ASHABI SUFFE
ASHABI SUFFE
Verin o fakirlere ki, Allâh yolunda kapanmislardir. Yer yüzünde dolasmaya kadir olamazlar, istemekten çekindikleri için bilmiyen onlari zengin zanneder, onlari simâlarindan tanirsin: Onlar insanlardan israrla bir sey istemezler, hem ise yarar her ne verirseniz hiç süphesiz Allâh onu bilir. (Sûre-i Bakara, âyet 273) Bu âyeti kerîme, “suffe” ashâbi denilen zâtlarin vasiflari ve o gibi zâtlara verilecek sadakalarin medhi hakkinda nâzil olmustur.
Asri saadette Medine-i Münevvere’ye hicret etmis olan dört yüz zât vardi. Bunlarin evleri, servetleri, asiretleri yok idi. Bu mübârek zâtlar, mescid'i nebevide “suffe” denilen belirli bir yerde eylesiyorlardi. Bu cihetle bunlara “ashâb-i suffe” denilmistir. Bu zâtlar nefislerini cihad için hapsetmis, bütün seriyyelerde bulunmuslardi. Vakitlerini ibâdete, dinî hükümleri ögrenmeye hasreylemis bulunuyorlardi. Iste bu zâtlarin vasiflari söylece beyan buyuruluyor:
Ey mü'minler! Vereceginiz sadakalari asil (o fakirlere) o suffe ashâbina veriniz ki onlar Allâh yolunda, ibâdet ve itaat husûsunda nefislerini hapsetmis kapanmis kalmislardir. Ticaret için, nafakalarini tedarik için yer yüzünde dolasmaya kadir olamazlar. Onlarin oraya buraya kosmalarina dinî mesguliyetleri veya kudretsiz durumda olmalari müsaade etmemektedir.
Onlari bilmeyen, onlarin hallerine vâkif olmayan bir sahis istemekten, ihtiyaçlarini arzederek ondan bundan bir sey dilenmekten çekindikleri böyle bir seye tenezzül etmeyip hallerine kanaat ettikleri için onlari zengin kimseler sanarlar. Fakat sen dikkat edince, onlari yüzlerinden ne kadar iffetli, kanaatkâr, ihtiyaçsiz zâtlar oldugunu tanirsin. Bir takim alâmetlerden dolayi onlarin o yüksek hallerini anlarsiniz. Onlar ne kadar ihtiyaç içinde bulunsalar da yine insanlardan yüzsüzlükle bir sey istemezler.
Ey müslümanlar! Siz hayirdan maldan ne harcarsaniz, insanlik âlemine maddî ve mânevî ne gibi yardimlarda bulunursaniz her ne infak ederseniz, süphe yok ki, Allâhü Teâlâ onu tamamen bilir. Onun mükâfatini ihsan buyurur. Artik böyle neticesi sadece hayir olan fedakârliklardan çekinmeyiniz, elden gelen hayir ve yardimlara çalisiniz. (ILA 164)
<< Önceki Gün