Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - BURSA--16
Konu Başlıkları: BURSA--16
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11 March 2009, 08:52   Mesaj No:9

umut

Papatyam Editörü
Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:umut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1242
Üyelik T.: 19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:61
Mesaj: 13.567
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart BURSA KENT MÜZESİ

BURSA KENT MÜZESİ AVRUPALI

Bursa Kent Müzesi,Avrupa'da yılın en iyi 3 müzesi arasına girdi.


Portekiz'in başkenti Lizbon'da düzenlenen Avrupa Müze Forumu'nun "Yılın en iyi müzesi" ödülünde 19 ülke yarıştı.Bursa Kent Müzesi, İspanya'nın Barselona ve İzlanda'nın Reykjavile müzelerinin ardından 3. oldu.

BURSA’NIN KÖKLERİ

Osmanlı Devleti’nin simgesi, Anadolu topraklarının derinliklerine dal budak salan çınardır.
Bu Osman Gazi’nin imparatorluğun doğuşunu gördüğü rüyasındaki ulu çınardır. Yerden zuhur eden, dal budak salan; dağları, ovaları, denizleri ve de göğü kaplayan…
Ansızın esen rüzgarla bütün yapraklarını döken…
Ve dalında kılıca benzer bir mücevherin çıkıp İstanbul yönünü gösterdiği…
Bursa’da çınar ağacının bol oluşu, boşuna değildir; çünkü, Osmanlı Devleti bu topraklarda doğup gelişmiş ve bu kent koskoca bir devlete başkentlik yapmıştır.
Bursa’da soyağaçları, Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna dek uzanan aileler bu ulu çınarın kökleridir.



Osman Gazi



Bursa’nın fethi tam 12 yıl sürmüştür. 1314’te başlayan kuşatma, 1326’da fetihle sonuçlanmıştır. Üç yanı uçurum olan ve güçlü kalelerle korunan Bursa’nın savaşarak alınamayacağını gören Osman Bey kentin doğusuna ve batısına birer kale yaptırmıştır. Böylece Bursa halkının dışarıdan yardım alması önlenmiştir. Kuşatma sürerken Bursa’nın bütün çevresi bir bir ele geçirilmiştir. Bursa’nın fethindeki giz, 12 yıl sürmüş olan kuşatmanın sabra dayalı mantığında gizlidir

Orhan Gazi



Osman Gazi ile Mal Hatunun oğludur. Osman Gazi bir beylikten devlet kurmuştur. Orhan Gazi ise bu devletin temellerini güçlendirerek imparatorluğa giden adımları atmıştır. Orhan Gazi bir yandan yeni yerler fethederek sınırlarını genişletirken ve bu amaçla Anadolu ile yetinmeyerek Rumeli’ye yönelirken diğer yandan da babası Osman Gazi’nin kurduğu henüz emekleme evresindeki genç devleti tepeden tırnağa yapılandırmıştır. Orhan Gazi’nin askeri başarılarından çok, devletin yapılandırılması yönündeki çalışmaları önemlidir. Bu dönemde yaya ve müsellem adıyla ilk düzenli birlikler ve Divan-ı Hümayun kurulmuş, vezirlik kurumu oluşturulmuştur. Bursa ve İznik’te ilk medreseler kurulmuş, ilk vakıflar açılmıştır. Kentlerin yönetiminde Kadı ve Subaşı görevlendirilmiştir. İlk parada yine Orhan Gazi döneminde basılmıştır.

Murat Hüdavendigar




Orhan Gazi ile Nilüfer Hatun’un oğludur. Orhan Gazi’nin ölümü ile Busa’da tahta geçmiştir. 1.Murat Orhan Gazi’nin yayılma politikasını sürdürmüştür. Yeni fetihlerle Osmanlı Devletinin özellikle Rumeli’de genişlemesini sağlamıştır. Kapıkulu sistemine dayanan Yeniçeri Ocağı’nı kurmuş, bu amaçla Pençlik sisteminin uygulamaya koymuştur. Tımar sistemini uygulayarak Tımarlı Sipahi Ordusu’nun oluşmasını sağlamıştır. Kosova Savaşı’nda ilk kez top kullanılmıştır. Yönetsel alandaki yeniliklerden biri de, kazaskerliğin ve Rumeli Beylerbeyliği’nin kurulması olmuştur. Hanedan dışından atama geleneği de yine I.Murat döneminde başlamıştır. I.Murat Osmanlı tarihindeki önemli bir başka geleneği de başlatmıştır. Önce taht mücadelesine girişen iki kardeşini yakalatarak öldürtmüştür. İzleyen yıllarda da hükümdarlığını ilan eden oğlu Savcı Bey’in önce gözlerine mil çektirmiş, ardından da öldürtmüştür. Bu olaylar, Osmanlı tarihinde taht için kardeş ve oğul öldürmenin ilk örnekleri olmuştur.

Yıldırım Bayezit



Babası I.Murat’ın savaş alanında öldürülmesi üzerine tahta geçmiştir. Babasının başlattığı kardeş öldürtme geleneğine uyarak, taht mücadelesine giren kardeşi Yakup Çelebi’yi boğdurtmuştur. Yıldırım Bayezit de, önceki padişahlar gibi yeni fetihlere yönelmiştir. İyi bir örgütçü ve iyi bir komutan, okuma yazma bilen ilk Osmanlı hükümdarı olmuştur. Devleti merkezileştirerek Osmanlı egemenliğini Anadolu’ya yaymıştır. Anadolu’nun siyasi birliğinin oluşmasında başarılı olmuştur. İstanbul, Osmanlı döneminde ilk kez Yıldırım Bayezit tarafından kuşatılmıştır. Toprak yönetimini berat yenileme yoluyla yeni bir temel oturtmuş; vakıf kurumlarının yaşaması için yeni kurallar koymuştur. Osmanlı’nın İslam dünyasındaki nüfuzu yine Bayezit döneminde artmıştır. Timur’a yenildiği Ankara Savaşı, Bayezit’in trajik sonu olmuştur. Tutsakken öldüğü yada intihar ettiği sanılmaktadır.

Çelebi Mehmet



I.Bayezit ile Germiyanoğullarından Süleyman Şah’ın kızı Devlet Hatun’un oğludur. Çelebi Mehmet, fetret devrini kapattığı ve merkezi otoriteyi yeniden sağladığı için Osmanlı Devletinin ikinci kurucusu sayılmaktadır. Çelebi’nin en büyük hedefi, Anadolu Türk Birliği’ni kurmaktı. Bu amaçla Aydınoğullarından İzmir’i almış, Saruhanoğulları beyliğini ortadan kaldırmış, Menteşoğulları beyliğini kendine bağlamış, Karamanoğullarından Akşehir, Beyşehir, Seydişehir ve Yalvaç’ı geri almış, İsfendiyaroğullarından Tosya ve Çankırı’yı alıp topraklarına katmıştır. Osmanlı’nın ilk deniz savaşı, Çelebi Mehmet döneminde Venedik’te yapılmıştır. Çelebi Mehmet, Şeyh Bedreddin ile Mustafa Çelebi isyanlarını bastırmıştır.

II.Murat



[img]http://Amasya’da doğan II.Murat’ın babası Çelebi Mehmet, annesi Emine Hatun’dur. II.Murat, babasının yolundan giderek Anadolu Türk Birliği’nin kurulması için çalışmıştır. Osmanlı Devletinin ayakta kalması adına, o da Bizans’ın kışkırtmasıyla hükümdarlık güden amcası Mustafa Çelebi ile küçük kardeşi Şehzade Mustafa Çelebi’yi öldürmüştür. Bizans’ı cezalandırmak amacıyla İstanbul’u kuşatmıştır. Rumeli’deki ilk fetih girişimlerinde başarılı olamamıştır. Geçici bir süre tahtı küçük oğlu II.Mehmet’e (Fatih Sultan Mehmet) bırakmıştır. Tahttan kendi isteğiyle feragat eden ilk ve tek Osmanlı padişahı olmuştur. Ne var ki Varna (1444) ve II. Kosova (1448) savaşlarında yeniden ordunun başına geçmiş ve her iki savaşı da kazanarak Osmanlı Devleti’nin gücünü tüm dünyaya göstermiştir

Bursa Havlusu



Bursa’nın ekonomisinde önemli yer tutan tekstil içinde havluculuğun önemi büyüktür. İpekçilik geleneğinden gelen Bursa havluculuğunun Türkiye ve dünyada önemli bir yeri vardır. Bursa’da havluculuk 18. yüzyılın başlarında kadife dokumacılığının bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Havlular, önce el tezgahlarında dokunmuştur. Zaman içinde havluculuk güçlü bir sanayi haline gelmiştir. Genellikle pamuk ipliğinden yapılmakta olan Bursa havluları 18. ve 19. yüzyıllarda Hindistan, İran, Suriye, Mısır ve Balkan ülkelerine ihraç edilmiştir. Bugün Bursa’da 100’ün üzerinde üretim yerinde onbinlerce havlu üretilmektedir.

Çini



14. yüzyılda, kırmızı hamurlu, beyaz astarlı, kobalt mavisi, mangan moru, yeşil ve siyah renklerle geometrik, bitkisel, hayvan ve insan figürlü sır altı tekniğiyle üretilen seramiklerin, başlangıçta Miletos ve Efesos’ta imal edildiği görüşü hakimken, İznik’te gerçekleştirilen kazılarda ortaya çıkarılan fırınlar, fırın malzemeleri ve seramikler, bunların İznik’te imal edildiklerini belgelemiştir. Bursa’da Hisar içinde yapılmakta olan temel kazılarda da Erken Osmanlı (Millet İşi) seramikleri bulunmaktadır.
Bu kaplarda rozetler, yıldızlar, geometrik şekiller, palmet, zambak, meander, su, dalga ve köpükler, radyal hatlar, kıvrık dallar, eğrelti otları, salkımlar, yapraklar, kır çiçeklekleri, karanfiller, palmiye dalları, ayçiçeği, geçme geometrik motifler ve yazı motifleri kullanılmıştır. Erken Osmanlı Dönemi’nde astar boyasıyla bezemeleri yapılmış Slip tekniğiyle seramiklerde üretilmiştir.

Kebap



[/img]

İpek Kenti Bursa



Günümüzde ikincil bir uğraş haline gelen ipek böcekçiliği ve ipekli üretimi, bir zamanlar Bursa’nın en önemli üretim alanını oluşturuyordu. Özellikle Osmanlı döneminde ipekçilik büyük ilerleme göstermiştir. 17. yüzyıla ait kaynaklarda halkın çok büyük bir bölümünün ipekçilikle uğraştığına dair bilgilere rastlanmıştır. 19. yüzyıla gelindiğinde ise Bursa ipekçiliğinde makineleşmenin başladığı görülmüştür. Zamanla eski önemini ve ekonomik değerini kaybetmiş olsada, Bursa hala ipeği ile anılmaktadır. Bugün Bursa ekonomisinin temel güçlerinden olan dokumacılık, ipekçilik geleneğinden gelmektedir.
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR **********
KALEGÜNEY
Alıntı ile Cevapla