Sessiz Soluklar...
[size=18px]SESSİZ SOLUKLAR…[/size]
Karanlıkların içerisinde nefes nefese bir insan silueti... Nereye koştuğunu bilmeden, koşuyor... Çöllerde susuz kalmışcasına yanan içinin ateşini söndürmek istercesine, çatlamış topraklar gibi yağmuru beklercesine koşuyor... Yıldızlar dökülüyor gök kubbeden, yoluna eşlik etmek istercesine... Ay sıyrılıyor bulutların arasından, karanlıklarını aydınlatmak istercesine... Delicesine, geceye koşuyor SESSİZ SOLUKLAR içerisinde... Bir volkan patlıyor derinliklerinden, önüne gelen her şeyi yakıp kavuran, bir volkan... Dudaklarını mühürleyip, kalbine kilit vuran... Bir mezar taşına değiyor başı, şakaklarından yüzüne sızan, yürek yarasıdır... Ölü şehrin insanları... Sessiz sokaklarında sessiz soluklar alınır... Hayaletler dolaşır köşe başlarında... Hayal aşklar yaşanır, hayal ayrılıklar, hayal gelecek planları yapılır ölü şehrin sokaklarında... Bu şehirde ölülerin kanunları geçerlidir, gündüzü yoktur bu şehrin ve bu şehrin insanlarının... Düşlerinde yaşar güneşin yakıcılığını, çiçeklerin mavisini, morunu, beyazını... Mutluluğun resmini çizemez ölü şehrin insanları... Düğüm düğüm olmaz boğazında aşklar... Sessiz soluklanır ölü şehrin insanları... Leyla ve Mecnun'u... Ferhat ile Şirin'i... Aslı için ateşe atılan Ferhat'ı dinlememiştir bu şehrin insanları... Sessiz soluklar içerisinde kaybolur sevmeleri... Maskeler altında gizlenir duyguları... Kendine bile itiraf edemez sevgisini... Ağlayamaz ölü şehrin insanları, tükenmiştir gözyaşları, kurumuştur pınarları... Denize dökülecek ırmakları yoktur... Suda taş sektiremez, salıncak nedir bilmez bu şehrin insanları... İçine çekemez, çılgınca, bir gülün kokusunda sevdiğini ararcasına soluklarını... Sessiz soluklar vardır ölü şehrin insanlarında... Maskeli duygular yaşar korku dolu yüreklerinde... Aslında yürekleri de yoktur... Dedim ya... ÖLÜ ŞEHRİN... ÖLÜ İNSANLARI... SESSİZ SOLUKLAR sarmış dört bir yanı...
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır"
|