Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - Yeni türeyen Türkçü gruplar dış destekli
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 March 2006, 11:13   Mesaj No:1

REHA

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:REHA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 553
Üyelik T.: 07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
Mesaj: 1.867
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Yeni türeyen Türkçü gruplar dış destekli

Yeni türeyen Türkçü gruplar dış destekli

Yeni türeyen Türkçü gruplar dış destekli


Türkçü görüşleriyle bilinen Orkun Dergisi sahibi Altan Deliorman, son yıllarda ortaya çıkan ulusalcı grupları ‘marazi’ olarak nitelendirdi.

Deliorman, söz konusu grupların Türkçü düşüncenin önünün kesilmesi için dışarıdan desteklendiğini iddia etti.

‘Kızılelma Koalisyonu’ ile birlikte yaygınlaşan ‘ulusalcı’ hareketler, marjinal Türkçü grupların mantar gibi türemesine yol açtı. Bu grupların kimi kendisini sosyalist, kimi de Şamanist olarak tanımlıyor. İslamiyet’te reform isteklerini ön plana çıkaran bu grupların ortak özelliği, dinî değerlere tavır almaları. Çeşitli gerekçelerle eylemler düzenleyen ve internet ortamında yoğun propaganda yapan gruplardan Türkçü aydınlar da rahatsız. Türkçülüğün fikir babalarından Nihal Atsız geleneğinin bugünkü temsilcisi Orkun dergisinin sahibi Altan Deliorman, grupların çoğunun dış destekli olduğunu iddia etti. Deliorman, ‘marazi’ olarak nitelediği bu marjinal gruplara, gerçek Türkçü akımların önünün alınması için yurtdışından para akışı olduğunu iddia etti. Deliorman, şunları söyledi: “Bunların bir mensubu Şaman kıyafetleri giymiş şekilde poz verdi. ‘Biz Müslüman değil, Şaman’ız. İslamiyet ile ilgimiz yok. Türkçülük de budur. Toplumcu Türkçüyüz’ diyorlar. Bakıyorsunuz eski püskü takım elbiseler giyerek gazetelere poz veriyorlar. O zaman düşünün felaketi. İnsanlar, bütün Türkçüler böyle zannedecek. Türkçüler garip, inançsız veya Şaman inançlı falan birtakım insanlar zannedilecek. Bizler normal insanlarız. Türkçü olunca farklı bir insan olmuyoruz ki. Toplum tarafından garip karşılanacak insanlar değiliz.”

Nihal Atsız’ın talebesi ve yakınında bulunan isimlerden olan Deliorman, yeni ortaya çıkan Türkçü grupların Şamanizm’i ön plana çıkarmasını da eleştiriyor. Atsız’ın, ölüm yatağında Yasin-i Şerif okunmasını istediğini bildiren Deliorman, “Atsız’ın öldüğü gece, benim de çok yakından tanıdığım 1944 davası sanıkları Muzaffer Eriş ve Refet Körüklü vardı. Atsız Bey öleceğini anlamış, ‘Refet sen bana Yasin oku’ demiş. Refet Bey beş vakit namaz kılan bir Türkçüdür. O, yüksek sesle Yasin okumuş. Atsız Bey son derece dediğim dedik bir adamdı. Ölüm korkusu ile ‘bana Yasin okuyun’ diyecek bir adam değildi. Demek ki içinde bir inanç kıvılcımı var.” diye konuştu.

Türkçülüğü ‘milliyetçiliğin özel bir türü’ olarak tanımlayan Deliorman, Türkçülerin kendilerine özel keskin görüşlerinin olmasının doğal karşılanması gerektiğini dile getiriyor. Deliorman, Türkçülere eskiden beri ‘ırkçı, turancı’ denildiğini, ‘kafatasçı’ tabirinin ise son dönemde uydurulmuş bir siyasi tabir olduğunu kaydediyor. Irkçılığın az ya da çok dünyanın her yerinde görülebileceğini, bazen de Almanya’da olduğu gibi rejim haline gelip felaketlere yol açabileceğini şöyle aktarıyor: “Türkiye’de içten içe bir ırkçılık var. İnsanlar kendisinden olanlara normal olarak daha yakınlık duyar. Düzce’deki bir Çerkez aile Hendek’teki bir Çerkez aileye yakınlık duyar. Bunda yadırganacak bir şey yok.”

Türkçülük oy getirmez

Türkçülüğü ‘bir aydın hareketi’ olarak tanımlayan Deliorman, bu hareketin siyasi parti haline dönüşmemesi gerektiğini söylüyor. Bunun sebebini, “Çünkü Türkçülük oy getiren bir şey değil.” sözleriyle açıklıyor. Altan Deliorman, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Hükümet memur maaşlarını artırsa oy alırsınız; ama ‘ben Türkçüyüm bana oy verin’ diye meydana çıkınca adama gülerler. Siyasette Türkçülük ne söyleyecek ki oy toplayabilsin? Türkçülük bir aydın hareketi olarak başlamıştır, öyle devam etmelidir. Her partide, her inançta Türkçülerin bulunmasını tercih ederiz. İdarede, orduda, yargıda her yerde olsun isteriz. İlla da faal olması lazım değil. Parti olursa Türkçülük sadece o partideki insanların tekelinde olur. Onun içindir ki Türkeş 1968’den itibaren Türkçülüğü müdafaa etmeyi bıraktı. Haklıydı da. Politikaya girmiş olsam aynı şeyi inancıma rağmen ben de yapardım. ”



07.03.2006
Erkan Acar
İstanbul


http://www.zaman.com.tr/?bl=haberler...&hn=263066
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ

BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE
[/size]
Alıntı ile Cevapla