Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - Kolesterol bilmecesi
Konu Başlıkları: Kolesterol bilmecesi
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12 March 2008, 11:59   Mesaj No:1

PESTEMAL

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:PESTEMAL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 145
Üyelik T.: 16 February 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 3.815
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Kolesterol bilmecesi

Kolesterol bilmecesi

Kolesterol bilmecesi
Yaşamak için gerekli, mum kıvamında yağımsı bir maddenin adı olan ve beyin, sinirler, kalp, bağırsaklar, kaslar, karaciğer başta olmak üzere tüm vücutta yaygın olarak bulunan kolesterolün fazlasının da, azının da zararlı olduğu belirtildi.

Vücudun kolesterolü kullanarak hormon (kortizon, seks hormonu), D vitamini ve yağları sindiren safra asitlerini ürettiği, bu işlemler için kanda yeteri miktarda kolesterol bulunması gerektiği, fazla kolesterolün kan damarlarının sertleşmesine ve daralmasına yol açtığı kaydedildi.

İnsanlar, bu bilgiler doğrultusunda kolesterolün fazlasından "köşe-bucak" kaçarken, değişik ülkelerde yapılan araştırmaların 'kolesterolün fazlasının bazı bulaşıcı hastalıkları tez zamanda iyileştirdiği' bulguları ise değişik iddiaları ve şaşkınlıkları da beraberinde getirdi.

Günümüzde "kolesterol bilmecesi"ne yol açan mevcut bilgiler ve yeni bulgular "kolesterol hastaları"nı iki arada bir derede bıraktı. Her iki yöndeki veriler incelendiğinde, kolesterol konusunun da ülkeden ülkeye, şehirden köye farklılıklar gösterdiği, biri için yanlış olanın diğeri için de yanlış olacağı anlamına gelmeyeceği ve kolesterolde de yapılan işe (harcanan enerjiye), yaşanılan coğrafyaya, mevsime, çekilen hastalığa, hastalığı çekenin psikolojisine göre farklı sonuçların ortaya çıkabileceği düşüncesi ortaya çıktı.

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Yunus Amasyalı, "yüksek kolesterol"ün vücuda verdiği zararları sıralarken, "Kanda aşırı miktarda bulunan kolesterol yıllar içinde yavaş yavaş damar duvarında birikir. Bu birikim sonucu o damarda daralma, tıkanma ortaya çıkar. Bu durum bir su borusunda pisliklerin birikmesine benzetilebilir. Kolesterol hangi damarda birikmişse o damarla ilişkili sorunlar ve hastalıklar ortaya çıkar. Kolesterol yüksekliğinde belirti ve bulgular çoğu zaman ani kolesterol yükselmesine bağlı değildir. Uzun süreli kolesterol yüksekliğinin damar duvarında kolesterol birikmesine yol açmasının sonucudur. Yani kolesterolünüz şu andaki değerinin 2-3 katına yükselse ve 3-4 saat yüksek kalsa size bir zararı olmaz. Asıl sorun sizde daha önce uzun süreli kolesterol yüksekliği olmasıdır" dedi.
Kalbi besleyen damarlarda (koroner arter) kolesterol birikiminin, bu damarlarda tıkanma ve daralmanın sonucu göğüs ağrısı, kalp krizi ve kalp yetmezliği gibi sorunlara neden olacağına dikkat çeken Uz. Dr. Amasyalı, bunların sonucu hasta için koroner by pass ameliyatı (cerrahi olarak darlığın ortadan kaldırılması) veya anjiyoplasti (balonla daralmış koroner arterin genişletilmesi) işlemine ihtiyaç duyulabileceğine dikkat çekti.

Beyini besleyen boyun damarlarında kolesterol birikimi olmasının felçlere, konuşma bozukluklarına, dengesiz yürümeye, bilinç kaybına yol açacağına değinen Amasyalı, "Böbrek damarlarında kolesterol birikimi yüksek tansiyon ve böbrek yetmezliğine yol açabilir. Ana atardamarda (aort) kolesterol birikimi de tehlikelidir. Buradan kopan kolesterol birikintilere daha küçük damarları tıkayarak çok değişik sorunlara yol açabilir. Bağırsağı besleyen damarları tıkayarak bağırsak ölümüne, göz damarlarını tıkayarak körlüğe, bacak damarlarını tıkayarak kangrene yol açabilirler. Kolesterol yüksekliğine bağlı sorunlar ortaya çıktığı zaman hasta geç kalmış olabilir; bu nedenle kolesterol yüksekliğini önlemek, yükselmişse düşürmek çok önemlidir" uyarısında bulundu.

Kolestrol-yüksek tansiyon ilişkisi

Kolesterol ve yüksek tansiyon arasında doğrudan bir ilişki olmadığını, yani kolesterol yüksekliğinin yüksek tansiyona, yüksek tansiyonun kolesterol yüksekliğine yol açmayacağını bildiren Amasyalı, "Ancak ikisinin hedefi ve zarar verdiği organ kan damarlarıdır. Yüksek tansiyon kan damarındaki basıncı yükselterek aşınma, yırtılmalara neden olur. Bu durum su borusu içindeki basıncın artmasına bağlı sorunlara benzetilebilir. Yüksek kolesterol de damar duvarında kolesterol birikimine yol açarak damarlarda daralma ve tıkanmalara yol açar. Yüksek tansiyon ve kolesterol yüksekliği kan damarına diğerinin verdiği zararın şiddetini arttırır ve ortaya çıkmasını çabuklaştırır. Bu nedenle hem kolesterol yüksekliği hem de yüksek tansiyon tedavi edilmelidir" diye konuştu.

Kolesterol, yağımsı bir madde olduğunu, normal şartlarda, yağın suyun içinde çözünmeyeceğini hatırlatan Amasyalı şu bilgileri verdi:

"Kolesterol de su özelliklerini taşıyan kanda normal koşullarda çözünmez. Kolesterol, kanda çözünmesi ve taşınması için karaciğerde bir protein ile birleştirilir. Bu kolesterol ile protein birleşimine lipoprotein adı verilir. Değişik tipte lipoproteinler vardır. Birincisi LDL (low density lipoprotein, düşük yoğunluklu lipoprotein) kötü huylu kolesteroldür. İkincisi HDL (high density lipoprotein, yüksek yoğunluklu lipoprotein) iyi huylu kolesteroldür. HDL ve LDL kolesterolden başka lipoproteinler de vardır. Yağ metabolizması bozukluğu olan hastaların yaptırdığı diğer bir kan incelemesi de trigliserid ölçümüdür. Trigliserid de kolesterol gibi kanda çözünen bir yağdır. Kan trigliserid düzeyi ile arteriyoskleroz arasındaki ilişki kolesterol kadar belirgin değildir".

Kanda kolesterol ve LDL kolesterolün yüksek olmasının hasta için risk taşıyacağını, HDL kolesterolün düşük olmasının da bir risk olduğunu ifade eden Amasyalı, "20 yaşın üzerinde kan kolesterol düzeyi 200 mg/dl'nin altı istenilen düzeydir. Kan LDL kolesterol düzeyi 130 mg/dl'nin altı istenilen düzeydir. 130-159 mg/dl arası sınırda yüksektir. HDL kolesterol yükseldikçe risk azalır. Ortalama HDL kolesterol düzeyi kadında 55 mg/dl ve erkekte 45 mg/dy'dir. Yani kadınlar bu yönden daha şanslıdır. Kan trigliserid ölçümüne göre sınıflandırma yapıldığında; 150 mg/dl normal, 150-300 mg/dl sınırda yüksek, 300-1000 mg/dl yüksek, 1000 mg/dl ve üstü çok yüksektir. Kanda kolesterolün yüksek olması bir yağ metabolizması bozukluğudur. Yağ metabolizması bozukluğundan şüphe edilen bir hastada yapılması gereken kan alınarak öncelikle kolesterol, LDL kolesterol, HDL kolesterol ve trigliserid düzeyi ölçülmesidir. Tedaviye karar vermeden önce bu değerler en az 2 kez ölçülmelidir. Tedavi düzenlenirken öncelikle LDL kolesterol düzeyleri temel alınmalıdır" açıklamasında bulundu.

Düzenli egzersizin kolestrole etkisi

Kanda kolesterol düzeyini etkileyen çok sayıda faktör bulunduğuna değinerek, "Bu faktörlerin bazıları önlenebilir niteliktedir. Bunlardan bazıları kalıtımsal faktörler, gıdalar, şişmanlık ve strestir. Bu faktörler kolesterolü ve kötü huylu kolesterolü yükseltir" diyen Amasyalı, düzenli egzersizin iyi huylu kolesterolü yükselteceğini ve kötü huylu kolesterolü azaltacağını vurguladı. Amasyalı, 60-65 yaşa kadar yaşla birlikte ve kadınlarda menopozdan sonra kolesterol düzeyinin artacağını söyledi.

Kolesterol yükselmesine, trioid bezinin yetersiz çalışması, karaciğer hastalıkları, böbreğin mikrobik olmayan iltihabi hastalıkları, şeker hastalığı, şişmanlık, bazı ilaçların yol açtığını belirten Amasyalı, "Yüksek kolesterolün kontrol altına alınması ile yaşam süresinin uzadığı, kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin azaldığı ve kalıcı sakatlıkların önlendiği kesin olarak ortadadır. Kolesterol yüksekliğine ilaveten şişmanlık, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, sigara gibi diğer kardiyovasküler risk faktörlerinin tedavisi de planlanmalıdır. Tedavi ilaç dışı ve ilaç tedavisi olmak üzere iki aşamada gerçekleştirilir. Her hasta için tedavi farklılıklar taşır. İlaç dışı tedaviler kesinlikle ihmal edilmemelidir. İlaç tedavisi kesinlikle doktor denetiminde olmalıdır.

Tedavide hedef belirlenirken LDL kolesterol düzeyinin esas alınması tercih edilir. Hedef LDL kolesterol düzeyi hastada kalp ve damar hastalığının olup olmadığına göre değişir. Kişide kalp ve damar hastalığı yoksa LDL kolesterol düzeyinin 130 mg/dl'nin altına düşürülmesi yeterlidir. Kişide kalp ve damar hastalığı varsa hedef LDL kolesterol düzeyi 100 mg/dl'nin altı olmalıdır. Yani kalp krizi geçirmişseniz, koroner arter daralmasına bağlı göğüs ağrınız varsa, koroner damar ameliyatı geçirmişseniz, koroner arterler balon ile genişletilmişse, beyine, böbreğe, bacaklara giden damarlarda kolesterol birikimi varsa hedef LDL kolesterol düzeyi 100 mg/dl'nin altıdır. İlaçsız tedaviler yaşam düzeninin değiştirilmesi olarak da isimlendirilir. Yüksek kolesterol tedavisindeki en önemli konu ilaçsız tedavilerdir, kesinlikle ihmal edilmemelidir. İlaçsız tedavilerde yapılan ihmal kolesterol düşürmek amacı ile kullanılan ilaçların başarısını da azaltır.

İlaçsız tedavilerin başında beslenme alışkanlığının değiştirilmesi gelir. Sigara kesinlikle bırakılmalıdır. Sigara da kolesterol yüksekliği gibi bir kardiyovasküler risk faktörüdür. Sigara ayrıca akciğer kanseri, akciğer hastalığı, beyin kanaması ve birçok kansere de zemin hazırlar. Hastada yüksek tansiyon varsa, yüksek tansiyon tedavisinde geçerli olan ilaç dışı tedaviler ihmal edilmemelidir. Yüksek tansiyon ve kolesterol yüksekliğinde uygulanan ilaç dışı tedaviler birbirine benzerlik gösterir. Yüksek tansiyonlu hastalarda ilaveten beslenme ile alınan tuzun da azaltılması gerekir. Şeker hastalığı kontrol altına alınmalıdır. İnsülin kullanmak gerekiyorsa kaçınılmamalıdır.

Şişmanlık kesinlikle kontrol altına alınmalıdır. Düzenli egzersiz HDL kolesterolü (iyi kolesterol) yükseltir, LDL kolesterolü (kötü kolesterol) düşürür. Hastalar düzenli egzersiz yapmayı alışkanlık haline getirmelidirler. Haftada en az 3, tercihen 5 kez, 30-45 dakika süre ile yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklete binme gibi sporlar yapılmalıdır. Kolesterol yüksekliği için ilaç tedavisi sadece uzman kardiyolog ve dahiliye uzmanı tarafından, hastanın klinik tanıları, yaş, aile öyküsü ve kardiyovasküler risk faktörleri göz önüne alınarak kontrol altında yapılmalıdır" şeklinde konuştu.

__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz
Alıntı ile Cevapla