Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - Sonsuza Kadar
Konu Başlıkları: Sonsuza Kadar
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04 May 2006, 11:04   Mesaj No:1

beliz

Papatyam Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:beliz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 792
Üyelik T.: 24 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 421
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Sonsuza Kadar

Sonsuza Kadar






Heybeliada'daki Deniz Okulu'ndan mezun olan İsmail Türe, kendi gibi Gelibolulu olan bir genç kıza kaptırır gönlünü. İki sevgili parmaklarına nişan yüzüğü taksalar da, birbirlerini çok seyrek
görmektedirler.

İsmail Türe denizaltıda muhabere subayı olarak görevlidir çünkü.
Üsteğmenin aklına harika bir fikir gelir; nişanlısına ışıklı mors
alfabesini öğretecek, Çanakkale'den geçiş yapacakları geceyi planlı
olduğu için önceden bildirecek ve böylelikle haberleşeceklerdir!..
Boğazı yüzeyden geçmekte olan denizaltının kulesindeki denizciler
sigara içmekte, sohbet etmektedirler. Aralarından birinin heyecanlı
olduğu her halinden belli olmaktadır. Gelibolu kıyılarına
geldiklerinde, karanlık içindeki evlerden birinden bir el fenerinin
yanıp söndüğü görülür: "Seni seviyorum"... Arkadaşları gülümseyerek
İsmail Türe'ye bakarlarken, genç aşık elindeki fenerle sevgilisine
karşılık vermektedir...
Bu olaydan sonra iki sevgilinin aşkı düşmez olur denizaltıcıların
dillerinden. Herkes, haberleşmek için kurulan ışık yolunu konuşur.
Arkadaşları "Evlen şu kızla da, buralardan her geçişimizde
selamlaşmayı bırak artık" diye takılırlar İsmail Türe'ye.
Denizaltının üstünün ve altının bir olduğu yağmurlu günlerde bile,
Çanakkale Boğazı'ndan geçilirken, elindeki fenerle aşk nöbeti tutan
yakışıklı denizci gözünü bir an olsun ayırmaz Gelibolu kıyılarından.
Yine bir gün, yirmiyedi yaşındaki Üsteğmen, Çanakkale'den geçecekleri
gün ve saati, denizaltının uğradığı bir limandan telefonla haber
verir nişanlısına.
Ege Denizi'nden Boğaz'a giriş yapacaklarını ve en öndeki denizaltının
kulesinde olacağını bildirir. Genç kızın gözüne her zaman olduğu gibi,
o gece de uyku girmez. Büyük bir sabırla pencerenin önünde oturmakta
ve gözünü hiç kırpmadan denize bakmaktadır. Fenerine yeni pil almış olsa
da, arada bir yanıp yanmadığını kontrol eder yine de...
Birden, dev bir karartı belirir suyun üstünde. Güneyden gelen bir
denizaltı, penceresinin görüş sahasına girmiştir ... Genç kız
pencereyi açar ve gecenin karanlığına uzattığı elleriyle feneri yakıp
söndürür.
"Seni Seviyorum..."
Kulede bulunan denizaltının komutanı Bahri Kunt işareti görünce
gülümser:
"Hay Allah, bu kız denizaltıları şaşırdı. Nişanlısının denizaltısı
bizim önümüzdeydi..." Bir anlık tereddütten sonra Birinci İnönü
denizaltısının komutanı Bahri Kunt, yanıt gönderilmezse genç kızın
telaşlanacağını
düşünerek,karşılık verilmesini emreder. Yanındakilerin "Ne diyelim
komutanım?" diye sorması üzerine de
şunları söyler: "ebediyete kadar..."
O gece, Üsteğmen İsmail Türe'nin görev yaptığı Dumlupınar, Çanakkale
Boğazı'na giriş yapan ilk denizaltı olmuştur. Ama, Gelibolu kıyılarına
gelmeden, Nara Burnu açıklarında İsveç bandıralı "Naboland" adlı gemi
tarafından çiğnenmekten kaçamamış ve yaralı bir balina gibi acı dolu
sesler çıkararak, Çanakkale'nin karanlık sularında kaybolmuştur.
Her şey bir kaç dakika içinde gerçekleştiğinden, arkadan gelmekte olan
Birinci İnönü denizaltısı Dumlupınar'a çarpan geminin yanından
habersizce geçerek, Gelibolu'ya ulaşan ilk denizaltı olur.
Genç kız, nişanlısından haber almanın huzuru içinde başını yastığa
koyduğunda, genç denizci çoktan dalmıştır "Ebediyete kadar" sürecek
olan uykusuna!..
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz
Alıntı ile Cevapla