavmine bu gerçekleri anlatmış ve onları şirkten arındırmaya çalışmıştır. Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:

Mustafa Rakım Efendi. 1797. "Allah'ı Tenzih ederim ve O'na hamd ederim. O'ndan başka ilah yoktur. "Andolsun en büyüktür ve Allah'tan başka kuvvet yoktur.
Andolsun, onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan, elbette "Allah" diyecekler. De ki: "Gördünüz mü haber verin; Allah'tan başka taptıklarınız, eğer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O'nun zararını kaldırabilirler mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O'nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi" De ki: "Allah, bana yeter. Tevekkül edecek olanlar, O'na tevekkül etsinler." (Zümer Suresi, 38)
De ki: "Size bir kötülük isteyecek olsa sizi Allah'tan koruyacak, veya size bir rahmet isteyecek olsa (buna engel olacak) kimdir?" Onlar, kendileri için Allah'ın dışında ne bir veli, ne bir yardımcı bulamazlar. (Ahzab Suresi, 17)
İnsanın tek dostu ve koruyucusu kendisini yaratan Allah'tır. Ne var ki Allah'tan korkmayan insanlar bunu kabul etmek istemezler. Ancak zorluk anlarında, çaresiz olduklarını açıkça görebildikleri bazı olaylarda bu insanlar, kendilerine Allah'tan başka hiç kimsenin yardım edemeyeceğini anlarlar. Peygamberimiz (sav) de insanlara bu gerçeği hatırlatmıştır. Bir sıkıntıya, bir zarara uğradığı zaman, insanın Allah'tan başka hiçbir yardımcısının olmadığını söylemiştir. Bu konu ile ilgili olarak Kuran'da Peygamberimiz (sav)'e, kavmine şu hatırlatmayı yapması bildirilmiştir:
De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer size Allah'ın azabı gelirse ya da saat (kıyamet) gelip çatarsa, Allah'tan başkasını mı çağıracaksınız? Eğer doğru sözlüler iseniz (çağırın bakalım.)" Hayır, yalnızca O'nu çağırırsınız, dilerse kendisini çağırdığınız şeyi açar (giderir) ve şirk koşmakta olduklarınızı unutursunuz. (Enam Suresi, 40-41)
Peygamberimiz (sav)'in de hatırlattığı bu gerçeği unutmayan müminler, bir zorlukla karşılaşmadan da, kendilerine tek yardım edebilecek, onlardan sıkıntı ve zorlukları tek kaldırabilecek gücün Allah olduğunu bilirler. Kuran'da şöyle buyrulmaktadır:
De ki: "Sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarmaktadır ki, siz (açıktan ve) gizliden gizliye ona yalvararak dua etmektesiniz: -Andolsun, bizi bundan kurtarırsan, gerçekten şükredenlerden oluruz." De ki: "Ondan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarmaktadır. Sonra siz yine şirk koşmaktasınız." (Enam Suresi, 63-64)
Resulullah Efendimiz hadis-i şeriflerinde de tüm Müslümanları şirke karşı uyarmıştır:
"(En büyük günah) Allah seni yaratmış iken, O'na ortak koşmandır."35
Peygamber Efendimiz, bir başka sözünde ise, Allah'ın şirk dışındaki bütün günahları affedeceğini şöyle bildirmiştir:
Allah (z.c.hz.)leri buyurur: "Bir adam bilse ki Ben kudret sahibiyim, günahları affederim. O şirk etmedikçe, Ben onu affederim."36
Peygamberimiz (sav), özellikle gizli şirkin, insanlar için ne kadar önemli bir tehlike olduğunu ise şu sözleriyle açıklamıştır:
"Bana göre, sizin için deccalden daha ziyade korktuğum şeyi haber vereyim mi? O, gizli şirktir ki, kişinin kalkıp adamın makamına gösteriş için amel etmesidir."37
"Şirk ümmetimde düz taşta karanlık gecede karıncaların gezinişinden daha gizlidir. Alameti, adaletsizlikten dolayı muhabbet, ve adaletten dolayı da buğz etmektir. Ve Din, Allah için sevgi ve Allah için buğzdan başka nedir? Allah Teala buyurdu ki:"Eğer siz Allah'ı seviyorsanız Bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin."38


De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar."
__________________
Biz Bu Hallere Düşecek Adammıydık ???
Alıntı ile Cevapla