Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Mesaj:
1.864 Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir!
|
CUMA NOTLARI
CUMA NOTLARI
Duaya Çağrı...
Kasabanın birinde iyi kalpli, nur yüzlü bir çiftçi yaşarmış. Yaz kış demeden çalışır, yetiştirdiği sebzeleri her hafta pazarda satarmış.
Yine bir gün, pazardan evine dönerken cefakâr atı tökezlenmiş, arabasının tekerleği taşa çarparak kırılmış.
Tekerleği tamir etmek için uğraşırken, akşam duasına geç kaldığını fark etmiş. Torbasında olması gereken dua kitabını aramaya koyulmuş. Bulamayınca, huzursuzluğu paniğe dönüşmüş.
Dizlerinin üzerine diz çöküp;
“ Affet beni Allahım ” diye yalvarmış,
“ Hafızam kötü olduğu için hiçbir duayı ezbere bilmiyorum. Şimdi ne yapsam acaba ? ”
Biraz düşünmüş, derin bir nefes aldıktan sonra “ Evet buldum! ” diye bağırmış sevinçle:
“Allah’ım sen nasıl olsa tüm duaları biliyorsun. Alfabedeki harflerin hepsini yavaşça söyleyeceğim, lütfen onları istediğin şekilde birleştir ”
Yaratıcı, meleklerini çağırıp: “ Sevdim bu duayı ” demiş.
“ Çünkü sade bir yürekten geliyor…”
Evet değerli dostlarım, dua gerçekten çok önemli bir işlev.
Yıllar önce bir dostumun, “nasıl Dua edilmeli?” sorusuna, yukarıdaki hikâyeye benzer bir cevap vermiştim:
“ Yaratıcı ne istediğini bilir.”
Hayatta öğrendiğim en önemli derslerden birinin Dua olduğunu, bu dilemenin her konuda geçerliliğini koruduğunu düşünüyorum. Benim ilk duam şöyleydi:
“ Yarabbi! Bilerek, ya da bilmeyerek işlemiş olduğum günahları affeyle, yaptıklarıma göre değil, kendi lûtfu keremine göre beni mükâfatlandır. Zatından ihsan edeceğin keşif, kuvvet nuru ve fetih ile beni güçlendir. Sen dualarımı işitici olansın. Öyle ise, Efendimiz hakkı için en yakın zamanda dualarıma icabet eyle!.. ”
Halen de bu şekilde devam ediyor.
Hemen belirtelim;
iki tür dua vardır: İlki, kötü huylardan arınmak yerine, beşeri isteklerle dolu, insanları en aşağı noktaya itekleyeni.
Diğeri, zirveye taşıyan, özden gelen biçimde yapılanı. İlkinin, insanı ikinci sınıfa indirgediğini, Müminlerin gerçekleştirdiği ve dua kuralını meşrulaştıran gerçek dua şeklinin ise insanı alabildiğine yücelttiğini, kabul etmeliyiz.
Değerli dostlarım, Musevilik, Hıristiyanlık, İslâmiyet ve diğer semavi dinlerde dua, müşterek, geçerli olan bir sistemdir. Hatta çok tanrılı ekollerde de duaya özen gösterilir. Eski mısır dininde rahiplerin dualarını ‘amin’ ya da ‘amen’ diye bitirdikleri tespit edilmiştir.
Dua bir acziyetin değil, bilinçli olmanın, en önemlisi bütünlüğün eseridir. Sonuca mutlaka etki eden bir faktördür. Duasız hiçbir ilerleme kaydedilmediği gibi, elde edilmiş hakların bile zayi olmasına yol açabilir.
Allah Resûlü Hz. Muhammed (s.a.v.), bir hadisinde “ Dua müminin silahıdır ” diyor açık ve net.
Bir başka sözünde ise “ Secdede yapılan her dua müstecaptır ( icabet olunmuş) ” diyor.
Aklınıza “neden secde anında yapılanı kabul olur?” gibi bir soru gelebilir.
İzah edelim: Bilindiği gibi, secde mutlak yokluk halidir. Bu boyutta dua eden, duaya icabet edenle özdeşleşir. Ve dilenen şey gerçekleşir.
İnsanı silkeleyip canlandıran dua işlevini savsaklamak, İslamî terbiye ile yetişenlere asla yakışmaz. Çünkü dua, yapılacak şeylerin belki en iyisi, en hayırlısı olanıdır.
Ahmet F. YÜKSEL
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır"
|