Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - EVLİLİK BİLGİLERİ
Konu Başlıkları: EVLİLİK BİLGİLERİ
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04 June 2008, 10:33   Mesaj No:2

umut

Papatyam Editörü
Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:umut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1242
Üyelik T.: 19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:61
Mesaj: 13.567
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart EVLİLİK BİLGİLERİ

EVLİLİK BİLGİLERİN DEVAMI
İktidarsızlık
Esas itibariyle, yaşı geçkin olmayan erkeklerin ereksiyon, yani organın sertleşme zorluğu çekmeleridir. Bunun bir biçimi de, ereksiyona geçme, ancak ilişkinin ortasında penisin yumuşamasıdır. Bu bozukluğun bazen penise kan iletimini düzenleyen prostat bezinden kaynaklanan fizyolojik bir temeli vardır. Ancak çoğunlukla nedeni fizyolojik değil, psikolojiktir. Bunun ölçüsü de, erkeğin, her sağlıklı erkekte görülen “sabah erken ereksiyonunda” bulunup bulunmadığıdır. Bulunabiliyorsa, iktidarsızlığın sebebi fizyolojik değil psikolojiktir.

Başta kendine güvensizlik, suçluluk duygusu, eşinden bıkma gibi sebeplerle gelen, ancak çok çeşitli sebeplerin yol açabileceği iktidarsızlığın önemli bir kaynağı da alkol ve sigaradır. Öte yandan, yaşı ilerledikçe, erkeklerin penislerinin hem dikelme açısı hem de ereksiyonda bulunabilme süresi, penisi sertleştiren damarların deformasyonu sonucu azalır.

Erken boşalma aslında fizyolojik bir bozukluk değildir ve birçok durumda, erkek ile kadın arasındaki orgazm süresinin farkından kaynaklanan bir olgudur. Erken boşalan erkek, genellikle çok çabuk uyarılabilen ve çok hızlı bir ereksiyona sahiptir. Aşırı heyecan sonucu, daha soyunmaya bile fırsat bulamadan boşalan erkekler görülmüştür. Ancak, sahici bir bozukluk olmadığından, eşlerinin de anlayış göstermesiyle erken boşalan erkekler kendi kendilerini eğitebilirler. Burada önemli olan, aşırı uyarıcı durumlardan kaçınmak, sakin olmaya çalışmak ve cinsel birleşmeyi mümkün olduğu kadar yavaş yavaş hareketlerle gerçekleştirmektir.

Cinsi istekte tutukluk, penisin sertleşmemesi veya sertleşmenin kısa sürmesi, normal bir cinsi temas devam ederken isteğin aniden kaybolması gibi iktidarsızlık hallerinin çoğu, psikolojik sebeplere dayanır. Bunun altında çoğunlukla başaramama korkusu ve yanlış saplantılar yatar. Sağlıklı ve yeterli bir cinsi eğitim alınamayışından da kaynaklanan bu korku, genç yastaki erkeklerde geçici iktidarsızlıklara meydan verebilir. Nitekim sinirli, heyecanlı, hassas ve evhamlı şahıslarda iktidarsızlık çok görülür. Bu gibi erkekler bir defa başarısız olduktan sonra, korkuları ve heyecanları iyice artar. Hatta aşağılık kompleksine bile kapılabilirler. Çünkü her ilişkide hormonlar yeniden faaliyete geçirildiğinden, evlilik hayatında belirli ve düzenli aralıklarla devam ettirilen cinsi hayat, cinsi iktidarın da uzun ömürlü olmasını sağlar.

Cinsi gücü arttırmaya dönük ilaçların tesiri bir yere kadardır. Bu gibi ilaçlar da rast gele kullanılmamalıdır.

İktidarsızlık sebepleri:

1- Uzun müddet, aşırı derecede ilişkide bulunmanın sebep olduğu fazla israf.

2- Sinir yollarını tahrip eden ve vücudu eriten bazı yıpratıcı hastalıklar.

3- İlmi meseleler üzerinde, fazla çalışma sonucu hasıl olan yorgunluğa bağlı geçici arıza.

4- Gebeliğe mani olmak için, bazı erkekler tarafından kullanılan prezervatif.

5- Tiksinmekten doğan nefret, hissi veya aşırı sevgi ve şefkat hâlinde beliren hürmet duygusu.

6- Çeşitli sebeplerle ortaya çıkan şiddetli korku ve endişeler.

7- Fazla duygulanma ve sinirlenmelere bağlı heyecan ve asabiyet.

8- Yaşlanmaktan dolayı ortaya çıkan tabii iktidarsızlık.

9- Âşık olmaktan ileri gelen duygu veya tatsız hatıralar.

10- Gıdasızlık, vücut yorgunluğu.

11- Alkollü içkiler, keyif verici ve uyuşturucu maddeler.

12- Büyü.

İktidarsızlık arızaları ekseriyetle geçicidir ve hemen hemen hepsinin de çaresi vardır. Doğru teşhis konduktan sonra, tedavisi zor değildir.

Bedeni tedavi
Bedeni arızalar içindir. Kuvvetli gıda, muntazam uyku ve istirahat, bir müddet cinsi yakınlıktan uzak kalmak, temiz hava seyahatleri, ılık su, deniz ve kaplıca banyoları. Ayrıca cinsi arzuyu arttıran kuvvet macunları ve faydalı ilaçlar da vardır. Fakat ilaçlar son çaredir; mecbur kalmadıkça başvurmamalı, daha ziyade tabii gıda almalı!

Ruhi tedavi
Ruhi olaylardan dolayı zuhur eden iktidarsızlığın tedavisinde en iyi hekim, yine o şahsın kendisi sayılır. İktidarsız olduğuna iyice inanan, hakikaten öyle oluverir. Böyle bir kanaatten sıyrılınca da, bu dertten kurtulur. Bir de anlayışlı hanım, bu derdin devasında yardımcı olabilir.

İlaç ve besin takviyesi
Beslenme ve vitamin takviyesi yararlıdır. B6 ile birlikte diğer B vitaminleri, A vitamini, F vitamini, demir ihtiva eden gıda ve ilaçlar, proteince zengin gıdalar faydalıdır. Padişah macunu diye bilinen gıda ve ilaçlar genel olarak kalori bakımından zengin ve beslenme yetersizliğinden doğan ciddi problemleri bertaraf edebilecek vasıftadır. Aynı şekilde bal, pekmez, helva gibi besinler de faydalı olur.

Beslenmeye ve vitamin eksikliklerine dikkat edilmelidir. Psikolojik faktörlerin rolünü düşünerek, asabi gerginlik, endişe ve korkulardan uzak durulmalıdır. Aşırı ve ihtiraslı çocuk isteğinin dahi geçici kısırlık sebebi olabileceği bilinmelidir. Bilhassa genç kızlar ve kadınlar taş ve rutubetli zeminlerde çalışmamalı, oturmamalı, ayaklar başta olmak üzere vücutlarını soğuktan korumalıdır. Banyo, deniz, kaplıca sonrasında ıslak dolaşmamalı, hemen kurulanmalı. Âdet zamanlarında denize, havuza, kaplıcaya girmemeli, bugünlerde temizliğe azami dikkat etmelidir. İçi su dolu küvette banyo yapmamalı. Yağmurlu ve soğuk havalarda ayaklar sıcak tutulmalı, tercihen yün çorap giyilmeli. Naylon veya sentetik iç çamaşırlarından sakınmalı, yünlü iç giysiler tercih edilmeli. Âdet günlerinde kullanılan bez, pamuk ve petler sık sık değiştirilmeli. Muayyen günlerde aşırı yorucu beden faaliyetlerinden kaçınmalı, istirahat etmeli.

Bazı kadınlar, cinsiyet hissi bakımından soğuk olur, ilişkilerden bir zevk almazlar. Bu durum, kadında üreme uzuvlarının olgunlaşmaması, erkeğin, ilişkilerde kabalık gösterip kadını hırpalaması, onun cinsi hayatta devamlı tatminsiz bırakılması gibi çeşitli sebeplerden ileri gelebilir. Bilhassa erkeğin eşine karşı samimi sevgi ve ilgisinin, bu olumsuz soğukluğu gidermekte önemli etkisi vardır.

Zinanın sebepleri
Zinanın başlıca sebebinin cinsi değil, ruhi tatminsizliğin büyük önemi olduğu ortaya çıkmıştır. Öyleyse, ıstırabın kökü buradadır. İnanç zayıflığı varsa, erkek sevilmediğini veya takdir edilmediğini hissettiği anda, başka bir kadın arama arzusuna kapılır. Kadın için de aynı şey söylenebilir.

Eğer günlük hayatında karı koca birbirine sevgi ile mukabele ederse, cinsi ilişkiler de bu sevgiyi aksettirecek ve zenginleşecektir. Şimdiye kadar keşfedilmiş olan en iyi ilişki tekniği, evlendiği insana karşı sıcak, derin bir sevgi ve bağlılık göstermektir.

Her şehvetin neticesi, kalbi kararttığı ve bunalttığı halde, meşru olarak yapılan cima [ilişki], kalbde ferahlık, ruh ve bedende sükunet ve rahatlık temin eder. Cimadan asıl maksat, nesil üretme gayesidir ve bundaki zevk de, böyle bir maksada binâen lütf-i İlâhî olarak verilmiştir. Âdâbına riayet ederek cimada bulunan eşler, bununla ibadet sevabı da kazanır. Nikahlı olarak yapılan ilişkiye “cima” denir; nikahsız olana “zina” denir.

Kadının meşru mazeretsiz olarak, kocasının talep ettiği ilişkiyi kabul etmemesi büyük günahtır. Boşalma anında meniyi dışarı atmak, kadının rızasıyla olursa mubah, ondan izinsiz yapılırsa mekruhtur. İhtiyaç olduğunda, kadın hayz halinde iken de edep yeri hariç, her yerine dokunulabilir.

Hanıma arkadan yani dübüründen yaklaşmak büyük günahtır. Hadis-i şerifte (Hanımına, arkadan yaklaşan melundur) buyuruldu. Cimadan sonra bir parça uyumalıdır.

Cimada müstehap olanlar:
1- Cimaya Euzü Besmele ile başlamalıdır. Niyeti kendini ve hanımını zinadan korumak ve hayırlı evlat yetiştirmek olmalıdır!

2- Cima başlamadan önce, kadınla kâfi miktar oynaşmak ve kadında kuvvetli bir arzu belirdikten sonra başlamak gerekir. Böyle bir başlangıç olmadan cimada bulunmak kadına cefadır.

3- Cima anında acele etmemeli, kadının tatmin olmasını da beklemeli!

4- Cima bitince hemen çekilmemeli, biraz daha birlikte kalmaya çalışmalı.

5- Cimadan sonra tekrar ilişkide bulunmak veya uyumak için, hemen avret yerlerini yıkamalı. Abdest almak veya gusletmek hemen lazım değilse de iyi olur.

6- Cimanın Pazartesi ve Cuma geceleri olması iyidir. Diğer geceler de caizdir. [Cuma gecesi, Perşembeyi Cumaya bağlayan gecedir.]

Cimada mekruh olanlar:
1- Cima esnasında kıbleye ayak dönmek.

2- Yorgan ve benzeri bir örtü olmadan, açık olarak çırılçıplak cima etmek.

3- Tam orgazma ererken konuşmak, gülmek, sesi yükseltmek. Bu hâl, çocuk için konuşma aksaklığına sebep olabilir. Bu konuşmalar, cima zevkini kısar ve tatsızlık doğurur. Konuşma ve fısıldamalar, başlangıç sırasında olmalı.

4- Eşinin ve kendinin avret uzvuna bakmak mekruhtur; bu görme noksanlığına ve unutkanlığa sebep olur. İhtiyaç hâlinde karı koca birbirine tepeden tırnağa bakabilir.

5- Kamerî ayların ilk, orta ve son gecelerinde cima etmemeli!
Eşler arasında geçen cinsi ilişkilerle ilgili mahrem sırların başkalarına ifşâ edilip yayılması haramdır.

Cima âdâbıBazı âdâb kitaplarında, cima vakitleriyle ilgili zamanlardan ve bu vakitlerin doğacak çocuklar üzerindeki etkilerinden bahsedilmiştir. Bunlar dini bakımdan uyulması mecbur olan hükümlerden değildir. Fakat bahsedilen vakitlerin gözetilmesi faydalı olur.

Cima için tavsiye edilen vakitler:
Pazartesi, Salı, Perşembe, Cuma geceleri ve gündüz öğleden önce.

Tavsiye edilmeyen vakitler:
1- Hafta içinde Pazar gecesi ve Çarşamba gecesi,
2- Kameri aylarının birinci, on beşinci ve sonuncu geceleri.
3- Ramazan bayramı ve Kurban bayramı geceleri,
4- Berât gecesi,
5- Yola çıkılacak gece,
6- Gündüz öğleden sonra.


Bunlar da bir tavsiyedir. Şehvetlenip haram işlemek mesela yabancı kadına şehvetle bakma tehlikesi varsa mekruh olmaz. Bilakis beraber olmak lazım olur. Güne, zamana bakılmaz.

Cima için uygun görülmeyen hâller:
1- Kadının rızası yoksa,
3- Abdesti sıkışıksa,
4- Fazla tok, hasta ve yorgun ise,
5- Çok soğuk ve çok sıcaksa.


Cimada diğer edebler
Kendini haramdan korumaya, helâl ile yetinmeye niyet etmeli, cima ederken şeytandan Allahü teâlâya sığınıp, (Bismillâhi Allahümme cennibnâ-ş-şeytâne ve cennibi-ş-şeytâne mâ razaktenâ) demeli. Bu durumda gebe kalırsa, şeytan ona zarar vermez.

Resulullah efendimiz, (Cimada Besmele söyle. Cünüplükten temizleninceye kadar sana sevap yazılır. Bu cimada çocuğun olursa sana, bu çocuğun nefesleri sayısınca ve onun neslinin nefesleri sayısınca sevap yazılır) buyurdu.

Hanımda şehvet, istek belirinceye kadar onunla oynaşmalı. Bunda bedenin rahatlığı ve doğacak çocuğun kusursuz olması faydaları vardır. Acele etmemeli. Hadis-i şerifte, (Erkek hanımı ile cima ederken, horoz gibi, atlayıp inmesin. Kendisi rahatladığı gibi, hanımı da rahatlayıncaya kadar, karnı üzerinde kalsın) ve (Kadın rahatlamadan, sen rahatlarsan, o günün kalan kısmı, kadın için uyuşuk ve tembellikle geçer) buyuruldu.

Geline bir tavsiye:

Gelin ilk günden itibaren yemesine içmesine dikkat etmelidir. Bazı yiyecekler zararlı olabilir. Çünkü hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Gelin, ilk hafta yoğurt, ayran, sirke, turşu ve ekşi yememelidir! Bunlar çocuk olmasına engel olabilir. Sirke yiyen kadının hayz görmesi zahmetli olur ve hayzı düzensiz olur. Ekşi elma yemek hayz kanını keser. Bu da başka bir hastalık meydana getirir.)

Erkeğe tavsiye:
Hanıma karşı iyi huylu, güler yüzlü olmalı. Onun yanlış hareketlerine, akla uymayan sözlerine ve işlerine sabretmelidir. Onunla tatlı konuşmalı. Onun seviyesine ve aklına uymalıdır. Onunla şakalaşmalı, oynamalıdır. Yemede, giyinmede, gücü yettiği kadar eli açık olmalıdır.

Dinimizde, kadınların bilmesi farz olan şeyleri, elbette öğretmelidir.

Hanımının giyinmesinde, evden dışarı çıkmasında, çok sıkı davranmamalı ve başı boş da bırakmamalı. Kendini ve hanımını şüpheye, iftiraya düşürecek hallerden sakınmaya çok önem vermeli.

Hanımını, yabancı erkeklerin bulunduğu yerlere göndermemeli, yabancıları görmesine mani olmalı.
Ev işleri ile vakit geçirmesi, onun zevki olmalıdır. Ona sert davranmamalıdır.

Şaka olarak da, kızgın olunca da, hiçbir zaman boşamak, ayrılmak lafını ağza almamalı, bir defa daha evlenmek lafı etmemelidir. Korkutmak için şaka için de olsa boşama sözlerini hiç kullanmamalıdır. Hatta ayrılmaya karar verilse bile yine bu kelimeleri kullanmamalı. Daha sonra ayrılmaktan vazgeçilebilir. Yakınları ile dostları ile istişare edip ayrılmaya kesin karar verildikten sonra bir talak vermelidir. Hiçbir zaman üç talak birden vermemeli. Zaten üç talak birden vermek haramdır. Hayat şartları insanı birçok şeye katlanmayı gerektirebilir. Olmaz denilen şey olabilir. Bir talakla boşama yapılırsa, hem haram işlenmemiş olur, hem de kapı tamamen kapatılmamış olur. Boşamamak bir risk getirmez; ancak boşamak hele üç talak vermek çok büyük risktir. Telafisi mümkün olmayabilir.

Oral seks

Sual: Bazıları, “Oral sex (seks) caizdir. Çünkü oral seksi yasaklayan âyet ve hadis yoktur. Hatta, Bekara suresinde, (Tarlanız olan kadınlara istediğiniz gibi yaklaşın) deniliyor. Sonra hadis-i şerife göre, meni temizdir. Kadının erkeğin menisini yutmasında mahzur olmaz” diyorlar. Bunlar caiz midir?
CEVAP
Bir şeyin haram olması için edille-i erbaada bir delilinin bulunması lazımdır. Ancak, meşhur olan şeyler için hüküm böyle değildir. Mesela Kur’an-ı kerimde tuvaletteki necaset yenmez, idrar içilmez diye yazmıyor, (Tayyib olanı, temiz olanı, helal olanı yiyip için) buyuruluyor. (Bekara 168)
Ana babanızı dövmeyin denmiyor, (Öf demeyin) deniyor. (İsra 23)
Öf demek yasaklanınca, dövmek elbette günah olur. (Kur’anda ana babayı dövmeyin diye bir âyet yok, öf demeden dövmenin mahzuru olmaz) demek elbette yanlıştır.

Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Cima esnasında ferce [avret yerine] bakmayın, körlüğe sebep olur.) [Deylemi, İ. Adiy]
Bakmak men edilince, ağza almak, yalamak elbette caiz olmaz.

Kadınla her türlü ilişki caiz değildir. Bildirilen âyetin meali şöyledir:
(Kadınlarınız [çocuk yetiştiren] tarlanızdır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın.) [Bekara 223]
Buradan livatanın da caiz olduğunu çıkaran sapıklar vardır. Halbuki önceki âyetin meali şöyledir:
(Kadınlar hayzdan temizlendikten sonra, Allah’ın size emrettiği [izin verdiği] yerden onlara yaklaşın.) [Bekara 222]

Emredilmeyen yerden, dübürden, yani arkadan yanaşmak, livatadır, büyük günahtır. Çünkü İslam âlimleri buyuruyor ki:
(Livata, zinadan daha şiddetli haramdır.) [Bahr-ür raık, Redd-ül Muhtar]

Üç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Hanımı ile livata eden melundur.) [Şir’a] (Livata = homoseksüellik)
(Hanımına dübüründen yaklaşan Allah’ın rahmetinden kovulur.) [Sünen sahipleri]
(Hanımına dübüründen yaklaşana Allah rahmetle nazar etmez.) [Tirmizi]

İslam âlimleri bir Müslümanın ağzına sövenin, bilmem ne yaparım diyenin imanı gider buyuruyorlar. Çünkü ağız, Kur’an okuma yoludur. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ağzınızı temizleyin, çünkü ağzınız Kur’an yoludur.) [Ebu Nuaym]

Ağza sövmek günah olunca, yani senin ağzına pislik koyarım demek, imanı götüren, insanı kâfir eden bir günah olunca, bizzat ağza meni akıtmak, idrar çıkan yeri Müslümanın ağzına sokmak caiz olur mu? Erkeğin de idrar ve kan çıkan yeri yalaması asla caiz olmaz. Gayri Müslimlerin çirkin bir âdeti olan oral sekse özenmekten uzak durmalıdır.

Meni, Hanefi mezhebine göre necistir. İdrar kanalından çıkmaktadır. Şafii’de ise temizdir. Temiz olması yenir, içilir anlamında değildir. Çamaşıra bulaşırsa namaza mani olmaz demektir. Başkasının sümüğünü bile, necis olmadığı halde, yani namaza mani olmadığı halde alıp yutmak uygun olur mu?

Sual: Fetavayı Hindiyye kitabının Türkçe tercümesinin 12. cildinin 177. sayfasında oral seksin cevazı bildirilmektedir. Buna rağmen nasıl olur da, oral sekse caiz değil denebilir?
CEVAP
Ne Hindiyye’de, ne de başka kitapta oral seksin caiz olduğu bildirilmiyor. Önce oral seks nedir? Birincisi erkeğin menisini hanımının ağzına akıtması, ikincisi de erkeğin kan ve idrar çıkan yeri yalayarak orgazma ulaşmak demektir. Hiçbir din kitabında böyle bir sekse dinimiz cevaz vermemektedir. Kur’an okuyan müslüman, ağzına pis meniyi alabilir mi hiç? Müslümanın ağzına sövmek küfür iken, bizzat pisliği, meniyi ağza akıtmak nasıl caiz olabilir?

Hindiyye‘de deniyor ki: (Nevazil kitabında bildiriliyor ki: Bir erkek, zekerini hanımının ağzına koysa, bu mekruh olur; bunun hilafını söyleyenler de olmuştur. Zahire’de de böyledir.)

Burada oral seksten hiç bahsedilmiyor. Üstelik “ağza zekeri koymak bile mekruh” buyuruluyor. Mekruh denince, tahrimen mekruh anlaşılır, harama yakın bir iştir. Bu sadece ağza almaktır, yoksa oral sekse asla cevaz yoktur.
[/color] [/b]
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR **********
KALEGÜNEY
Alıntı ile Cevapla